Esneyerek yavaşça gözlerimi araladım. Saate baktığımda yedi buçuğa geldiğini gördüm. Dün Cüneyt'in dediği aklıma geldi ve hemen kalkıp banyoya girdim. Ellimi yüzümü yıkadıktan sonra banyoda bulduğum tarakla saçlarımı taradım ve kahvaltı için aşağıya inmeye karar verdim.Odanın kapısını açtım ve koridora çıkıp aşağı doğru yürümeye başladım. Birden önünden geçtiğim odanın kapısı açıldı ve içeriden yarı çıplak ve saçları ıslak bir halde Barlas çıktı. Ona doğru bakarken odanın içini gördüm. Yatağın üstünde üstü yarı örtülü çıplak bir kadın yatıyordu. Büyük ihtimal Gözde'ydi. Hemen kafamı çevirdim. Barlas bana şöyle bir baktı ve umursamayarak aşağıya indi. Bende sessizce arkasından inip mutfağa girdim ve masada oturan Cüneyt'i gördüm. Bir şey söyleyip söylememekte kararsız kalsam da ''Günaydın.'' Dedim ve sandalyelerden birini çekip oturdum. Bana bakıp o da ''Günaydın.''dedi ve o sırada içeriye Barlas girdi. O da oturdu ve bana hiç bakmayarak kahvaltısını yapmaya başladı. Bende sessizce kahvaltımı yaptım. Bir süre sonra Cüneyt'le aralarında konuşmaya başladılar ama söylediklerinden hiçbir şey anlamıyordum. Büyük ihtimal iş hakkında konuşuyorlardı. Bir süre sonra Barlas bana dönerek,
''Bir kaç gün rahatlığın keyfini çıkar. Daha sonra pek rahat olamayacaksın.''
Ne demek istediğini anlamasam da içime yine bir sıkıntı düştü.
''Ne yapacağımı söylemeyecek misiniz?''
''Fazla meraklısın küçük. Biraz daha sabret öğreneceksin.''
Tam bir şey söyleyecektim ki o sırada yine tanıdık bir ses kulağımı doldurdu.
''Günaydın hayatım.'' Diyerek geldi ve Barlas'ı öptü.
Tahmin ettiğim gibi bu kişi Gözde'ydi.
Barlas hiçbir tepki vermedi ve kahvaltısına devam etti.
'' Bu geçen depo da gördüğüm kız değil mi? Ne işi var burada ve niye bizimle kahvaltı yapıyor?'' diyerek bana kötü bir bakış attı.
''Seni ilgilendirmez. Sus da kahvaltını yapıp çık git.''
''Niye ben gidiyorum da bu kız burada kalıyor?''
''Seni ilgilendirmez dedim Gözde. Beni sinirlendirme de sus!''
Gözde bana dönüp kötü kötü bakarak,
''Tamam sevgilim sinirlenme, dediğin gibi olsun.''diyerek önüne döndü.
Kahvaltımızı bitirdik ve ben masadan kalkıp odama gidecekken,
''Biz akşama kadar evde yokuz uslu dur.''dedi Barlas.
İstesem bile kaçamazdım ki zaten. Evin her tarafı adamlarla çevriliydi. Tek umudum bir telefon bulup polisi aramaktı ama şimdiye kadar evde hiç telefonda görmemiştim.
''Tamam.''
Aradan iki - üç saat geçmişti ve odada oturmaktan sıkılmıştım. Büyük ihtimal gitmişlerdir diye düşünüp evi gezmeye karar verdim. Kapıyı açıp koridora baktım ve kimse yoktu. Koridorda yürürken bu gün Barlas'ın çıktığı odanın önüne geldim. Büyük ihtimal kendi odasıydı. İçeriye girip girmemekte kararsız kaldım. Sonra cesaretimi toplayıp kapıyı açmaya çalıştım fakat kilitliydi. Oraya bakmaktan vaz geçip aşağıya indim. Salona girdim ve incelemeye başladım. Dün baktığımda bu kadar dikkatli incelememiştim ama şimdi salonun çok güzel olduğunu daha iyi anladım. İleri de tezgahın üstünde bir sürü içki vardır. Biraz daha yakınlaşıp daha iyi incelemeye çalıştım. Bir sürü içki vardı. İçkilerden pek anlamasam da birkaç tanesinin isimlerini biliyordum. Dikkatli bakınca Tequila Ley 1925, Diva, 1787 Chateau Lafite gibi çok pahalı içkilerin olduğunu gördüm ve gözlerim büyüdü. Bu adamlar ne iş yapıyordu ki bir içkiye bile bu kadar para verebiliyorlardı. O sırada geçen gün bana yemek getiren kızı gördüm. Yanına gidip,
''Merhaba benim adım Beyza.''
''Memnun oldum bende Aliye.''
''Bende memnun oldum. Seninle biraz konuşabilir miyiz?''
''Üzgünüm ama sizinle konuşmam yasak. Eğer öğrenirlerse benim için hiç iyi olmaz.''dedi ve arkasını dönüp gitti.
Moralim iyice bozulmuştu. Gerçektende bu adamlar kimdi ve benim gibi birisinden ne istiyorlardı. Bunu düşünmekten kafayı yiyecektim.
Bende yapacak bir şey bulamayı tekrar odaya çıktım. Rahatlamak için tekrardan duş aldım. Bu sefer saçlarımı kuruttum. Canım sıkıldığı için pencereden dışarıya baktım. Bahçe gerçekten güzel ve büyüktü ama her yerinde adamlar vardı. Bir süre de pencerede oyalandıktan sonra yatağa uzandım. Canım yemek yemek istemediğinden gözlerimi kapattım ve uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutuklu (Tamamlandı) ✔
General Fiction''Barlas Poyrazoğlu '' Siyahın nasıl daha siyah ve nasıl daha çekici olabileceğini varlığıyla kanıtlayan, güçlü, asi ve sert bir adam. ''Beyza Güçlü'' Soyadının aksine o kadar da güçlü olamayan, giydiği forma gibi bembeyaz saf ve masum olan, buna ra...