34.Bölüm

137K 4K 602
                                    

Multimedia: Dağ evinde ki Barlas :D (Bu fotoğrafın bölümle alakası yok ama instagram hesabında fotoğrafı bugün paylaşmış. Bende önceki bölümlere ithafen koymak istedim :D)


Nasıl bir şeyin için düşmüştüm ben? Etrafımda dönen oyunlarda neyin nesi? Tüm bu olanlar ve olacak olanlar nasıl bir şaka?

Bu işe bulaştığımdan beri bir türlü hayatımdan aksiyon eksik olmuyor. Her yeni gün beraberinde yeni bir olayı da peşinden getiriyor. Acaba Barlas'ın dediği gibi bu intikam işine bir son mu versem?

Hayır, hayır! Olmaz! Buraya kadar gelmişken şimdi bırakmak saçma.

En iyisi şu imza işini bir an önce halletmek. Onu da nasıl yapacaksam artık...

Kafamı yerden kaldırdığımda çoktan şirketin önüne geldiğimi fark ettim. Artık ne kadar derin düşüncelere daldıysam ne ara o kadar yolu yürüyüp geldiğimi bile fark edemedim.

Şirkete girip revire doğru yol aldım. Revirin kapısını açtığımda içeride Kaan'ı görmemle nedense hiç şaşırmadım. Allah aşkına bu çocuğun hiç işi yok mu da her sabah erkenden buraya geliyor?

''Günaydın. Bakıyorum da yine erkencisin.''

''Günaydın. Burayı seviyorum diyelim.''

Sevilecek bir şeyi de yok ama neyse.

Eşyalarımı dolaba koyarken hâlâ o kızı düşünüyordum. Yavuz'a güvenmemem gerektiğini zaten biliyorum fakat acaba o kız doğru mu söylüyor? Yoksa Yavuz'a takıntılı olan birisi mi?

''Bu gün yine dalgınsın.''

Kaan'ın sesini duymamla ona doğru döndüm.

''Uyku mahmurluğu diyelim.''diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştım.

Sağ olsun Kaan da fazla üstelemedi.

Önlüğümü giyip kendime bir bardak kahve yaptım ve Kaan'ın karşısına oturdum. Kaan birden yüzüme bakıp sırıtarak gülmeye başlayınca tek kaşımı sorar gibi havaya kaldırdım.

''Neye gülüyorsun?''

Tam söyleyecekti ki yüzüme bakıp tekrardan gülmeye başladı. Bu sefer kaşlarımı çatarak sesimi biraz sinirliymiş gibi çıkartmaya özen göstererek tekrardan sordum.

''Hey! Kime diyorum.''

''Demek saklambaç oynadınız ve balkonda kilitli kaldın öyle mi?''

Söylerken bile hâlâ gülmeye devam ediyordu. Ne saklambacı diye düşünürken aklıma geldiği gibi elimi anlıma vurdum.

''İnanmıyorum! Duru mu anlattı sana bunu?''

Gülmekten cevap vermediği için kafasını aşağı yukarı salladı.

''Demek her şeyi sana anlatıyor öyle mi? Peki kendi yaptığı iğrenç esprileri anlatıyor mu?''

''Nasıl bir espriydi ki?''

Gözlerimi devirdim ve tekrardan yüzüne baktım.

''Elma dersem çıkın, armut dersem çıkmayın. Karpuz! Anlatırken ben bile kendimden soğudum.''

Kaan bir süre cevap vermeyip sonradan gülmeye başlayınca şaşkınlıkla suratına bakakaldım.

''Ciddi olamazsın! Gerçekten bu espriye mi gülüyorsun?''

''Bence gayet komikti.''

''Ahh! Gerçekten sana inanamıyorum. Bence siz Duru'yla sevgili olun. Çok iyi anlaşacağınıza eminim.''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin