Zombi Salgını / Felaketin Şafağı

Bölüm 4 -SENFONİ-

Denek, bedenindeki çatırtılar eşliğinde yattığı yerden yavaşça doğruldu. Korkunç görünüşü cızırtılı hırlamasıyla birleştiğinde şeytanın bile yanında sevimli kalacağı bir durumdaydı. Çürümüş kafasını arkasına doğru çevirip onu seyreden kalabalığa doğru baktı, ayağa kalkıp sallana sallana yürümeye başladı. Herkes Ralph'in başardığına inanıyordu. Denek her ne kadar kötü ve korkutucu da görünse bir ölüyü tekrardan diriltmişti. Laboratuvardaki çalışanlar sevinç haykırışlarında bulunurken, Ralph denekte ters giden bir şeyler sezmiş gibiydi. Sessizliğe bürünüp bakışlarını bir saniye bile olsun deneğinden ayırmadan öylece izliyordu. Gencin gözleri bembeyaz olmuş, saçlarının çoğu dökülmüştü. Sürekli ağzını şapırdatıp topallayarak yürüyordu. Hareketlerinde ciddi anlamda bozukluk, ani dönüşler, dikkat eksikliği, bir avarelik söz konusuydu. 

Belki de sadece açtı.

Ralph bakışlarını cam odanın üzerinden almadan bir el hareketiyle asistanı  Anais'i yanına çağırdı. Kadın önce eteğini aşağı doğru çekeledi, sarışın bukleli saçlarını elleriyle kabartıp hızlı adımlarla Ralph'in yanına vardı. 

''İçeriye bir adet salatalık gönderin.''

''Hemen efendim!'' 

Anais bu sefer de koşar adım oradan uzaklaştı ve yetkili kişilere talimatları vermek üzere laboratuvardan ayrıldı. O sırada Bubben, babasına yanaştı ve elinden tutarak gözlerine baktı.

''SENİ BİR KAHRAMANSIN BABA!'' bakışlarını deneğe çevirdi ve eliyle işaret etti. ''TÜM DÜNYAYI KURTARDIN!''

''Henüz değil...''

''Olsun, daha önce hiç bu kadar ileri gitmemiştik. Hadi onu salalım ve ne olacak bir bakalım, olmaz mı baba?!''

Ralph gözlerini devirip oğluna doğru baktı.

''Saçmaladığını kendin de biliyorsun değil mi? Yapmamız gereken bir sürü test var. Tüm bunları geçtiğinde ancak kontrollü bir şekilde salımı gerçekleştirebiliriz.''

Bubben somurtmuştu, omuzlarını silkip birkaç adım geriledi.

Dört tarafı da cam olan nispeten küçük odanın üzerinde bulunan boruların birinden bir salatalık düşmüştü. Ralph bakışlarını keskinleştirip deneğin tepkisine odaklandı. Denek ise ani bir dönüşle salatalığa baktı. Garip hırıltılarını arttırarak yeniden yaptığı şeyi yapmaya, yalpalayarak kendini camdan cama vurmaya devam etti.

***

Bütün hazırlıklar tamamlandığında, gün gün not tutulmak üzere testlere başlandı. Moskova'nın en güçlü devlet adamları dışında, dünyanın hala olan bitenden haberi yoktu. Olaylar çok çabuk gelişmişti ve Rusya bir şeyleri gizliden yapma konusunda oldukça başarılıydı. 

1. GÜN: YEMEK 

Deneğe sırasıyla çeşitli yiyecekler verildi. Brokoli, çorba, meyve suyu... Denek hiçbirine bir hırıltıdan fazla tepki vermiyordu. Tek yaptığı odanın içinde sallana sallana yürüyüp camlara vurmaktı. Konserve kutusunda et yollandı, bu da hoşuna gitmemiş olacak ki aylak aylak etrafa bakınmaya devam ediyordu. Ralph, bu sefer tüm bu sunumların dışında ziyafet denilecek düzeyde bir liste hazırlattı. Şarap, taze pişmiş biftek, havyar ve dahası. Tüm bu menü odaya salındığında denek önce bir duraksadı. Sonra koşar adım yemeklerin bulunduğu yere doğru yöneldi ve çömelip sıcak bifteği kemirmeye başladı. Biçimsizce eti çiğnerken ağzından dökülenlere aldırış etmeden delicesine bifteği kemiriyordu.  Biftek bittiğinde ise diğer hiçbir şeye dokunmadan doğrulup yalpalayarak yürümeye devam etti. Ralph, hemen bir tane daha biftek yollanmasını söyledi. Bir tane daha ve bir tane daha... Denek asla doymuyor, soğuyan biftekleri ise öylece bırakıp odanın içinde dönüp durmaya devam ediyordu.