*27*

26 0 0
                                    




Çantamı hazırlamakla geçirdiğim birkaç saatin sonunda Mia'ya bakmak için aşağı indim. Sabaha doğru yola çıkacaktık ve akşam olmak üzereydi. Az bir vakit kalmıştı. Kahinin yanından ayrıldıktan sonra ilk işim Baekhyun'u plandan haberdar etmekti.

Sehun ve Baekhyun'da olan gereksiz gurur yüzünden birlikte çalışıp fayda sağlayabilecek bir durumu değerlendirmiyorlardı. Baekhyun dış dünya hakkında hepimizden daha tecrübeliydi. Sehun ise güçte yarışılamayacak bir seviyedeydi. Ama ikisi de aptalın önde gideniydi.

Öte yandan Baekhyun'un bu işte neden bu kadar çok olmak istediğini anlayamıyordum. Tekrar kampa ihanet edeceğinin ihtimalini vermiyordum. Fakat neden yardım etmek istediğini de anlayamıyordum.

Aşağı indiğimde Mia elindeki resimli tarih kitabına bakıyordu. Benim aksime faydalı şeyler yapmayı seviyordu. Tarihi seviyordu ve merak ediyordu. Üstelik arada Baekhyun ona gücünü nasıl kontrol etmesi gerektiği hakkında öğütler veriyordu.

Benim yapamadığımı Baekhyun'un yapması benim açımdan üzücüyken Mia için sevindiriciydi. Herhalde Baekhyun olmasa Mia kafayı falan yerdi.

"Hey yorulmadın mı hala?" Seslendiğimde kafasını kaldırmadan olumsuz anlamda salladı. Yanına oturduğumda sırtı hemen göğsüme yaslandı. Bunu yapmayı çok seviyordu.

"Baekhyun'da bizimle geleceği için üzüldün mü?" Tepkisini bilmiyordum.Çünkü Baekhyun kendisi haber vermişti.

Kafasını kaldırıp saçmalama der gibi baktı.

"Sadece ona küstüm ve birlikte olacağınızı bildiğim için içim rahat

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sadece ona küstüm ve birlikte olacağınızı bildiğim için içim rahat." Kaşlarımı kaldırdığımda devam etti. " Senin başına bir şey gelirse onu ölene kadar affetmeyeceğimi söyledim."

Gülerek :"Buna gerek yoktu." dedim. Beni düşünmesi çok tatlıydı.

Sinsice gülümsediğinde şaşırdım. "Aa doğru. Onun korumasına ihtiyacın yok değil mi? Sehun abi senin için dünden hazır zaten."

Ne diyeceğimi bilemez şekilde gülmekle gülmemek arasında kaldım." Senin dilin fazla uzadı galiba. Gel bakayım sen." deyip onu gıdıklamaya başladım. Kahkahaları artarken zorlukla nefes alarak konuşmaya çalıştı.

"T-tamam y-yeter! Abla b-bırak!" Sonunda bıraktığımda ayağa kalktı ve saçını savurdu. "Ben Baekhyun abinin yanına gidiyorum. Bensiz bir yerde ağlıyordur şimdi. Gideyim de dalga geçeyim."

Gülerek:"Dikkatli ol." dedim ve gidene kadar onu izledim.

Bugün Tessa ile düzgünce konuşamadığımı fark edince ayağa kalktım.Umarım hala Kai ile kavga etmiyordur.

Sabah çıktığım evine geri dönerken onun kapıdan üzgünce çıkıp kollarını göğsünde birleştirmesini izledim. Morali gerçekten bozuktu. Gidememesini niye bu kadar kafaya taktığını anlayamıyordum.

Olimpos Melezleri  [EXO Fanfic]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin