Öksürerek yanımda konuşan Tessa'yı dinlemeye çalıştım. Dün gece soğukta üstümü kurutarak dönmüştüm ve doğal olarak etkisini gösteriyordu durum. Üstelik boşu boşuna hasta olmuştum. Sehun ile hiç konuşmamıştık. Sadece uzun bir süre nehri izlemiştik. Sonra ise tek başıma eve dönmüştüm.
Tessa konuşmayı bırakıp bana baktı." Sana demiştim o sırık Chanyeol ve Luhan'ın yanında durma diye. Gerçi Luhan'ın yanında durabilirsin. Siz ikinizi yakıştırdığımı biliyorsun değil mi? Her ne kadar sen o adı lazım değil Sehun'dan hoşlansan da."
Kafasına bir tane geçirip çenesini kapamasını sağladım. Ortalıkta boş boş konuşup birinin duyup duymayacağından endişelenmediği gibi başka kişilerin sırlarını da ortaya dökmekten korkmuyordu.
"Hem sen beni bırak, sen ve Kai arasında ne oldu dün? Küsmüş gibiydiniz." Kollarını sinirle göğsünde birleştirmiş ve kaşlarını anında çatmıştı. " Şu salağın adını ağzına alma."
Gülerek :"Ne oldu?" diye sordum. Yemekhaneye yaklaştığımızda :"Sonra anlatayım." dedi. Sehun ve diğerlerinin olduğu masadan en uzak tarafa gitti.
Kai ve Tessa'nın küsmesini istemiyordum. Çünkü Sehun'un olduğu yerde durabilmemin tek sebebi o ikisiydi.
Bir de Tessa arkadaşımdı.
"Hadi anlat artık." Ağzını açıp konuşacağı sırada yanımıza oturan ikiliyle ağzını kapatmak zorunda kalmıştı.
"Neymiş o?" Baekhyun şuursuzca sorduğunda Chen başını çoktan tabaklara gömmüştü. "Sanane bundan." diye karşı çıktığımda sahte bir şekilde gülümsedi ve :"Ben meraklı birisiyim." dedi.
Tessa ilk defa bir şeylere karşı çıkmadığından onun görevini ben üstlenmiştim. " Siz mi gidersiniz , biz mi kalkalım?"
"Siz kalkmayın, biz gitmeyelim ya da ikimiz gidelim. Ne dersin?" Arsızca gülümsediğinde dışarıdan bana asıldığını düşünenler aslında bunu sadece oyun için yaptığını anlamayacaklardı. Bu yüzden bana karşı bir tepki oluşacağından adım gibi emindim.
Bir anda Tessa'nın yanına Kai'nin oturmasıyla diğerleri de yanımıza gelmişti. Sehun diğer yanıma oturduğunda :"Ya da biz gelelim. Ne dersin?" diye Baekhyun'a cevap vermişti.
Baekhyun sahte bir şekilde gülerek :" Bu iyiydi." dedi ve gülmesini keserek devam etti. "Koruyucuların kamptakileri birbirinden koruduğunu bilmiyordum."
"Sen gittikten sonra birçok şey değişti. " Chanyeol konuştuğunda Baekhyun tekrar gülümseyerek ona döndü." Bunu öğrendiğim iyi oldu Chan."
Chen ve Baekhyun aynı anda kalkarken Baekhyun bana göz kırptı ve yavaşça gözden kayboldular.
Tessa sessizce yemeğini yerken ben sessizce tabağıma bakıyordum. Bir anda tüm iştahım kaçmıştı. Kai'nin konuşmasıyla dikkatimizi ona verdik. " Lütfen şu Baekhyun ve Chen'den uzak durun. Yanınıza geldiklerinde bir yolunu bulup uzaklaşın."
Bu sefer ben sessiz kalmış, Tessa konuşmuştu. "Niye? Bana gayet eğlenceli çocuklar gibi göründüler." Kai'yi sinir etmek için söylediğini ben dahil masada ki herkes biliyordu. Aralarında ne olduysa Tessa oldukça sinirlenmişe benziyordu.
Kai alayla güldüğünde :" Hareketlerini o kadar çok belli ediyorsun ki kafanda ki çocukça düşünceleri bir aptal bile anlayabilir." dedi. Ben gözlerimi büyüterek ona baktığımda Tessa istifini bozmamaya çalışarak :" Belki de belli etmek istiyorumdur." dedi.
Koruyucular arasında gözümde Kris ve Sehun en soğukları ve sertleri olarak görünürken Chanyeol ve Kai iyimser ve tatlı olanlarıydı. Ancak şimdi ki Kai'nin alaycı tavrı bu düşüncelerimi değiştirmek için doğru bir zamandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimpos Melezleri [EXO Fanfic]
FantasyOlimpos Tanrılarının gerçek olduğunu öğrendim. İnsanlardan melez adı verilen çocuklarının olduğunu da. Ve ben de onlardan biriyim. Not : Bu bir Percy Jackson fanfiction'ıdır. Ondan esinlenerek yazılmıştır.