Okul benim evime yakın olduğu için yürümeye başladık. Normalde arseller gelirdi ama bugün gelmemişlerdi.
Kampüsün bahçesine geldiğimizde dersin başlamasına daha zaman olduğunu görünce her zaman oturduğumuz yere gidip oturduk. Serkan ve arselde orada oturuyorlardı.
Günaydın faslını geçtikten sonra "rüzgar malı nerde" dedim. Dünden bu yana hiç aramamıştıda.
"Şey..."
"Ne Serkan söylesene" dedim. Zaten sinirliyim cidden bugün biri elimde kalacak.
"Semra ile işleri varmış bugün"
Duyduğum şey karşısında donup kaldım. Ne işi olabilir bu kızla.
Sinirimle yerdimden kalkıp kampüsten çıktım nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu. Telefonumu elime alıp rüzgarı aradım.
Çalıyor.. Çalıyor.. Çalıyor.. Ve meşgul...
Bravo ya valla bravo bir kız geldi halimize bak. Bu kadar basit mi kopacaktık biz bu kadar basit miydi sevgi dediğimiz şey.
Bu sefer serkanın, yani rüzgarın abisi olan serkanın, bir zamanlar en yakın arkadaşım olan serkanın numarasını tuşladım.
Bir kaç kez çaldıktan sonra hemen açtı.
"Oo kimler ararmış"
"Kes zevzekliği"
"Noldu su hanım"
"Semra ne ayak" dedim.
"Yaşıyor mu o kız hala" dedi alayla gülerek
"Ne ayak dedim lan" diye bağırdım.
"En son ailesi rüzgara attığı kazıktan dolayı onu evlatlıktan reddetmiş eve almamışlardı"
"Sen gönderdin lam buraya onu"
"Rüzgarın nerede olduğunu sordu bende söyledim"
"İyi bol yemişsin Serkan çıkma karşıma kimse alamaz seni elimden" dedim. Hala sinirle yolda yürürken telefon gerizekalısı dondu.
Yanımdan geçen kız koluma hızla çarptı ve telefonum yere düşüp paramparça oldu.
"Ay com pardon" diye cırladı kız. Kıza yaklaşıp suratına bir tane yumruk indirdim. Parçalanan telefonumum içimden hattı ve hafıza kartını alıp çantama attım.
Cidden sinirden ölüyordum. Eve doğru yürümeye başladım.
Eve geldiğimde üzerindeki fazlalıkları bir kenarlara fırlattım. Rüzgarı arayacam ama telefonum yok.
Kuzeyin vermiş olduğu kredi kartını yanıma alıp dışarı çıktım. Gördüğüm ilk telefoncuya girip bir telefon aldım. Hafıza kartını ve hattı taktım.
Yolda yürümeye devam ederken yolda ki parkta bulunan bir banka oturdum.
Rüzgarı aradım hala meşgule atıyordu. En sonunda aramalarıma tahammül edememiş olacak ki telefonu kapattı.
Aklıma gelen şeyle hemen kuzeyi arayıp sözde babamın numarasını aldım.
Onu aradım ve bir kaç çalışta telefonu açıp "kızım" dedi. Hay kızını s*kiyim.
"Levent bey bozuntusu semra diye bir kız var onun numarasını bulabilir misin bana"
"Adını soy adını at mesaj olarak" dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Mal insan bir hoşçakal falan der.
Hemen semranın adını soyadını attım levente. Yaklaşıp üç dakika sonra bir numara attı bana.
Hemen numarayı arayacaktım ki vazgeçtim. Şimdi rüzgar onun yanındadır. Aramayacam çünkü açmaz. Daha sonra arayacaktım onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
RomanceSeni ben öldüremem ama seni intihara ben sürükleyebilirim. Herşeyimi öldüren adam. Herşeyini öldürecem. Onun ölmesini hiç istemezken onu ölüme itmek zorundayım.