Çooooooook Önemli Not: Bu bölümü yazdıktan sonra (...) -Küfür ediyor.- wattpad bölümü sildi. -,- Sinir oldum. Sonra da yazasım gelmedi. Ama dayanamayıp neler yazdığımı hatırlamaya çalıştım ve bölümü tekrar avucunuza toparladım. Bu haliyle daha itici oldu, ama idare edin artık. Nisan* gece gece sizler için uğraşıyor. Ama sizleri çok çok seviyor, o pembiş -Ve terli :D- yanacıklarınızdan öpüp iyi geceler diliyor. ¦
*Nisan ben oluyorum. :D
-----
Neredeyse 13. kadehi deviriyordum. Ortam harikaydı. İçimden hala yas tutan 9 yaşında bir kız çocuğu olsa da, dışımdan havai fişek atıp kompeti patlatıyordum. Bana yiyecekmiş gibi bakanlara aldırmıyor, gülümsemekle yetiniyorum. Dans ederken yeni hareketler denemek. Kendimi de yepyeni hissetmek. Sadece dans edenler. Sadece müzik. Sadece ışıklar. Sadece ben. Ve kadehim.
Barmeni lafa tutmayı bırakıp dans pistine yöneldim. Etrafta çokça çeşit insan vardı. Deliren, yas tutan, aldatılan, aldatan, yiyişen, kendini müziğe veren, ya da sadece sıkılıp çareyi alkolde bulan. Yanlışlıkla çarpsam yumruğu geçirebilecek olan da vardı, ağzına alkol sürmeyen de. Dans pistinden inmekte inat eden de vardı, mini eteklileri gözleriyle tecavüz eden de. En önemlisi de, buraya gelmeyip gururunu yerlerde süründürmeyenler vardı. Onlar iyi ki vardı.
Saat 03.30' yaklaşıyordu. Ve bar hala tıklım tıklımdı. Bunun başka bir nedeni olduğunu düşündüm; hepsi sarhoş? Ya da gitmek için kendi önerdikleri şarkının çalınmasını bekliyorlardı. Sonunda kafama dank etti ve Dj'e doğru yürüdüm. Ellerimi disklerin olduğunu sehpaya koydum ve "Till The World Ends. Hemen. Şimdi." diye tısladım.
Dans pistine doğru geri yürürken çalmakta olan şarkı durup benim istediğim şarkı çalmaya başladı. Sözlerini hatırlamaya çalıştım. Harikaydı. Müthiş. Mükemmel.
This kitten got your tongue tied in knots, I see
Spit it out 'cause I'm dying for company
I notice that you got it, you notice that I want it
You know that I can take it to the next level baby
If you want this good shit
Sicker than the remix
Baby let me blow your mind tonight
I can't take it, take it, take no more
Never felt like, felt like this before
C'mon get me, get me on the floor
DJ what you, what you waitin' for?
Watch me move when I lose, when I lose it hard
Get you off with the touch dancin' in the dark
You notice what I'm wearing, I noticin' you're staring
You know that I can take it to the next level baby
Hotter than the A-list
Next one on my hit list
Baby let me blow your mind tonight
I can't take it, take it, take no more
Never felt like, felt like this before
C'mon get me, get me on the floor
DJ what you, what you waitin' for?
See the sunlight, we ain't stoppin'
Keep on dancing till the world ends
If you feel it, let it happen
Keep on dancing till the world ends
Keep on dancing till the world ends
Keep on dancing till the world ends
See the sunlight, we ain't stoppin'
Keep on dancing till the world ends
If you feel it let it happen
Keep on dancing till the world ends
Şarkı bittikten sonra eve gitme kararı aldım. Ve sonra gidenlerin neden gittiği psikolojisini anladım. Gerçekten güzel bir duygu. Neyse. Saçmaladım.
Küçük el çantamı da alıp çıkışa ilerledim. Sokak sadece gece aydınlatmalarıyla oldukça ürkütücü gözüküyordu. Kanalizasyon borularından akan suların sesini rahatlıkla duyabiliyordum. Evlerin birbirinin üstüne sarkıttığı gölgeleri canavar sanıp kaçmanız oldukça mümkündü. Hepsi özenle şekillendirilmiş, sanki bana kasten yapılmış gibi bakıyorlardı.
Nereye gittiğimi bilmeden ilerlemeye devam ettim. Sık sık sendeleyip düşecekmiş gibi oluyordum. Ne kadar düzgün yürümeye çalışırsam, o kadar yürümem zorlaşıyordu. Topuklularım olmayan hayali taşlara takılıp duruyordu. Ben de o olmayan taşlara tekme atıp kendimi yerde bulma noktasına geliyordum.
Yollar bana kasten yapıyordu.
Geçen sefer beni kurtaran bir Justin'im vardı ama onu kaybetmiştim. Aslında o beni kaybetmişti. EVet. Beni kaybeden o olmuştu. Etrafındakilerin ne düşünüp ne söyleyeceğine önem vermeden hareket etmiş, sonra da cezasını çekmek zorunda kalmıştı.
Hak etmişti.
Tekrar sendeleyip kanalizyon kapağının üstüne koruyucu kapak olarak atanmak üzereyken beni belimden tutup ayağa kaldıran ellere lanet ettim. Ne olurdu sanki düşseydim?
Görüntü net değildi. Aksine bulanıktı. Kimin kim olduğunu seçemiyordum. Ama emin olduğum şey gece saatin 04.00 gibi birşey olması ve sokakta yanlız olmamızdı.
"Kimsin sen?!" diye mırıldandım. Duyamayacağı şekilde.
"Merhaba. Ben Usher." dedi elini uzatıp. Kahkaha attım.
"Bende şey.. Selena." dedim ve elini sıktım. Tekrar düşecek gibi oldum ama beni yine o lanet belimden tutup kaldırdı. "Şunu yapmayı kes!" diye tısladım.
Ellerini havaya kaldırıp "Hey. Hey. Tamam. Sakin ol. Evini tarif et de seni bırakayım." dedi. Göğsüne vurup yere kapaklanmasını hayal ettim ama -Lanet olsun ki.- yerinden bile kıpırdamadı. "Ben kendim giderim." dedim.
Bu sözlerime lanet ettiğim saniyeler, beni zorla kucağına alıp evin adresini sorup durduğu zamandı. "Yaa bırak beni!" diye bağırdıkça kahkaha atıp "Demek sağdan ha?" deyip yola devam etmekle yetiniyordu. -Bu kısım komik olmak zorunda :D-
*
Gözlerimi araladım. Zıpkın gibiydim. Bulunduğum yer lüks bir yatak odası. Ve kesinlikle benim değil. Gri-beyaz-siyah uyumları hakim. Yataktan yavaşça doğruldum. Aynı anda yanımda yatan bedeni fark edip çığlık atmam bir oldu.
"Senin burada ne işin var!" diye bağırdım. Uyanmadı. "Heeeey!" diye daha kısık sesle bağırdım. Ne kadar da derin uyuyormuş ya.
Dürtekledim.
"Ya uyansana hödük!" diyerek tekmeledim. Yataktan düştü ama uyanmadı. Vay anasını ya. Horluyor bir de.
"Bööööööüğğğ!" diye bağırıp gözlerini pörtlettiğinde yataktan BEN düştüm. Birkaç saniye sonra ikimiz de yatağın iki kenarında, kahkahalara boğulmuştuk.
"Tamam." dedim ciddiyetle. "Ben tanımadığım birinin evinde, tanımadığım biriyle, tanımadığım o kişinin yatağında sarhoşken yattım. Ve sen buna izin mi verdin?" diye bağırdım.
"Beni tanıyorsun."
"Hadi ya?!"
"Tanışmıştık. Aynen şöyle." dedi ve elini uzatıp "Merhaba. Ben Usher." diye ekledi. Aynen dünkü hatırladığım kadarıyla gülümsemesini suratına yerleştirdi. "Ha. Ha. Ha. Çok komiksin." dedim.
O sırada yatak odasının kapısı oynadı. "Usher? Aşkım orada mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slow Down [Selena Gomez Fan Fic.]
Hayran KurguBir insan; Size kızıyorsa, dünyanın en iyi insanı dahi olsanız da bir neden bulabilir. Aynı şekilde bir insan; Sizi affetmek istiyorsa, dünyanın en kötü insanı bile olsanız bir mazaret bulabilir. Aradaki fark; Sizin iyiliğinizle ya da kötülüğünüzle...