*5*

53 3 0
                                    

Diğerlerini göremeyecek kadar kör edici bir ışık etrafa yayıldı. Boyut kapısı kriptosu yukarı doğru çekerken etrafta oldukça kuvvetli bir rüzgar oluştu.

Rüzgar giderek şiddetlenerek Tessa ve benim geriye savrulup düşmemize neden oldu.

Boyut kapısı son bir ışık zümresiyle kapanınca rüzgar durdu.

Son düşmemiz sarsıcı ve sert değildi. Tessa'ya bir zararı olmamıştı. Ancak önceden bacağımda ve elimde olan yaralar yerdeki taş ve toprakla karışınca oldukça canımı yakmıştı.

Elim zaten kan içindeydi. Fakat bacağımın kanaması durmuş gibiydi. Şimdi tekrar bir darbe alınca yürüyemeyecek bir halde geldim. Tekrar kanama başlayınca yüzümü buruşturdum. Canım katlanamayacağım kadar çok yanmıyordu ama yürüyebileceğimi sanmıyordum.

Jessica düşmemeye çalışarak bize doğru gelmeye başladı. Onun da dizlerinde yaralar vardı ve kanıyordu. Ancak benim bacağımla kıyaslanamayacak kadar hafif yaraları vardı.

Başka birisi olsa bağırmadan veya ağlamadan duramazdı. Sanırım melez olmanın en sevdiğim yanı bu olacaktı.

"SENİN BURADA NE İŞİN VARDI!?" Kris'in bağırmasıyla titredim. Bize değilde Jessica'ya bağırıyordu. Jessica da olduğu yerde sıçrayarak gözlerini kaçırdı. Gözleri dolmaya başlamıştı.

Aralarında önceden bir şey olduğu bariz bir şekilde ortadaydı. Ancak şu an bunu sormak için uygun bir zaman değildi .

" B-ben..." Jessica boğuk çıkan sesini düzeltmeye çalışırken Sehun, Kris'in omzunu tutup :" Sakin ol." dedi. Bazen nasıl bu kadar otoriter olduğunu merak ediyordum.

"Şimdi tartışmanın sırası değil." Kai konuştuğunda Chanyeol, Tessa ve bana baktı.

"Siz iyi misiniz ?" Oradan bakılınca iyi mi görünüyorduk? Tessa yavaşça kolumun altına girip beni kaldırmaya çalıştığında ağzımdan bir inlemenin çıkmasına engel olamadım.

Zaten Tessa'nın da beni taşıyabilecek kadar dirençli olduğunu düşünmüyordum.

Chanyeol yanıma gelip bir anda beni kucağına aldı. Sesimi çıkarmadım. Tabi ki de çıkarmazdım. Etrafta aptal , salak bir kız gibi çığırıp 'indir beni' diye bağırmayacaktım. Durumumdan oldukça memnundum.

"Teşekkür ederim." Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda kaşlarını çatmış ve gayet ciddi bir ifadeyle karşıya baktığını gördüm.

Yürümeye başladığında kafamı indirip arkaya baktım. Kai , Tessa'nın kolunun altına girmiş ve yürümesine yardım ediyordu. Kris tek başına ilerliyordu. Kris ve Kai hafif sıyrıklarla atlatmışlardı.

Sehun kendi eliyle uğraşırken birden kafasını kaldırdı ve göz göze geldik. Soğuk bakışlarını üzerimde tutarken gözlerimi ilk çeken taraf ben oldum ve Jessica'ya döndüm. En arkadan yavaş yavaş yürümeye çalışıyordu.

Kris gayet iyi bir durumdayken ona yardım etmemesi sinirlerimi bozdu.

"Bir daha böyle bir şey yapma sakın. " Dikkatimi tekrar Chanyeol'e vererek kafamı kaldırdım.

"Biliyorum yardım etmek istedin. İstediniz. Ama bu sizin sorumluluğunuzda değil. Başınıza bir şey gelebilirdi. Tessa'nın fikri gayet iyiydi. Ancak siz olmadan da başa çıkabilirdik. "

Aptal esprilerin ve gereksiz sulu şakaların Tanrıçası Tessa. Aynı zamanda bilgelik ve savaş strateji Tanrıçası Athena'nın kızı Tessa. Bugün bir kez daha onun bir yönünü gördüm.

Tessa başta gözümde eğlenceli bir kız gibi görünse de şu an hem eğlenceli hemde zeki bir kızdı. Üstelik yaratığın altından geçerken ki keskin bakışlarını unutamıyorum. Sanki birisini hiç acımadan öldürebilecek biri gibiydi.

Olimpos Melezleri  [EXO Fanfic]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin