40. Bölüm

185K 4.2K 1.7K
                                    


Multimedia: Barlas ve Beyza'nın davette giydiği kıyafetler ^^

Arabada oturmuş sessizce dışarıyı seyrederken arada sırada da yan gözle Barlas'a bakıyordum. Hava alanında yaşananlardan sonra kızlar beni bir kenara çekip azarlamış daha sonra da gerisini Barlas halleder diye beni onun insafına bırakmışlardı. Ne kadar da iyi arkadaşlar öyle değil mi (?)

Usulca dışarıyı seyrederken bir yandan da kendime kızıyordum. O kadar salağım ki boşu boşuna üç gündür ağlayıp kendi kendimi yemiştim. Oysa ağlamak yerine karşısına geçip konuşsam ne kaybederdim?

Kabul etmeliyim ki kalbime yenik düşmüştüm. Onun ağzından çıkan sözler o kadar canımı yakmıştı ki mantığımı kaybetmiştim. Onun söylediği sözler, benim yere düşüp arkasından bakışım...

Kavga ettiğimiz gün aklıma geldiğinde bedenimi bir titreme alınca silkelenip kendime gelmeye çalıştım.

''Üşüdün mü?''

Kafamı camdan kaldırıp Barlas'a doğru dönünce bir bana bir de yola baktığını gördüm.

''Klimayı açayım mı?''

Onu böyle düşünceli görmeye alışık olmadığım için biraz tuhafıma gitse de bozuntuya vermemeye çalıştım.

''Hayır, üşümedim. Sadece kavga ettiğimiz gün aklıma geldi.''

Kafasını çevirip yüzüme bakınca gözlerinden ufak bir üzüntü dalgası geçtiğini gördüm.

Bir eli direksiyondayken boşta kalan eliyle dizimin üstündeki elimi alarak gözünü yoldan ayırmadan üstüne ufak bir öpücük kondurdu.

''Düşünme artık. İkimizde hata ettik ama sonunda yine birlikteyiz. Bundan sonra bizi bekleyen güzel geleceği düşün sadece.''diyip elimi bırakarak gülümsedi.

Gülümseyince yanağında oluşan çukuru görmemle dayanamayıp ona doğru yaklaşarak yanağına hızla bir öpücük kondurup geri çekildim.

Tek kaşını kaldırıp muzipçe sırıtarak bana döndü.

''Eve gittiğimiz zamanda aynı hareketleri bekliyorum senden.''diyip göz kırpınca afalladım.

Ne ima etmeye çalıştı bu şimdi? Yoksa...

''Pis sapık!''diyerek hızlıca omzuna vurdum.

Aklından neler geçiyor acaba terbiyesiz!

''Ne dedim ki ben şimdi?''diyerek kaşlarını kaldırıp masumca baktı.

Sinirle kaşlarımı çatıp cevap vermedim.

'' Ben sadece eve gittiğimizde de yanağıma ufak bir öpücük kondurmanı istedim. Sen ne sandın? Asıl sapık olan sensin.''

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalkarken inanamıyormuş gibi ona baktım. Ne desem boş gerçekten.

''Yok, sana öpücük!'' diyerek sinirle saçlarımı savurup kafamı tekrar cama yasladım.

Bana cevap vermese de kısık, kısık gülüşünü duyabiliyordum. Pislik! Benimle uğraşıyordu.

Kızlarla kaldığımız evin yoluna girmediğimizi fark edince yasladığım camdan kafamı kaldırıp yan tarafımda oturan Barlas'a döndüm.

''Evin yolunu geçtik.''

Yoldan gözlerini ayırmadan cevapladı.

''Şu an tamda eve giden yoldayız.''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin