17.BÖLÜM(Abiciğim)

1 0 0
                                    

Sabah olduğunda harap durumdaydım artık akşamleyin ne kadar dönüp durduysam yatakta 2.Dünya savaşı çıkmış gibiydi.Yastık ülkesi vs Yorgan ülkesi!

Başımda duran ve bana amacı eziyet çektirmek olan zilim çalıyordu hemen elimle onu masaya yapıştırdım ama susmadı.Kalkmak zorundasın diye odaya teyzem girdi."Malesefki biliyorum"dedim ve yataktan hoplayarak kalktım.
-Hadi hazırlan gel Rüzgarla seni kahvaltıya bekliyoruz ben şimdi ineyim sen de giyin.
"Tamam teyze hemen geliyorum"diye inerken arkasından bağırdım.Yatağı kahvaltıdan sonra toplayabilirim diye düşünüp hemen dolaba yöneldim.Altıma hemen blue jean giyip üzerime salaş bir tişört giyip aşağıya koşarak indim."Hele şükür hanım efendi teşrif ettiniz sonunda ,kahvaltıyı isterseniz odanıza getirelim""Rüzgar" dedi teyzem uyarmalı bir ses tonuyla."Özür dilerim"deyip hemen masaya oturdum.Allah var şimdi teyzem maharetli bir kadın.Aradan çok geçmeden "Hadi hadi Arya okulu da ayağına getiremeyiz"diyerek Rüzgar masadan kalktı bende hemen kalkıp odaya çıktım.Yatağımı toplayıp çantamı elime aldım.

Rüzgar'ı bekletmek istemiyorum zaten bu aralar bey efendi çok atarlı.Aşağı indiğimde Rüzgar kapıda beni bekliyordu konuşmaya bile tenezzül etmeden dışarı anlamında başını salladı.Beraber okula doğru yürümeye başladık.Okula girince herkes bize döndü sonuçta okulun en popüler çocuğu benim yanımda normaldir diye düşündüm  ve beraber sınıfa girdik canım kuzenim benden bir üst sınıftaydı.Katıma geldiğimde sola dönecekken kolumdan beni tutup kendine döndürdü."Bak sana erkekler sarkıp laf ederse hemen bana gel ,sen gelip söylemezsen ve ben bunu anlarsam çok kötü olur.Anladın mı?""Tamam da sen neden bana böyle abilik taslıyorsun"dedim sinirle bu kendini ne sanıyordu."İstersen dediklerimi takma ama sonrasında olacaklara karışmam.Hadi ben gidiyorum sana iyi dersler.""Sağol ABİCİĞİM sana da iyi dersler" ay ben bu çocuğu döverim ya ne sanıyor kendini egoist şey neyse ya ben derse gireyim bari.Sınıfa girip sırama oturdum.Ufuk yanıma gelip"Nasılsın yorgun gözüküyorsun"dedi ilgili gözükmek istiyor gibi."Sadece uykumu alamadım deyelim"dedim ve gülümsedim o da bana gülümsedi.Hakkını vermek gerek yakışıklı çocuk ama benim aklım nedense halen daha Arendeydi.Neden onu unutamıyordum bana bunca yaptıklarından sonra.

O ise eminim ki onu kovmamdan sonra beni çoktan unutmuştur Allah bilir şimdi nerde kiminledir.Son çıkış zili çalınca hemen çantamı alıp çıktım.Bahçede hızlı hızlı ilerledim sanki burada biraz daha durursam boğulacaktım.

"Şşşt küçük hanım beklesene nereye böyle tek başına""Pardon ya seni unutmuşum"dedim.Bana imalı imalı bakıp "Artık aklın kimdeyse beni bile unutuyordun"diyerek  Rüzgar önüme geçip yürümeye başladı.Bana dönüp"Bu akşam seni bir yere götüreceğim. Sakın itiraz istemiyorum." Hiçbir şey diyemeden oflayıp yola devam ettim. Eve girdiğimizde mutfaktan mis kokular geliyordu. Herhalde teyzem yine döktürmüştü. Mutfağa girdiğimde Rüzgar da beni takip etti. Ağzımı açacaktım ki Rüzgar " Anne çok güzel şeyler yapmışsın ama bizim dışarıda işimiz var. " deyip bana hazırlanmam için bir bakış attı. Ben de" Ama biz akşam gidecektik hem teyzem çok güzel şeyler yapmış ayıp olur sonra" dedim. Sanki bana inatmış gibi teyzem" Sorun değil çocuklar bize de misafir gelecekti zaten. Siz keyfinize bakın!" dedi. Tekrar oflayarak odama çıktım. Bu aralar hava çok sıcak olduğu için üstüme beyaz ve sade bir elbise giyip sade bir makyaj yaptım. Hazırlanmam biraz uzun sürdüğü için aşağıdan Rüzgar'ın "Hadi ama ağaç ettin beni burda"dedi."Tamam tamam geliyorum hemen oflama"

"Hadi gidelim"dedim şirin bir tavırla."Hele şükür"dedi bana karşı olan gıcık bir sesle.Dışarı çıkınca birden üşüme geldi herhalde havayı fazla hafife almıştım ama dayanılmayacak gibi değildi.O yüzden hem de Rüzgar oflayıp poflamasın diye hırka almak için eve dönmedim.Beraber bir yokuştan indik buranın nereye çıktığı hakkında hiç bir fikrim yoktu sadece Rüzgar'ı takip ediyordum.

Gerisi KARANLIK....

Kalktığımda sırtım ağrıyordu yattığım yerden kalktım burası çok soğuk ve pis bir yerdi.Kimin benimle ne sorunu vardı ki.Aklıma tanıdığım kişileri getirdim bana düşman olan tek kişi Günceydi ama onun da böyle bir şey yapacak cesareti olmazdı.
Sonra birden çok tanıdığım bir ses geldi ve kapı açıldı. Onu gördüğümde gözlerime inanamadım. Nasıl yani bana bunu nasıl yapardı? Onu görmemle çığlık atmam bir oldu. Hemen buradan çıkmam gerekiyordu. Aklıma bir şey gelmeyince en klişe şeyi yapmaya karar verdim. Kaçacaktım. Onun bir boşluğunu bulup kaçmam gerekiyordu. Bana doğru yaklaşmaya başladığında tekrar çığlığı bastım ve koşmaya başladım. O da benim arkamdan koşuyordu. Kapıyı açtığımda karşımda Rüzgar'ı gördüm. Onu bulduğuma sevinip kolundan tutup çekecektim ki o " Nereye? diye sorduğunda kafamı yemek üzereydim. Anladığıdım kadarıyla o da Aren ile plan yapıp beni tuzağa düşürmüştü ama Rüzgar'ın Arenle ne işi olurdu ki.Başka yapacak bir şeyim olmadığı için içeri girdim. Benimle beraber Rüzgar da içeri girip " Aren ben gidiyorum sonra görüşürüz" dediğinde kanım donmuştu. Olamaz beni burada tek başıma bırakamazdı. Evet çok iyi . Çaresiz kaldım. Sandalyeme tekrar oturup gözlerimi kapattım. Aren bana yaklaşıp diz çöktü:

-Arya bak hiç konuşmadan beni dinle. Sen beni çok yanlış anladın. Ben o gün Günce'nin tuzağına düştüm. Seni arayamadım  çünkü Günce beni yapmadığım bir şeyle tehdit etti. Eminim bunca gündür seni aramadığım için unuttuğumu sanmıştın oysa ben her anında senin yanındaydım okulda ,evde odanda sonunda Rüzgar sağolsun başarabildim. Şimdi senden çok özür diliyorum beni affeder misin? Lütfen sana ve senin çilek kokuna çok ihtiyacım var.

Bir an ne yapacağımı bilemedim ve Aren' e boş gözlerle bakmaya başladım. "Sen sapık mısın ne işin var odamda?" Onu seviyordum ve ben de onsuz yapamazdım. O benim çocukluk aşkım. Kalbimi dinlemek istiyordum ve istemsizce ona doğru gidip sarıldım. Aren'in yüzünde ben ona sarıldığımda bir tebessüm oluşmuştu. Hemen elimden tutup beni bir yere götürdü. 

Gittiğimiz yer çok uzak değildi. İçeri girdiğimde oda kırmızı Gül'lerle doluydu ve romantik bir şarkı çalıyordu. Ortada iki kişilik bir masa vardı ve bu bizim için hazırlanmış olmalıydı. Aren çok pişmandı yaptıkları için. Aren'in gözünün içine baktım. Yanağına bir öpücük  kondurdum ve masaya geçtik.

Gölgemdeki AydınlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin