Dikkatimi ona vererek dinlemeye başladım.''Senden bizim için çalışmanı istiyoruz. İstiyoruz dediysem yanlış anlama bu bir emir.''dedi ve güldü.
Bu sözlerinin ardından aklıma çok kötü ve hiçte iyi olmayan şeyler geldi. Ne yani yoksa onları eğlendirmemi ya da o tür kadınlardan olmamı mı istiyorlardı? Bu düşünceyle tüylerim ürperdi ve yüzüm kireç gibi oldu. Sesimi bulduğumda titrek bir sesle,
''N... Ne demek istiyorsun?''
''Gayet açık söyledim. Bizim için çalışacaksın.''
Anlamayıp yüzüne boş boş baktım. Bu sırada hiç sesini duymadığım Barlas konuşmaya başladı.
''Korkma küçük. Senden bizimle yatmanı istemiyoruz. Ben olgun kadınlarla birlikte olurum. Senin gibi küçüklerle işim olmaz.''
Bunu söylerken çok soğuk ve sert bir şekilde söylemişti.
Bir an o tür bir şey istemedikleri için az da olsa içim rahatlamıştı.
''Sadece bir iki konuda bize yardımcı olacaksın hepsi bu kadar.''diyerek yan bir gülüş attı.
''B... Ben yapmak istemiyorum.''
''Demek ki anneni fazla önemsemiyorsun.''
''Annem mi?''
''İstediğimi yapmazsan anneni rahat bırakacağımı mı sanıyorsun?''
''Lütfen... Lütfen ona bir şey yapma.''
Dedim titrek ve ağlamaklı bir sesle.
Sırıtarak cevap verdi.''Aferin böyle uslu ol.''
Yapacak bir şeyim yoktu. Mecburen istediklerini kabul etmek zorundaydım. Anneme zarar vermesini göze alamazdım.
''Peki ne yapmamı istiyorsun?''
'' Şimdilik bilmene gerek yok. Birkaç ufak ayarlamaları yapana kadar burada kalacaksın. Sonra da ne yapman gerektiğini söylerim.''
Ardından Cüneyt'e dönüp,
''Bunu yukarıda ki boş odalardan birine götür yerleştir. İşleri halledene kadar orda kalsın. Malum bize sağlam lazım.''
Cüneyt başıyla onayladı ve Barlas bana dönerek,
''Sakın yaramazlık yapayım deme. Uslu dur küçük kız. Beni sinirlendirmek istemezsin.''
Bir şey demeyip boş boş yüzüne baktım.
Cüneyt bana seslenerek,
''Hadi kalk.''
Bende kalkıp peşine takıldım. Ev çok büyük, güzel ve ihtişamlıydı. Tarihi bir havası olmasına rağmen aynı zamanda modern bir görünüme sahipti. Genelde koyu renkler hakimdi. Geldiğimden beri ilk defa dikkatli inceliyordum. Evin havası da aynı Barlas gibi sert ve ağırdı.
Cüneyt beni bir odanın önüne getirerek,''Bu odada kalacaksın. Dolapta kıyafetler var. Onları giyebilirsin. Sakın kaçmaya çalışayım deme. Barlas'ın ne dediğini duydun. Uslu dur ki canın yanmasın.''
Kafamı sallayıp onayladım. Tam gideceği zaman arkasını dönüp,
''Aç kalmak istemiyorsan sabah saat sekizde kahvaltıya gel. Gelmezsen de keyfin bilir.''
''Tamam.''Kapıyı kapattım ve odaya girip incelemeye başladım.
Oda evin genel havasına uygun olarak siyah ve kahve tonlarındaydı. Yatak çift kişilikti ve oldukça büyüktü. Şöyle bir inceledikten sonra odayı beğenmiştim. Karşımda ki dolabı gördüm ve üstüm çok kirlendiği için değiştirmeye karar kıldım. Dolabı açınca içinde çeşit çeşit elbiseler,pantolonlar,tişörtler,ayakkabılar ve bikaç bir şey daha görmemle çok şaşırdım. Acaba yanlış odaya mı geldim diye düşündüm. Ama Cüneyt kendisi söylemişti dolapta kıyafetler var diye. Eğer yanlış olsaydı onunda haberi olmazdı. Sonra aklıma geçen gördüğüm kadın geldi. Adı galiba Gözde'ydi. Barlas'ın sevgilisi gibi duruyordu. Acaba onun odası mıydı? Düşüncelere dalmışken en sonunda kıyafetlerim kirli olduğu ve kendimi pis hissettiğim için bir pantolon bir de ince kazak aldım. Daha sonra odanın içindeki kapıyı gördüm. Orasının banyo olduğunu düşündüm ve gidip kapısını açtım. Tahmin ettiğim gibi küçük bir banyoydu. İçeri girdiğimde kısa bir duş almaya karar verdim.Duşumu aldıktan sonra aldıklarımı giydim ve içeri geçip yatağa uzandım. Saçlarım ıslaktı ama kurutmak istemiyordum. Yatakta uzanıp yaşadıklarımı tekrar ve tekrar düşündüm. Ne kadar zaman geçtiğini anlamadım ama gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu ve uykum gelmişti. Bende beni yarın neyin beklediğini bilmeden gözlerimi kapatıp uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutuklu (Tamamlandı) ✔
General Fiction''Barlas Poyrazoğlu '' Siyahın nasıl daha siyah ve nasıl daha çekici olabileceğini varlığıyla kanıtlayan, güçlü, asi ve sert bir adam. ''Beyza Güçlü'' Soyadının aksine o kadar da güçlü olamayan, giydiği forma gibi bembeyaz saf ve masum olan, buna ra...