22. Bölüm

20.8K 1.1K 169
                                    

Afiş için İrem'e çok teşekkür ediyorum <3 

Onu öldürecekti!

Khalil'in geri geleceğini düşünmüştü. O aptal kara fatmayı yatıracak ve kendisine bir açıklama yapmak için geri geleceğini sanmıştı. Ama ortada ne Khalil vardı ne de başka bir Allah'ın kulu. Kendi öfkeli bedenine bir akşamın hafif rüzgârı eşlik ediyor bir de o koca sessizlik.

Onu kesinlikle öldürecekti!

Olduğundan yüz misli daha sinirlenerek cep telefonuna uzandı. Çantasını bırakmış ama onu ne olur ne olmaz diye yanına almıştı. Öfkeden titreyen elleri ile Khalil'i kesinlikle ayağına getirecek bir mesaj yazdı ve gönderdi. Mesajın alıcıya ulaşmasını ise gerginlikle bekledi.

Onu parçalara ayırarak öldürecekti!

"Bana da öyle bakacak mısın?" Khalil kadını usulca yatağına yatırdı ve boynuna dolanan elleri çektikten sonra üzerini örttü. Barbara hâlâ bir şeyler mırıldanıyordu. Üstelik bunu dudaklarına uzanmadan evvel de söylemişti.

Ancak gözlerinin herhangi başka bir kadına öyle bakabileceğini sanmıyordu. Nasıl gökkuşağı rengârenk ise, Khalil'in gözbebekleri de duygudan duyguya bürünüyordu karısına bakarken ve bir gökkuşağı gibi rengârenk oluyordu hissiyatları. Vücudu bir sandık gibi, bir sürü duyguyu içinde saklıyordu. Arzu...Öfke...Tutku...Nefret...Şefkat.. Kendisini de anlamaz olmuştu. Bir bukalemundan farksızdı. Bu dengesizliği normal hayatına devam etmesine bile mani oluyordu. Humeyra uzağındayken onu düşünerek çalışamıyor, yakınındayken de onu uzaklaştırmaktan ötürü odaklanamıyordu işine.

Telefonuna gelen mesajla dağıldı düşünceleri. Ekranda karısının ismini görünce son bir kez Barbara'ya baktı ve iyi olduğundan emin olduktan sonra süratle dışarı çıktı. Bir yandan da mesajı okuyordu.

"Plajdayım. ÇIRILÇIPLAK! ;)."

Subhanallah! Göğsü bir an için göğüs kafesinden fırlayacaktı korkudan. Telefon neredeyse elinden kayıp suya düşecekti ama Khalil son anda kurtarmıştı. Zavallı telefon suya düşmeyi adamın güçlü elleri tarafından sıkılmaya tercih ederdi. Khalil'in parmak boğumları bembeyaz olmuştu. Dişlerini sıkarak plaja doğru yürüdü yeniden. Adımları hızlı ve tehlike doluydu..Gürlememek için hırlar gibi nefes alıyordu.

Karısının narin bedeni görüş alanına girdiğinde yerinde çakılı kaldı. Öfkesi toz bulutu gibi havada dağılmış ve yerini bir aptallık hissiyatı almıştı. Oyuna getirilmişti. Humeyra çıplak falan değildi! Orada, öylece, Riyad'da balkonda durduğu gibi duruyor ve dünyaya meydan okuyordu sessizliği ile.

Genç kadın bir kıpraşma hissedince arkasını dönmüş ve kocasını gördüğü an rodeo boğaları gibi delirmişti.

Kaşlarını çattı, dudaklarını ölümüne birbirine bastırarak ona doğru yürüdü. Koşuyordu sanki. Ve bir şeyler söylüyordu öfkeyle. "Senin o dudaklarını yakarım Khalil! Puro söndürürüm onlarda!"

Yanına varmadan evvel eğilip kum almış ve aralarındaki mesafe kapanınca var gücüyle kocasının yüzüne fırlatmıştı.

"Öptün mü onu?"

Yüzü, ağzı, çenesi ve burun delikleri kum ile dolan Khalil bu lodosun kurbanı olmamak için sakinleşmeye çalışıyordu. Dilini otomatikmen dışarı çıkarmış ve ağzına gelen bir kaç kum tanesini yutmuştu. Onlar da karısı kadar serttiler.

"Öptün mü onu?" diye yumrukladı kocasını. Genç adam bir tufanın daha içine itilmişti. Dengesi şaşmış ve o koca bedeni bir adım geriye gitmişti.

Asi GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin