Multimedia: RÜZGAR
Ellerini başımın iki yanından duvara yaslayarak gözlerime baktı ve konuşmaya başladı
"Bak kızım benden uzak dur. Seninle mecburiyetten aynı oda da kalıyorum. Eğer şu tatili istemesem İstanbula tekrar dönerim. Ama sırf bir gerizekalı yüzünden yarı yıl tatilimi mahvetmek istemiyorum. Ve eğer bir kez daha bana yaklaşmaya şaka yapmaya kalkarsan bu kadar kibar davranmam"
Bir şey söylememi beklemeden banyoya girip kapıyı kapattı ve kilitledi. Biraz sonra su sesi gelmeye başladı. Bende kendimi daha fazla tutamadım sırtımı yaşadığım duvardan aşağı doğru kayarak dizlerimi göğsüme kadar çekip ağlamaya başladım.
Ben ona kötü bir şey yapmadım. Tamam abarttım belki ama abartmak benim yaşam tarzım. Benim lugatımda var bu. O sevmiyor diye de kendimi değiştiremem. Ayrıca bende onunla konuşmaya meraklı değilim zaten. Sadece arkadaş olabiliriz diye düşünmüştüm yanılmışım.
Biraz daha ağladıktan sonra kafamı gömdüğüm dizlerimden ayırarak karşımdaki ayaklara baktım.
Sonra kafamı yavaşça yukarı kaldırıp beni durmuş öylece izleyen rüzgara baktım.
"Ne var ne istiyorsun" dedim yerden kalktım ve yatağa doğru yöneldim daha hava tam aydınlanmamıştı.
Kendimi hızlıca yatağa atıp yorganı kafama kadar çektim.
Rüzgar gelsin diye bekledim ama gelmedi.
**
Oha yine uyumuş olamam ya. Allah kahretsin saat. Saat 13.27 ohh şükür akşam olmamış derken derin bir nefes aldım.
Hemen valizimi açıp siyah bir dar paça üzerine bol bir kazak geçirdim.
Saçımı düzleştirip makyaj yaptıktan sonra odadan dışarı kendimi fırlattım.
Islık çalarak yürürken odanın kartını içerde unuttuğumu fark ettim. Koşarak odanın kapısının önüne geldim. Kapıya bir tane tekme atıp tekrar yürümeye devam ettim ne var ya odanın kapısının önüne geldiğimde kartın rüzgardada olduğu aklıma geldi boşa gelmiş olmayım tekme attım fena mı ettim.
Asansör binip yere bağdaş kurdum. İki saattir burda oturuyorum ama ayağa kalkmaya üşeniyorum ben napıyım.
Sonunda asansörden sıkılıp çıktım.
Kayak kıyafetleri kiralayıp dağın en tepesine çıktım. Tamam daha önce de bu kayak merkezine geldim ama sonu hep hüsranla bitti iki kez kaymaya çalışırken kolumu kırmıştım bir kez daha uğramamıştık buraya.
Şimdi anılarım canlandı soğuk bir tokat gibi yüzüme çarptı acı gerçeği. Aklıma getirmeyi hep ertelediğim üzülmeyi hep sonraya bıraktığım bu gerçek şimdi burda tam sol tarafımda o kadar kötü ki halime ben bile acıdım. Babamla ve annemle olan bütün anılarım birer birer gözlerimin önünden geçti. Canım babam burda bana kaymayı öğretmekle geçmişti bütün tatili. Canım babam nasılda özledim onu şimdi keşke burad......... Ağhhhhhhhhhhhh
Düşüncelerin içinde kaybolurken neye uğradığımı şaşırdım. Dağın en tepesinden tam ortalarına kadar yuvarlanmıştım.
Durduğumda ağzım gözüm kar dolmuştu resmen. Ayağa kalkıp kendime gelmeye çalışırken karşımda sırıtan rüzgara sert sert baktım tam havalıca saçımı savurdum ilk adımımı attım ki ayağım kaydı bu sefer en aşağı kadar yuvarlandım.
Yerde kıvranıyordum resmen.
"Kızım manyak mısın dağın orta yerinde ne demeye havalı yürüyüş yapmaya çalışıyon" dedi. Yere oturmuş acıyan ayağıma bakmaya çalışıyordu. Kaşları çatılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
RomanceSeni ben öldüremem ama seni intihara ben sürükleyebilirim. Herşeyimi öldüren adam. Herşeyini öldürecem. Onun ölmesini hiç istemezken onu ölüme itmek zorundayım.