Multimedia: Su
"Tatilimi berbat ettin... Ayağımı kırdın... Ben bu tatile gelebilmek için neler çektim senin haberin varmı... Bak bide susuyor ya.. Kime diyorum acabaaa.... Lağnnn bebe"
Sabahtan beri söylenip duruyordum. Ama napıyım canım çok sıkılmıştı.
"Su lütfen biraz sus olur mu"
"Olmaz hayır olmaz.. Benim canım sıkılıyor dışarı gidelim nolursun"
"Her taraf kar ve bu ayakla dışarı çıkmayı mı düşünüyorsun"
"Ayağım" dedim ağlamaklı bir ses tonumla ayağıma bakıp. "Rüsgar telefonda konuştuğun çocuk kimdi kuzey mi neydi ya adı"
"Sen duydun mu konuşmaları" dedi endişeli çıkmıştı sesi
"Evet. Hepsini duydum"
"Su sana... Im özür dilerim ben gerçekten ben... Ben....." elini ensesine götürdü ve sıkıntılı sıkıntılı evin içinde dolanıyordu.
"Heyyyy. Tamam kes zırvalamayı" diye bağırdım. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Su ben gerçekten ne diyeceğimi bilmiyordum..."
"Ahahah rüzgar şaka yaptım. Bir şeyler duydum ama üzerinde fazla durmadım. Konu dikkatimi çekmedi."
"Ne yani iki saattir boşuna mı kıvranıyordun beni"
"Biraz öyle oldu" dedim kıkırdayarak.
Hızlı adımlarla bana yaklaşıp beni kıdıklamaya başladı.
"Ya rüzgarrr ahahaha"
"Ne noldu" dedi sıcacık gülümsemeyle
"Benden sakladığın bir şey yok değil mi? Ne demek İstanbul bizim için güvenli değil. Ablam ne yapıyor eskişehirde. Ve ben seni tanımıyorum bile neden beni buraya getirdin. İstanbula gidicem ben"
"Su lütfen bak sana bir açıklama yapamam şuan ama benden sana zarar gelmez burada beklemelisin" deyip yanımdan kalkıp üst kata çıktı.
Tabi ki onu dinlemicektim. Saat baya geç oluyordu. Rüzgar galiba uyumaya çıkmıştı. Dicektim ki tam elinde battaniye ile birlikte karşıma geçti.
"Sen burada uyu ben üst katta yatacam. Sakın yaramazlık yapma" dedi ve gülümsedi. Bende sadece başımı salladım.
Neyse ki onu dinlemicektim. Benim buradan çıkıp ablamın yanına gitmem gerekiyordu. Elime telefonumu aldım ve serkanı aradım.
"Alo serkan"
"Su iyi misin sesin bir telaşlı kötü bir şey mi oldu"
"Serkan beni gelip alır mısın lütfen"
"Tamam nerdesin"
"Bilmiyorum sana konum atıcam lütfen çabuk gel" deyip telefonu kapattım. Ve hemen serkana konum attım.
***
Sabaha karşı kapı çalıyordu. Rüzgar merdivenlerden koşarak indi ve hemen kapıyı açtı.
"Serkan" dedi rüzgar donuk bir ifadeyle.
"Rüzgar senin ne işin var burada" dedi serkan ve içeri girip "su iyi misin sana bir şey yapmadı değil mi" dedi baya telaşlı gözüküyordu.
"İyiyim lütfen beni götür buradan" dedim. Serkan beni kucağına alıp arabasına doğru yürüdü.
"Su İstanbula dönemez orası tehlikeli onun için serkan" dedi. Rüzgar serkanı durdurmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
RomanceSeni ben öldüremem ama seni intihara ben sürükleyebilirim. Herşeyimi öldüren adam. Herşeyini öldürecem. Onun ölmesini hiç istemezken onu ölüme itmek zorundayım.