''Yine güzel ve güneşli bir güne gözlerimi açtım'' demeyi çok istesemde içeriden gelen gürültü ve patırtı sesleriyle gözlerimi açmaya çalıştım. Yavaş yavaş ayılırken içeriden gelen bağırma sesleriyle hemen salona koştum. Salona girer girmez yerde kanlar içinde yatan annemi görmemle şok oldum. Olayın şokundan çıkmaya çalışarak hemen annemin yanına koştum. Anneme seslendim fakat hiçbir tepki vermedi. Aklım tamamen durmuştu.Sonra hemen nabzını ve solunumunu kontrol etmek geldi aklıma. Ne nabzı vardı ne de nefes alıyordu. Gözlerimden yaşlar akarken hemen ambulansı aramak için telefonuma koştum. Evin adresini verdikten sonra hemen annemin yanına gelip hem ağlayıp hem kalp masajı yapmaya çalıştım. Aradan dakikalar geçiyordu ve ne ambulans geliyordu ne de annemin nabzını hissedebiliyordum. Ağlamam iyice şiddetlenirken birisinin bana seslendiğini duydum.''Beyza... Beyza!''
Etrafıma bakıyordum ama sesin nerden geldiğini bir türlü anlayamıyordum. Yine aynı ses bana seslenmeye başladı.
''Beyza hemen kalk! Acil hasta geliyor.''
Birden gözlerimi açtım ve karşımda duran Zeynep'i gördüm. Gördüğüm rüyanın şokundan yavaş yavaş çıkarken bulunduğum yeri idrak ettim. Şu an acildeydim ve gece nöbetindeydim. Fazla hasta yokken giyinme odasında biraz kestireyim demiştim ve hangi arada olduysa rüya görmüştüm.Zeynep tekrar bana seslenirken ona döndüm.
''İyi misin?''
''Evet iyiyim sadece bir kabus gördüm.'' Dedim ve hemen kalktım.
''Hadi çabuk ol. Trafik kazası olmuş ve hastaları buraya getiriyorlar.''
'' Tamam hadi gidelim.''
Zeynep yirmi iki yaşındaydı ve bende iki yaş büyüktü. O da benim gibi hemşireydi. Acilde çalışıyorduk ve çok samimi olmasak da iyi anlaşıyorduk. Ben kumral ve kahverengi gözlü, 1.65cm boylarındaydım. O ise benim aksime sarışın, yeşil gözlü ve 1.75cm boylarındaydı. Güzel bir kızdı.
Birlikte acilin içine geçtik ve hastaları beklemeye başladık. Ambulansın sesi duyuldu ve hastayı hemen ambulanstan indirip içerideki sedyeye taşıdırlar. Diğer hastalarda başka ambulanslarla geliyordu. Bizde hemen koşarak hastaların yanına gittik ve durumu ağır olan hastaları hemen monitöre bağlayıp serumlarını taktık. Nöbetçi doktorda hemen geldi ve gerekli müdehaleleri yaptıktan sonra durumu ağır olan hastaları ameliyathaneye diğerlerini de dinlenme odalarına götürdük.
Aradan iki üç saat geçtikten sonra etraf sakinleşmişti. Bende ilk iş olarak hemen annemi arayıp nasıl olduğunu sordum. Annemin sesini duyduktan sonra içim rahatladı. Ona dikkatli olmasını ve onu çok sevdiğimi söyledikten sonra telefonu kapattım.
Rüyamdan fazla etkilenmemin sebebi annemden başka kimsem yoktu. Babam ben küçükken bizi bırakıp başka bir kadına gitmiş ve bir daha hiç arayıp sormamış. Kardeşim de yoktu ve tek çocuktum. Durumumuz iyi olmadığından annem beni kısa yoldan meslek sahibi olayım diye istemesem de sağlık meslek lisesine gönderdi. Okulum bittikten sonra atanıp İstanbul'a geldim ve burada çalışmaya başladım. Anneme ne kadar benimle gel desem de memleketimden ayrılamam diye gelmemişti. İçim ne kadar rahat etmese de onu orada bırakıp İstanbul'a gelmiş ve burada bir ev tutup tek başıma yaşayıp aynı zamanda da anneme para gönderip geçinmeye çalışıyordum.
Annemi çok seviyordum. Annem de olmasa yaşamamın hiçbir anlamı yoktu.Saate baktım. Sabahın sekizine geliyordu. Nöbetim bitmişti. Bende yavaş yavaş giyindim ve hastaneden çıkarak eve doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutuklu (Tamamlandı) ✔
Ficção Geral''Barlas Poyrazoğlu '' Siyahın nasıl daha siyah ve nasıl daha çekici olabileceğini varlığıyla kanıtlayan, güçlü, asi ve sert bir adam. ''Beyza Güçlü'' Soyadının aksine o kadar da güçlü olamayan, giydiği forma gibi bembeyaz saf ve masum olan, buna ra...