§Part 2§ - A Very Good Night

1.3K 42 4
                                    

Saklandığım ağacın üstündeki karıncalardan uzak durmaya çalışarak eğilip onlara baktım. Neredeyse yarım saattir, konser hala devam ettiği halde yerde uzanmış, yıldızları seyrediyorlardı. Ne konuşuyorlardı bilmiyorum ama, Justin bir daha uzun uzun aynaya bakmak istemeyecek; onu biliyorum. Yan yana uzandığı kişi bir kızdı. Güzel bir kız. Güzelliğini neden belirtme ihtiyacı duyuyorsam artık.

Ve o malum kısım.. Kız resmen Justin'in tepesine çıkıyor, eğiliyor ve Bam! Mesajım var. Justin olduğu yerden yavaşça kalktı ve "Kim var orada?"dedi. "Eğer gazeteci falansan kız arkadaşım ve medya bilmezse zengin olursun."diye de ekledi öküz.

O daha ağacın yanına varmadan arkadasından çıkıp üstümü silkeleyerek "Gerek yok. Kendim öğrendim." dedim ve kumrularımızı yanlız bırakıp konser alanına adeta sürükledim kendimi. Arkamdan koşmadı bile. "Dur!" bile demedi. Öküz öküz baktı sadece.

Bu kadarı fazlaydı. Niye beni sürekli üzen birinin yanında sevgilisi diye kukla gibi gezeyim ki? Kendine kral diyorsan sevgilini de kraliçe yapacaksın, o kadar. İç sesime bin bir lanet okudum ve eve gitmeye kadar verdim. Taksilerden birine kendimi nasıl attığımı hatırlamıyorum bile. Sadece, sadece hayata sömürüyordum. Acımasızlığına.. Adaletsizliğine.. En acımasız yüzünü bana önce güneş gibi gösterip sonra bataklığa çevirdiği için yerden yere vuruyordum kendimi. Ama hayır. Arkadaşlarıma, aileme "Başarabilirsin!" diyen bendim, şimdi karşınızda bambaşka bir Selena duruyor. "Başarabilirsin!"

Ne kadar kendimi güçlendirmeye çalışsam da yine darmadağınım işte. Tek başımayım.

Kendimi evde bulunca yatağıma doğru göç pozisyonu aldım. Evdeki lambaları kapatma ihtiyacı duymadan uykunun kollarına bıraktım kendimi.

*

Sabah tank gibi uyandığımı hatırlıyorum. Justin bana tepside kahvaltı hazırlamış, kendi de yatağımın dibinde uyanmamı bekliyordu. "Sen hala ne yüzle buraya geliyorsun pislik!" dedim. Tepsinin üzerindeki çiçekleri koparıp koparıp üstüne fırlattım. Sıra çay bardaklarına ve tabaklara gelince "Selena neyden bahsettiğini anlamıyorum." dedi.

Elimdekileri üstüne atmayı bırakıp "Dün gece neredeydin?" dedim. "Bütün gece başında bekledim." diye küçük çocuklar gibi mızmızlandı. "İçki seni fena bozmuş olmalı. Bütün gece adımı sayıkladın. Sanırım rüya görüyordun." diye de ekledi.

Yüzümde gittikçe daha büyük bir gülümseme ışıldarken aklıma geldi de sordum. Rüya olduğundan emin olmalıydım. "Dün gece Katy'nin çiftli bir açık hava konseri daveti var mıydı?"

O başını evet anlamında aşağı yukarı sallarken ben de "Kahretsin. Kaçırdım!" diye inledim. "Yani o davet sadece rüyanda vardı. Görünüşe göre." dedikten sonra Justin'in boynuna bukalemun gibi yapıştım. "Eveeet. Şimdi rüyanı teker teker anlatıyorsunuz Selena Hanım. Dinliyorum." dedi beni yatağıma geri oturttururken. "Hayır. Anlatmayacağım." dedim. Hiçbirşey sormadan koca bir kaşık dolusu mısır gevreğini ağzıma "Uçak geliyoooooor!" diyerek sokmaya çalıştı.

Ben de uçağın yönünü "Ve uçak gidiyor..." derken onun ağzına çevirdim. Bütün mısır gevreğini yedirdikten sonra "Seni seviyorum." dedi. "Seni seviyorum." diye karşılık verdim. Gerisini siz de tahmin edebilirsiniz.

(Bu bölümü arkadaşım Zeynep'e armağan ediyorum. Onu çok çok çok seviyorum. ♥)

Telefonumdan yazdığım için yanlışlarım olabilir. Love. ♥

Slow Down [Selena Gomez Fan Fic.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin