Gözlerim yavaş yavaş kapanıp ruhum bedenimde son dakikalarını geçirirken rüzgarın hayali geldi gözümün önüne.
Bileklerime bir şeyler bağlamaya kanı durdurmaya çalışıyordu. Bağırıyordu bizim çocuklara ambulansı arayın diye.
Yüzüme buruk ama sıcak bir gülümseme yerleştirdim.
"Gelmişsin işte burdasın. Ama geç kalmışsın ben gidiyorum rüzgar" dedim.
Canım yanmıyordu. Ruhumda o kadar çok yara varken bedenimdekileri hissetmiyordum bile.
Gözlerim kapandı. Her taraf karanlıktı. Ama sesler duyuyordum. Bağırış sesleri bunlar.
Cehennemde insanlar böyle bağırıyor demek ki bende cehenneme gitmişim. Zaten hak ettiğim tek yer burası.
***
Kız defalarca denemesine rağmen en çok bu kadar yaklaşmıştı ölüme. En çok bu kadar istemişti ölmeyi.
Ama bu sefer gelip onu kurtaran ne bir akıl doktoruydu nede bir psikolog. Bu sefer onu kurtaran ölüme ettiği adamdı.
O adamı uçuruma iterken adam onu uçurumun kıyısından tutup kendine çekmişti.
***
Gözlerimi açamıyordum ama tepemde birileri bir şeyler konuşuyordu. Başım dayanılmayacak derecede ağrıyordu.
Öldün mü ki acaba diyerek zihnimden güldüm.
Galiba bu intihar benim kendime gelmemi sağlamıştı.
Rüzgar gelmişti karşımdaydı. Eğer her intihar ettiğimde onu karşımda göreceksem ben razıydım bileklerimden kan akıtmaya.
Gözlerimi yavaşça açtım ve karşımda bana böcek görmüş gibi bakan serkanı gördüm.
"Çek şu çirkin suratını midemi bulandırıyorsun" dedim yorgun sesimle.
"Kız yaşıyor lan" dedi birden olduğu yerden doğrulup.
Arsel serkanın kafasına bir tane geçirerek "mal mısın oğlum sen" dedi. Onların bu haline güldüm.
Gözüm emreye takıldı. Daha sonra arsele dönerek "kim kurtardı beni" dedim.
"Ben" dedi emre ellerini göğsünde birleştirip çok iyi bir iş yapmış gibi sırıttı.
"İyi halt ettin aferin salak" dedim ona dil çıkardım.
"Bir daha sefere kurtarmam ama söyleyim" dedi sırıtarak.
"Bir daha ki sefer diye bir şey olamayacak" dedi arsel ellerini cebinden çıkarıp yanıma geldi.
Daha sonra hepsi geçmiş olsun deyip odadan çıktılar.
Arsel kalmıştı bir tek odada yatağın ucuna oturup bana sarıldı.
"Bir daha sakın gitmeye çalışma" dedi.
Onu iterek "bana dokunma" dedim.
"Sana zarar vermem" dedi sesi sanki kalbimi okşar gibi çıkmıştı. Sesine sarılmak istesemde böyle bir şey olmayacağını biliyordum.
"Bilemeyiz bunu" dedim.
"Her zaman şüpheci mi olursun" dedi bana gülümseyerek.
"Evet" dedim duygusuz bir ifadeyle.
"Duvarları olan bir kızsın ulaşılması zor" dedi.
Sahi ya duvarlarım vardı benim.
Bazen insan arada bir depresyona giriyor. Ne kadar acı yaşasamda kendime gelip hiç bir şey olmamış gibi yapmayı becerebiliyorum. Her şeye rağmen gülüp saçmalayabiliyorum. Önemli olan beni kendime getirecek bir olay yaşamam intihar gibi mesela.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
RomanceSeni ben öldüremem ama seni intihara ben sürükleyebilirim. Herşeyimi öldüren adam. Herşeyini öldürecem. Onun ölmesini hiç istemezken onu ölüme itmek zorundayım.