24. Bölüm

21.4K 1.2K 128
                                    

"Boş ol, boş ol, boş ol! On iki kere boş ol! On beş kere boş ol, on altı kere boş ol. Bitti tamam mı? Boşadım seni. Senden önce ben boşadım!" diyerek avucunu hiddetle göğsüne vuruyordu.

Genç adam, sinirden oynaşan şişkinliklerine bakarken dikkati dağılıyordu. Kaşlarını çattı. "Sen beni boşayamazsın."

"Pekâlâ da boşarım. İlk bağı kopardım senden." Ellerini göğsünde bağlamış ve gözlerini kısarak kasıntı kocasına bakmıştı. Barbara ile ne yaşadılarsa öfkeden kıpkırmızı kesilmişti.

"Ben bitirmeden bitmez. Şimdi çık odamdan. Başımı ağrıttın."

"Bitir o zaman!"

Khalil başını kaldırdı ve gözlerini karısının sinirli yüzüne dikti. "Humeyra." Sesinde uyarıcı bir ton vardı. Bu odada sakinleşmeyi ummuştu. Bir kargaşadan çıkıyor, diğerine balıklama dalıyor gibiydi.

"Bitir! Bitsin." Kalbi korkuyla çarpmaya başlamıştı. Onu kışkırtmak ne kadar doğruydu? Ne kadar ileri gideceğini merak ediyordu ama. Son zamanlar yaşadıkları yakınlaşmadan ötürü kendini vazgeçilmez sanmaya başlamıştı. Khalil'in istikrarlı öfkesi bile yoktu artık, eskisi gibi arzulandığını görebiliyordu.

"Odayı terk et." diye fısıldadı tehlikeli bir tonla. Dilinden bir kaza çıkmaması için onu uyarır gibiydi.

Humeyra buna aldırmadan başını dikleştirdi ve sessizce kocasına çanak tutmaya devam etti.

"İyi o zaman."

Kalbi duracaktı kadının. Tanrım, bu kadar çabuk mu vazgeçiyordu?

"Boş ol," Khalil ona doğru bir adım attı. Ne kadar da çabuk söyleyivermişti o iki kelimeyi. Onların karısını içten içe nasıl kemirdiğinden bihaberdi.

Bir adım daha attı ona. Güçlü, sert ve inattı duruşu. "Boş ol," Humeyra'nın kalbi titremeye başlamıştı. Gözlerine dayanılmaz bir acı oturdu. Kaşları acı ve öfkeyle çatılmış, alnı kırışmıştı. Sanki biri kalbini eliyle sıkıyordu.

Khalil burnunun dibindeydi. Gözlerini gözlerinden ayırmadan "Boş..." dediğinde Humeyra yıkılır gibi bir nefes aldı. Elleri çözülmüş ve yanına düşmüştü. İki kelamlık bir bağ kalmıştı aralarında. İki kelam sonra bitecekti her şey.

"O..." harf kadının ağzında kayboldu. Khalil'in dudakları son bağı koparmak için şekillendiği an bir elini yanağına koymuş ve dudaklarına yapışmıştı. Khalil'de bunu bekliyormuş gibi onu kendisine çekmiş, eli tutkuyla saçlarına kaymış ve günlerdir yapmak istediğini gerçekleştirmeye başlamıştı.

Karısının davetkâr dudaklarını aralayıp dili diline dokunduğunda ikisi de aynı anda inlemiş ve öpüşleri daha da derinleşmişti. İkisi de birbirlerinin ağızlarında kayboluyor gibilerdi.

İlk ayrılan Humeyra olmuştu, çünkü daha fazlasına nefesi yetmemişti. Kocasından ve bu sarhoş edici öpüşten sadece bir milim uzaklıktaydı. Gözleri az evvel kendisini hazza boğan hükmedici dudaklarındayken "Sana küfretmek istiyorum," diye mırıldandı. Nefes alışı hâlâ düzelmemişti. Öylesine dağılmıştı ki, esasen şu an sadece kollarında erimek istiyordu. Onun dudaklarına son bir kere, hafifçe dokunduktan sonra geri çekildi ve "Seni bıçaklamamak için gidiyorum. Çünkü hâlâ çok sinirliyim."

O dışarı çıktığında Khalil derin bir nefes aldı ve bir eliyle masasına dayanarak ayakta kalmaya çalıştı. Diğer eliyle de şakaklarını ovuyordu. Kalp çarpıntısı hâlâ dinmemişti. Sadece bir dokunuşla şimşek çakmışa dönen bedeni daha fazlası için kıvranıyordu. Humeyra'yı duvara yaslayıp, ateşini söndürmemek için insan üstü bir çaba harcamış ve bu yüzden öpüşü daha da sertleşip, derinleşmişti. Ancak bu onu tamamen dağıtmıştı. Elini ensesine koydu ve arkasını dönüp masaya yaslandı.

Asi GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin