Yatağımda bir sağa bir sola dönerek uyumaya çalışırken odamın kapısı yavaşça açılınca tek gözümü kapatarak gelen kişiye baktım. Aralık kapıdan içeriye sızan ışık sayesinde gelenin Yavuz olduğunu anlayınca uyanık olduğumu fark etmesin diye hemen gözlerimi kapatıp uyuyormuş numarası yaptım. Aralık olan kapıdan içeri girip yanıma doğru yaklaşarak yatağın bir ucuna oturdu. Gözlerim kapalı olduğu için ne yaptığını göremiyordum ama büyük ihtimal beni izliyordu.
Sessiz odada sadece ikimizin nefes alış verişini duyarken yüzümde bir el hissetmem ile gerilsem de aksi bir hareket yapmadım. Yüzümde ki el yavaşça anlıma doğru çıktığında ateşim var mı diye kontrol ettiğini anladım.
Ah, ne kadar da düşünceli (!)
Ateşimin olmadığına kanaat getirdikten sonra ellerini yüzümden çekti. Kalkıp gitmesini beklerken hiçbir hareketlilik olmamıştı. Hâlâ ne yaptığını merak etsem de gözlerimi açıp bakmadım.
Kısa bir süre sonra yatağın yan tarafında bir çöküntü oluşunca şaşkınlıktan ve panikten ne yapacağımı bilemedim. Sanki uykumda hareket ediyormuş gibi yaparak sırtımı Yavuz'a doğru dönerek gözlerimi açıp derin bir nefes alıp verdim.
Cidden burada uyumayı mı düşünüyordu? Ne yapacağım şimdi? Acaba uyanmış gibi yapsam gider miydi?
Ben ne yapacağımı düşünürken aniden belime dolanan elleri hissetmemle kaskatı kesildim. Ellerini belime doladıktan sonra beni yavaşça kendisine çekerek derin bir nefes alıp iyice sarıldı.
Aman tanrım! Bu iş gittikçe kötüye gidiyor!
Rahatsızca yerimde kıpırdansam da Yavuz ellerini gevşetmeye gerek duymadan öylece yatmaya devam ediyordu. Anlaşılan başka çarem kalmamıştı. Bu gece sabaha kadar uyumayıp tetikte bekleyecektim.
**********
Sabaha kadar tetikte bekleyeceğim demiştim değil mi? Unut gitsin!
Şu an sabah olmuştu ve gözlerimi açıp yan tarafıma döndüğümde yatağın boş olduğunu gördüm. Yavuz çoktan uyanmış olmalıydı. Gece ne kadar uyumayacağım diye dirensem de bir süre sonra uyku beni yavaş, yavaş ele geçirmiş ve kollarına hapsetmişti. Ah, kollar demişken bütün gece Yavuz ile birbirimize sarılarak mı uyuduk biz? Daha doğrusu o bana sarılmıştı. Umarım uykumda ona karşılık vermemişimdir.
Yataktan kalkıp odanın içindeki banyoya girerek elimi yüzümü yıkadım. Odaya geri dönüp üzerimi değiştirdikten sonra hiçbir şey yokmuş gibi aşağıya indim. Sonuçta Yavuz yanımda uyuduğunu bilmediğimi sanıyordu. O yüzden belli etmemem gerekiyor.
Salona inip etrafa göz attığımda kimseyi göremeyince kaşlarım çatıldı. İşe mi gitmişti acaba? Yoksa odasında çalışıyor muydu?
İçeri girip elindeki kahvaltılıkları masaya bırakan Leyla'yı gördüğümde ona doğru yaklaşıp merakla sordum.
''Yavuz uyanmadı mı henüz?''
Leyla elindekileri masaya bıraktıktan sonra bana doğru dönüp hafifçe gülümseyerek cevap verdi.
''Yavuz Bey çıktı efendim.''
''Nereye gittiğini söyledi mi?''
Bu ne biçim soru böyle? Kendine gel Beyza! Nereye gittiyse gitti. Sana ne?
Gereksiz sorum yüzünden kaşlarım biraz çatılsa da bozuntuya vermemeye çalışarak gözlerimi Leyla'nın üstünden ayırmadım.
''Hayır efendim.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutuklu (Tamamlandı) ✔
General Fiction''Barlas Poyrazoğlu '' Siyahın nasıl daha siyah ve nasıl daha çekici olabileceğini varlığıyla kanıtlayan, güçlü, asi ve sert bir adam. ''Beyza Güçlü'' Soyadının aksine o kadar da güçlü olamayan, giydiği forma gibi bembeyaz saf ve masum olan, buna ra...