Biliyorum, bu başlıkla atılan hiçbir yazı ilginizi çekmiyor ve genelde kötü haber getiriyor, ama bunu yapmak zorundayım.
İki hikaye yürütmek şu ana dek iyi gidiyordu, ta ki araya sınav denilen o öğrenci katili girene dek. Başım feci kalabalık bu yüzden. Anlayacağınız tipik sınav sendromuna yakalandım; stress, agresiflik falan filan. Bu dönemlerden nefret ediyorum ve kafam haliyle dolu oluyor. Asi Gelin zaten fazla sürmeyecek, ama şimdilik ara vermek zorundayım. Diğer hikayemede ara verdim.
Yeni bölüm ise altıncı ayın ilk haftasında, son bir kez gelmekle beraber sezon finaline ayrılacak. Yedinci ayda, inşallah Türkiye yolcusuyuz. Tatildeyken yazmam çok zor. Zaten üç dört senede bir gidiyoruz ve o kalabalık ortamda haliyle hikaye yazamıyzorum. Gecelere kadar başımız kalabalık oluyor. Sabah ezanına kadar oturuyoruz genelde :D Özlem büyük, ne yaparsınız. Üstelik yazsam bile yayınlamam çok zor, çünkü netim falan olmuyor orada. Ben de dedim ki, en iyisi ara vermek. Bunu hiç sevmiyorum. Zira tekrardan o hikayenin havasını yakalamak çok zor oluyor. Olacakta. Fakat en iyisi bu. Döndüğümde de Günahkâr biterse şayet, bu hikayeme devam edeceğim. Fakat sınavları atlattıktan sonra canla, başla gitmeden evvel Günahkâr'ı bitirmeye çalışacağım. Çünkü o hikayeme daha önce başlamıştım.
ANCAK; Asi Gelin'i bitirdiğim yer çok heyecanlı, ben de bunun farkındayım. Ve bunun için de son bir kez, heyecansız bir bölüm yazacağım ki merakınız az da olsun dindirilsin.
Anlayışınıza sığınıyor ve özür diliyorum. Kırıcı yorumlardan kaçınmanızı da şiddetle rica ediyorum. Zira ne üzmek istiyorum, nede üzülmek. Ortamı germeyelim bunun için, öyle değil mi :)
