Khalil onları başından savmak için verdiği bu kararından en çok Humeyra'nın etkileneceğini hiç düşünmemişti. O sözleri söylerken karısının kazanacağını zaten biliyordu, çünkü önüne hangi çizim gelirse gelsin Humeyra'nınkilerden vazgeçmeyecekti!
Fakat onu kırmıştı. Gözlerinde tüm çıplaklığıyla yansıyan o duyguyu gördüğü an kendi morali de bozulmuştu.
"Humeyra'ya haksızlık ettin."
"Bırak da neye karar vereceğimi ben seçeyim."
"Bir insanın duygularıyla oynarsın, ki bu çok aşağılıkça ama hayalleriyle oynayamazsın!"
Khalil sert bakışlarını İrem Hanım'a çevirdi. "Sen kendinde misin?"
"Asıl sen kendinde misin? Benim tanıdığım o yumuşak kalpli, anlayışlı adam yok oldu adeta." Khalil susmuştu. "Bu kız sana niye her baktığında işkence görüyormuş gibi acı çekiyor?" Khalil bakışlarını kaçırdı. "Humeyra'nın hayallerini yıktın. Tebrik ederim." Sinirle odasından çıktı ve yerine gitti. Humeyra ile birlikte ayrıldıklarından sonra ondan evvel odaya dönmüş ve çizime bakmıştı. Hatta telefonu ile resmini çekmiş ve Instagram profiline yüklemişti. Humeyra'nın bundan mutlu olmayacağını biliyordu ama ellerinden çıkan o harika şeyi herkesin görmesini istemişti.
O resime bakıp bakıp sırıtırken, Humeyra odaya öyle üzgün girmişti ki neşesi anında sönmüştü. Kadının omuzları çökmüş, yüzü bembeyaz kesilmişti. Ne olduğunu anlattığında ise İrem kendini tutamamış ve odadan dışarı fırlayıp Khalil'in yanına gitmişti.
"Üzülme artık."
Humeyra abartı bir şekilde güldü. "Üzüldüğümü kim söyledi? Humeyra üzülmez." Ama gözleri dolmuştu. İrem bunu gördüğü halde bir şey dememişti. "Kahve içelim mi?"
"Yok, teşekkür ederim. İşlerimi bitirip istifa mektubu yazacağım."
"Ne? Neden?" Duyduklarıyla birden paniğe kapılmıştı. "Bu kadar çabuk pes etmene şaşırıyorum doğrusu. Sen her zaman savaşan bir kadınsın, ama şimdi böyle kaçman.."
"Sonunda yenileceği bir savaşa neden katılır ki insan?"
"Nereden biliyorsun yenileceğini?"
"Çünkü tarih yaklaşıyor." dedi ve sustu. Yarından sonraki gün boşanmak için mahkmeye gideceklerdi. Tünelin sonundaki ışığa yürüse bile o ışık karanlığını aydınlatmayacaktı.
"Ne tarihi Humeyra?"
"Döneceğim."
"Nereye? Bilmece gibi konuşuyorsun, hiçbir şey anlamıyorum ve sinirleniyorum."
"Humeyra Adams?" İkisi de başını içeriye gelen adama çevirdi. Humeyra'nın kaşları hızla yukarı kalkmış ve şaşırarak yerinden fırlamıştı. "A, Bernardo!" Bu adam partide ve Bora Bora Adaları'ndaki adamın ta kendisiydi. Khalil'in görünce, şeytan görmüşe döndüğü o adam.
Adam güldü. İrem'in başı, kaşları çatılarak Humeyra'ya ardından da genç adama çevrildi. "Bernardo, sen ölümüne mi susadın?"
"Siz tanışıyor musunuz?"
Bernardo buna aldırmayarak cebinden telefonunu çıkardı ve bir şeylerle oynadıktan sonra Humeyra'ya gösterdi. Heyecanlı görünüyordu. "Bu çizim size mi ait?"
Humeyra büsbütün şaşırmıştı. "E..Evet. Sizde ne arıyor, anlamıyorum."
"Çok sevdim. Benim için çalışmanızı istiyorum."
Kadın ne diyeceğini şaşırdı. Kelimeler ağzına geliyor ama dışarı çıkmıyordu.
"Khalil buna asla izin vermez."