Sabah birinin beni dürtmesi ile uyandım.
"Sonunda kalktın." Jessica'yı görmek beni şaşırmıştı doğrusu. Tessa'nın falan gelmesini beklerdim.
"Ne oldu?"
Geriye doğru birkaç adım atıp : "Tessa yemekhanede bizi bekliyor. Hadi gidelim." dedi.
Başımla onayladıktan sonra üzerimdeki battaniyeyi yere attım.
Belim tutulmuştu. Ayağa kalkıp esnedikten sonra Jessica ile birlikte yürümeye başladık.
Jessica'ya baktığımda gözlerinin kızardığını ve biraz da şiştiğini fark etmiştim. Çok belli değildi ama bu mesafeden anlaşılabiliyordu.
"Bir şey mi oldu?"
"Ne? Ne gibi?" diye cevapladığında elimle gözlerini işaret ettim.
"Ağlamışsın...Anlatmak ister misin?" diye kibarca sorduğumda hafif bir şekilde tebessüm edip : "Belki sonra." dedi.
Onu zorlamak istemiyordum. Başımı sallamakla yetindim.
Yemekhaneye geldiğimizde Tessa önce üçümüzün oturduğu yerde oturuyordu. Chanyeol ve diğerleri de oradaydı.
Bu gergin olmama sebep oluyordu.
Sehun'un yanına oturmak yerine masanın başına oturmak için hareket etmiştim ki Jessica benden önce davranıp oraya oturmuştu.
Tek kalan yer yani Sehun'un yanına oturdum.
Rahat olmalıydım.
Jessica ve benim önümde tabaklarımız vardı. Sanrım Tessa koymuştu.
Fakat tabakların yarısı boştu. Evet kesinlikle Tessa koymuştu.
Jessica ile aynı anda Tessa'ya baktığımızda ne dediğimizi anlamış olacak ki : "Ne var? Hem geç gelin hem de hazır bekleyin. Oldu." diyerek atacağım lafları içimde bıraktı.
Chanyeol ile birkaç kez göz göze gelmiştik ama o da ben de bir şey demedik.
Şu an sıkıntıdan patlamak üzereyim.
Masada yedi kişiyiz ama hiç kimse konuşmuyordu.
Acaba bilmediğim bir şey mi olmuştu?
Bunu Tessa'da fark etmiş olacak saçma sapan konuşmaya başlamıştı.
"Rina sana bir bilmece soracağım. Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca?" Sanrım Tessa iyi değildi.
"Sabun." diye cevapladığımda gözlerini devirdi.
"Hayır dondurma." deyip tekrar gözlerini devirdi ve yemeğine geri döndü.
Bense ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum.
En sonda bakmayı kesip önümdeki boş tabağa işkence etmeye geri döndüm.
Bir anda yanımdaki bardak yere düşüp kırılınca tüm masalar ya da yer sarsılmaya başladı.
Diğerleri gibi ben de ne olduğunu anlamaya çalışırken bir anda Sehun beni kolumdan ittirerek yere düşmeme sebep oldu.
Kafamı kaldırıp ona baktığımda oturduğum yerin hemen arkasındaki direkten saplanan bir oku eline aldığını gördüm.
Dehşet içinde ona bakarken Chanyeol diğerlerine bağırmaya başladı. "Çabuk sığınaklara gidin!"
İnsanlara bir yere doğru koşarken Tessa ve Jessica gelip beni yerden kaldırdı.
Titriyordum ama bu korkumdan değildi. Kırılan bardağın üzerine düşmüştüm ve sağ bacağım ve sağ elime cam kırıkları saplanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos Melezleri [EXO Fanfic]
FantasyOlimpos Tanrılarının gerçek olduğunu öğrendim. İnsanlardan melez adı verilen çocuklarının olduğunu da. Ve ben de onlardan biriyim. Not : Bu bir Percy Jackson fanfiction'ıdır. Ondan esinlenerek yazılmıştır.