Nihayet birkaç ay sonunda tekrar beraberiz be şirinler :') ne kadar özür dilesem hiçbir faydası yok çünkü bölümü bu kadar fazla geçe hiç bırakmamıştım üç ay mı dört ay mı ne oldu bilmiyorum. Çoğunuz muhtemelen hikayayede en son neler oldu onları bile unuttunuz ama ilk olarak hesabıma birkaç ay ulaşamadım. Sürekli hata verdi girsem de yazmaya çalışırken. Onun dışında ise ne bileyim mizah yazamadım. Sizi güldürecek bir şeyler yazmak istedim ama elimden cidden hiçbir şey gelmiyor. Modum biraz düşük son birkaç haftadır. Birkaç bölüm biraz ciddi olacak. Hem hikayede artık birkaç olayın çözüme kavuşmasını istiyorum çünkü Bıyık2'yi uzatmak zorlama gibi geliyor. Artık olayları çözüme kavuşturmak istiyorum. Çünkü yazarken şu an eğleniyorum ama kitabı uzatayım derken de bozmak istemiyorum. O yüzden Bıyık'a göre biraz daha kısa olacak. Geç gelen bölüm içinse ne kadar özür dilesem az ama lütfen mazur görün ama cidden watty'nin hata vermesi ve bir türlü yazmaya çalışıp yazamamam sinirlerimi bozdu ta ki bu haftaya kadar. Bölüm yine biraz ciddi oldu ama bu sefer içime sindi en azından. Hızlıca bölüm de atabilirdim ama önünüze kötü bir bölüm sunmak istemedim. İşte uzun zaman sonra 11. Bölüm. İyi okumalar şirinlerim ^^ hepinizi çok seviyorum :3 ve bu bölümü de beni dürtükleyip at artık bölümü diye zorlayan ilham perilerimi kim çaldıysa onlardan ilham perilerimi kaçırıp zorla üstüme atan kişiye yani Shinigamitrashh 'e ithaf ediyorum skdlflflfdm
Eğer Batı'nın içinde halâ Burcu'ya karşı bir şeyler varsa Ahmet'e vurmayacaktı...
Gözlerimi sabitlemiştim ve Batı'ya bakıyordum. Ahmet'e vuracak mıydı? Yoksa vurmayacak mıydı?...
•••
Batı yumruğunu sıkmaya devam ediyordu ve ben de yanan gözlerimi Batı'nın yumruğu, Ahmet'in sırıtışı ve Burcu'nun sinirlenmiş ifadesi arasında gezdiriyordum.
"Tam bir pislik olduğunun farkındasın değil mi?" Diye söylendi Batı sessizce. Parmakları yumruğunu sıkmaktan beyazlaşmış ve yüzü ise sinirden kasılmıştı. Gözleri ise adeta iki hararetle yanan ateş gibiydiler.
"Hadi ama Batı? Burcu'ya karşı bir şeyler hissediyorsun biliyorum." Dedi Ahmet biraz Batı'ya doğru eğilip. Sınırlarını aşıyordu. Sınırları aşmasının yanı sıra içime gereksiz bir şüphe düşüyordu. Bu sırada Batı ise gözlerini kısa bir süreliğine kapattı ve derin bir nefes alıp uzun bir sürede geri verdi. Ardından gözlerini açıp arkasına yani bana kısa bir bakış attıktan sonra bir iki adım geriledi ve yumruğunu gevşetti.
"Kızı bırak." Dedi ve sinirini yatıştırmak adına derin birkaç nefes daha aldı. Bakışlarım açılırken kaşlarım havalanmıştı...
"Duyamadım?" Dedi Ahmet sırıtarak. Sınırlarını zorluyordu. Ahmet sınırlarını zorluyordu ama Batı Ahmet'e vurmayacaktı... Burcu'ya karşı cidden bir şeyler duyuyor muydu halâ?
"Bir daha tekrarlamayacağım, Kızı. Bırak." Demesiyle Ahmet küçük çaplı bir şekilde güldü. Gülüşü öylesine dengesi bozuktu ki ve de bakışları. Kollarının arasındaki Burcu'yu bir nesneymiş gibi itti.
Burcu yalpalayarak bizim tarafımıza doğru dizlerinin üstünde yere düşerken Ahmet cebinden bir sigara çıkarıp dudaklarının arasına götürdü."Biliyor musun Çağla, en azından seni Batı'dan daha sadık sevebilirdim." Dedi ve bir 'hah' sesi çıkarıp bir şey daha söylemeden arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıyık 2
Hài hướcBıyıktan başlayan kelimeler binlerce olaya, binlerce olay özenle kaldırılmış bir resim gibi anılara dönüştü belki aklınızda. Bu hikayenin tekrardan başlayarak anıların canlanmasını izleyeceğiz şimdi. Ben Çağla Güney. Bıyıktan başlayan bir hikaye ner...