İşte yeni bölüüüm ^^ İyi okumalar şirinler :3 (bol bol satır arası yoruma bayıldığımdan bahsetmiş miydim? Sjskdlflglfl)
"En azından telefonlarda seri çekim özelliği var da, sinirli olduğun anın dışında öpüştüğünüz anı da çekebildim. Çerçeveletip Çağla'ya yeni evi için bir hediye olarak göndermeliyim." dedi Efe sırıtarak ve telefonundaki fotoğrafı gururla bana çevirdi....
•••
"S-SİL ONU." Dedim dişlerimin arasından ama bu sözümün Efe üzerinde hiçbir negatif etkisi olmadığı gibi bir de sırıtmaya başlamıştı. Stresten ve sinirden boynumdaki şahdamarın atışını hissedebiliyordum. İlk önce Burcu'ya mı kızsam yoksa Efe'yi mi dövsem tüm devrelerim karışmakla kalmamış, ortadan yok olmuştu. Çağla'ya zorla ihanet ettirilmiştim. Çağla'dan başkasını öpmenin düşüncesi bile midemi kasıp, bulandırırken şu anda bunun gerçekleşmiş olmasıyla beraber hem Burcu'yu öldürerek ortadan kaldırmak, hem de dudaklarımı sonsuza kadar yıkamak istiyordum.
"Maalesef, Ahmetciğimizin son isteği." Dedi gülerek ve telefonunu kendine çevirip bir şeyler yapmaya başlayınca elimle telefona vurup düşürmeye çalıştım ama başaramayınca artık başka şans kalmadığına karar verip gözümü dahi kırpmadan tüm gücümle bir yumruğu Efe'ye geçirmemle hem Burcudan hem de kafedeki müşterilerden bir korku nidası yükseldi. Efe yumruğun etkisiyle yere yığılınca hızla üzerine eğilip dizlerimi vücudunun iki yanına koydum ve yakasından tutup kaldırarak benimle yüz yüze gelmesini sağladım. Öylesine sert vurmuştum ki, tek yumrukta burnu ve dudağı kanamaya başlamıştı.
"Sen ve o s*ktiğimin p*çler ordusu küçük oyunlarınızın sonuçlarını düşünerek plânlamasını yapın." Dememle hâla sırıtabilmesine sinirle bakarken garsonların kafenin başındaki kişiyi -yani Burcu'nun abisini- çağırmaya gittikleri gözüme birkaç saniyeliğine takıldı.
"Farkındaysan hep düşünüyorsun ama aynı yerde bitiyor olay. Hep sizi ayıracak bir şeyler. Bak şimdi de Çağla'ya ihanet ettin." Dedi ve gülümsemesini genişletmesiyle dudağındaki kan dişlerine karıştı ve zaten itici olan tavırlarıyla Efe, daha itici bir hâl aldı. Düşünmeden bir yumruğu da yakasından tutarken diğer tarafına geçirmemle acıyla inleyip ayağa kalkmaya çalıştı ama üstünde durduğum için tekrardan yerine düşüp öksürmeye başladı.
"B-batı bırak artık. Altüstü bir ö-öpücük." Diyen Burcu'ya sadece kısa süreliğine bir bakış attım ve cevap dahi vermedim. Çünkü altüstü bir öpücük değildi. Bir öpücük dışında her şeydi. İhanet, tiksinti, oyuna gelmek...
"Evet Batı, abartmıyor musun?" Demesiyle Efe'ye döndüm ve yakasını bırakmayarak tek kaşımı kaldırdım.
"Bana bunu bir kızla yatma iddiasını ortaya süren birinden dinleyecek değilim. Öpücüğün sana anlamsız geldiğinin farkındayım Efe ama belki bir gün adam olursun da hatırlarsın diye söylüyorum. O..." derin bir nefes aldım ve sözcüklerimi bağırmadan tutmaya çalışarak konuştum "Öpücük boş bir şey değil Efe. Hem bir söz hem de bir ihanet. Umarım sahte ihanetimin keyfini rahat rahat yaşarsanız çünkü sonrasında... ne malum? Belki yaşamazsınız." Deyip sertçe Efe'nin yakasını bırakmamla kafasını kafenin mermerine çarpmasıyla birlikte tekrar acıyla inledi ve yerden Efe'nin düşerken elinden düşürdüğü telefonunu da alarak kalktım... Ama mesajı Çağla'ya göndermişti bile. Fotoğraf gitmişti. Telefonu elimde sertçe tutarken gözlerimin kızarmasına ve yanmaya başlamasına engel olamadım. Burcu'nun abisinin sağ taraftan geldiğini görmemle yaptığım tek şey müşterilerin olmadığı taraftaki duvara telefonu fırlatmak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık 2
Hài hướcBıyıktan başlayan kelimeler binlerce olaya, binlerce olay özenle kaldırılmış bir resim gibi anılara dönüştü belki aklınızda. Bu hikayenin tekrardan başlayarak anıların canlanmasını izleyeceğiz şimdi. Ben Çağla Güney. Bıyıktan başlayan bir hikaye ner...