Bölümü okurken mutideki şarkıyı açın.
(Arkadaşlar bazı şeylere açıklık getireyim. Rüzgar ve derya kardeş biliyorsunuz. Rüzgarın üvey babası deryaya tecavüz eden adam. Ve serkanı babası evlatlıktan reddettiği için oda üvey babasını öz babası yerine koydu. Bu yüzden rüzgar ve derya serkanı sevmiyorlar. Suya tecavüz edense rüzgarın öz babasıydı.)
Ve bugün o iğrenç pazartesilerden biri. Uyanır uyanmaz rutin işleri halledip kızların hazırladığı kahvaltı sofrasına oturdum. Sessiz ve hızlı bir şekilde kahvaltı mı yapıp evden çıktım.
Kan kustuğum için korkuyordum. Nedenini internetten araştırdım ve tedavisi olmayan bir çok hastalığın belirtisi olduğunu gördüm. Ama öyle bir şey olmadığını umarak doktora gitmeye karar verdim.
***
Taksiden indikten sonra yavaş adımlarla hastaneye ilerliyordum. Duyacağım şeyler ya kötü şeylerse. Ne yapardım ben.
Kafamdaki olumsuz düşünceleri kovup pozitif olmaya çalıştım. Adımlarım geri geri gidiyordu resmen.
Görevlilerin yardımı ile hangi bölümde muane olmam gerektiğini öğrendim ve sıranın bana gelmesini bekledim.
Kan kustuğumu doktora anlattıktan sonra tahliller için kan alındı.
Yine midem bulanmaya başladı. Kendimi tutamayıp tuvalete koşarak kustum. Kan olmamasını umarken hayal kırıklığı yaşadım.
Tekrar doktorun odasının önüne gelip sonuçların çıkmasını bekledim. Okula daha 3 saat vardı. Ders onbir de başlıyordu. Umarım geç kalmam yoksa bizimkiler merak eder.
Yaklaşık yarım saat sonra sonuçlar çıktı. Doktorun odasına girdiğimde elimdeki sonuçları inceliyordu. Ve gözlüğünün altından bana baktı.
"Buyur otur kızım" dedi. Bende önündeki sandalyelerden birine oturdum.
"19 yaşındasın demek" dedi.
"Evet sorun neymiş doktor bey" dedim.
"Güçlü olmaya çalış önündeki zamanı iyi değerlendir" dedi bana. Lafı uzatmasını istemiyordum direk söylesin istiyordum.
"Söyler misin artık doktor bey" dedim.
"Pankreas kanserisin. Üstelik çok geç fark etmişsin hastalığın çok ilerlemiş tedaviler sonuç vermez. O yüzden ilaçlarla yormayalım seni. Önündeki 5-6 ayını güzel geçir" dedi.
Olduğum yerde donup kaldım. Her şey yoluna girdi derken nereden çıktı bu.
"Yalan söylüyorsunuz bu saçmalıktan başka bir şey değil" diyerek odadan çıktım.
Koşar adımlarla merdivenlerden indim. Gözlerim sulandığı için bulanık görüyordum. Nereye olduğunu bilmeden koşmaya başladım.
Yalancı adam. Yalan söylüyor işte ölmem ben ölemem. Nasıl mümkün böyle bir şey. Ben 19 yaşımda ölmek istemiyorum.
Ben her şey yoluna girmişken çekip gitmek istemiyorum.
Ben rüzgarı yalnız bırakmak istemiyorum.
Ben yaşamak istiyorum.
Koşmaktan yorulmuştum ve bir parka gidip banka oturdum. Dizlerimi kendime çekip ağlamaya başladım.
Sessiz falan ağlamıyordum. Bağırarak ağlıyordum. İnsanlar bakıyor ama umurumda değil.
'Ölüm benim korkum değil. Benim korkum onsuz kalmak onun bensiz kalması.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUSUZ
RomanceSeni ben öldüremem ama seni intihara ben sürükleyebilirim. Herşeyimi öldüren adam. Herşeyini öldürecem. Onun ölmesini hiç istemezken onu ölüme itmek zorundayım.