§Part 17§ - Quarter To Salvation

393 15 5
                                    

*2 gün sonra

"Bu tımarhaneden ne zaman çıkacağım!?" dedim sabrımın sınır noktasını zorlayan bir sesle. O gıcık doktor yine tepemde durmuş bir şeyler not ediyor, tek kelime etmeden duruyordu. Soruma doktorun cevap vermemesi üzerine Justin "Dayan sevgilim. Birlikte çıkacağız bu lanet yerden." deyip elini elimin üstüne koyup okşamıştı. Gözlerimi kırpıştırıp gülümsedim ve ikimizin ellerinin üstüne diğer elimi ekledim. 

"Çok seviyorum." deyip gözlerinin içine baktım.

"Ben daha çok seviyorum."

"Hayır ben daha çok seviyorum."

"Ben seviyorum dedim!" deyip kızar gibi yaptığımda gülüp "İyi öyle olsun." demişti. Justin bana yaklaşıp öpeceğini sandığım sırada burunlarımızı birbirine sürtmeye başlayınca hafiften gülmeye başladım. Yaklaşık 10 saniye sırnaştıktan sonra göz ucuyla doktora baktım. Hala tepemizde durmuş, bir şeyler yazıyordu. 

"Öğleden sonra raporunuzu ve sağlık karnenizi alıp taburcu olabilirsiniz." diyen doktorun arkasından bakarken o kapıyı kapatıp çıktıktan sonra "Hayret. Konuştu." demiştim. Justin bu sözlerime gülüp sonra ciddi bir ifadeye bürünerek "Saat 11:30. İstersen hazırlanalım. Yemek yer, öyle gideriz." dedi. Evet. anlamına gelen gülümsememi takınıp "Gidelim." dedim.

Zaten bir tanecik çantam olduğu için onu elime alıp kalktım. Bandajımı demişmiş, sadece dikişi kalmıştı. Anlayacağınız rahatım artık. Sadece birkaç ilaç ve krem alınacak, o kadar. 

Dolgu topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Justin'in omzuna kolumu atıp elimde de çantamla birlikte kapıya ilerledik. Geçen sefer boyum kısaydı şimdi uzun. Zafer. 

Her neyse, tek kelime konuşmadan yavaş yavaş kantine indik. Kara gözüktüğünde ise kendimize alt katın cam kenarında, hastanenin girişi ile bahçesini manzarasına alan bir masaya oturduk.  

"Eee.. Kendini nasıl hissediyorsun?"

"Normal." dedim tek kelime ile. 

"Yani demek istediğim.. onca şey yaşadık. Kavga ettik, kaçtık, küstük. Bana karşı hala aynı şeyleri hissedebiliyor musun?"

Justin'den bu kadar ciddi bir konuşma beklemediğim için ona pörtlek gözlerle baktım. O da bu tepkimi fazla bulmuş gibi omuz silkti ve kaşlarını kaldırdı.

"Sadece.. yanlış bir karar verdim ve... sen beni affetmeseydin bundan vicdan azabı duyardım." tatmin olmuş gibi keyifle arkasına yaslandı ama çabucak doğruldu ve dirseğini masaya dayayıp çenesini avucunun içine aldı.

"Sell. Böyle şeyleri konuşmayı sevmediğini biliyorum ama böyle şeyleri elbet bir gün konuşacağız."

"Ne gibi şeyler?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

"Şey gibi.. 'İşin adını koymak.' "

Kaşımı havada tutmaya devam edip "Nasıl yani?" dedim.

"Sonuçta reşit olalı birkaç yıl oldu, 2 yıla yakındır da bir ilişkimiz var. En azından bir ailemle tanışsan, yüzük taksak veya onun gibi birşey."

"Hmmmm..." deyip masanın üzerinde duran broşürlerden birini elime alıp oynamaya başladım. 

"Yine kaçıyorsun!" deyip sıkıntıyla arkasına yaslandığından bende onun aynısı bir şekilde arkama yaslandım. "Üzgünüm ama bu tür işler.. canımı sıkıyor."

"Benim de canımı sıkıyor ama Pattie seninle tanışmak için can atıyor."

"Adımı biliyor işte yetmez mi?" dedim uflayarak. Sıkılmıştım.

"Bak. Onlara 1 hafta içinde bir karar vereceğini söyledim. Ya ailemle tanışacaksın, ya da sadece sevgili kalacağız."

"Ama bu haksızlık!"

"Bu işi yeterince geciktirdik Sell. Pattie sabretmekte zorlanıyor."

"Pattie'den bahsetmeyi keser misin!?"

"Kesemem! Eninde sonunda bunları konuşacağız!"

"Neyi konuşacakmışsınız?"

Tanıdık bir sesle ikimizin de kafası sesin geldiği yöne çevrilmişti. Nick. Burda. Lanet. Olsun!

"E hadi biri cevap versin artık."

"Seni pislik! Burada ne işin var!?" diye bağırıp sandalyenin üstünden Nick'in üstüne olimpik atlayış yapınca işlerin karışacağını anlamıştım. Pekala. Bu defa karışmayacağım. Nick kendisi dayak istedi. İstediğini alır o zaman.

 Kavgayı kollarımı kavuşturmuş, uzaktan izlerken Nick'in aniden Justin'i altına aldığını farkedince olaya müdahale etmem gerektiğini kavramıştım. Delice vuruyor, vuruyor, vuruyordu.

"Hey! Hey! Nick! Dursana!"

Nick'i zar zor Justin'in üzerinden çektiğimde bu defa Justin Nick'in üstüne atladı. Oflayıp bu sefer Justin'i Nick'in üstinden kaldırmaya yeltendiğimde çenemde hissettiğim yumruk yüzünden dünya yavaşça kararmış, daha sonra görünmez olmuştu.

---

EVET.. AKILLI BIDIKLARIM. GÖRDÜĞÜNÜZ GİBİ YENİ BÖLÜM KARŞINIZDA. SELENA BİR TÜRLÜ ÇIKAMADI HASTANEDEN BE ÜF :D DARALDIM. :D SONUNDA HEYECANLANIP YAYINLADIM :D ASLINDA YENİ BÖLÜM UZUN SÜREDİR ELİMDEYDİ, AMA OKURLARIM İLGİ GÖSTERMİYOR HER NEDENSE. İLHAM PERİLERİMİ KAÇIRIYORSUNUZ AMA. SONRA SİVRİSİNEĞE DÖNÜŞÜP YİYOR SİZİ. NEYSE. SAÇMALADIM. DAHA FAZLA SAÇMALAMADAN, MESAJI ALDIĞINI UMARAK BİR DAHAKİNE GÖRÜŞÜRÜZ DİYORUM. ♥ ♥ ♥ ♥ ♥

Slow Down [Selena Gomez Fan Fic.]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin