8.Bölüm

52 2 0
                                    

Sabah uyandığımda tek hissettim şey huzurdu. Nermin annem hastaneye yatmadan önce hep böyleyidim. Huzurlu ve rahat tek derdim babama olan hasretimdi. Dün akşam eve gitseydim günlüğü okuyacaktım. Artık bugün gidince okurum. Babamı yazdığı kısıma henüz gelmedim. Nermin annem sabırlı ol diye yazmasaydı tamamını bitirmeden kalkmazdım. Acele etmemem gerekiyor fakat ben meraktan ölüyorum. Babam nasıl biri beni severmi?

Hissediyorum artık çok az kaldı kavuşmamıza. Hakan amcanın yanına gittim.

"Günaydın bana umut veren güzel adam."

"Ne olduu?"

"Sen beni babamın beni seveceğine inandırdın. Bu kadar kısa zamanda beni bu kadar çok sevmen bana umut verdi. Teşekkür ederim iyiki varsın."

"Gel buraaya."

"Bugün dahada güzel konuşabiliyorsun."

Koşar adımlarla yanına gittim.

"Seni sevviyoruum Aslı kı."

Kulağına usulca fısıldadım.

"Biri geliyor duymasınlar. "

İçeri babası geldi. Bakışları yine sertleşti. Ben ayağa kalkmıştım.
Fikret bey benim yanıma geldi.

"Aslı kızım nasıl gidiyor herşey yolundamı? Sence iyileşecekmi? Umut var iyileşecekde lütfen."

Konuşurken elini omuzuma koydu. Hakan amca iyice sinirlendi. Babasının bana dokunması hoşuna gitmiyor. Her halinden belli fakat Fikret bey ona hiç bakmadığı için farkında değil.

"Bence birşey söylemek için daha erken. Birbirimizi tanımaya çalışıyoruz. Ben iyileşeceğine inanıyorum."

"Peki kızım bir isteğin olursa bana haber ver."

"Tamam efendim."

O dışarı çıktı. Ben Hakan amcanın yanına gittim. Sakinleştirmeye çalıştım. Neden böyle davrandığını anlamadım. Bana ne yapabilirki? Babasından nefret ediyor ve onu görmeye tahammül edemiyordu. Elif teyzenin söyledikleri geldi aklıma. Babası ona ne yapmış ki o bu hale gelmiş. Doğru olabilirmi? Bu adam bu kadar kötü bir babamı?

"Hakan amca geçti ben iyiyim. Bana ne olduğunu anlatmak istermisin? "

"Sonraa aanlatırımm."

"Tamam Hakan amca sen iyimisin?"

"İyiim."

Kahvaltıyı da birlikte yaptık. Ben bu adam iyileşse bile görüşmek isterim. Aramızda asla bitmeyecek birşeyler var. Adını koyamadığım bu bağı çok seviyorum.
Demir geldi.

"Günaydın."

"Günaydın papatya toplamışsın. Böyle giderse bahçenizde papatya kalmayacak."

"Hepsi sana feda olsun. Sen benim için çok değerlisin."

"Anlamadım neden böyle söylüyorsun. Daha beni tanımıyorsun. Üstelik sana ne kadar kötü konuştuğumuda unutma."

"Ben senin neden öyle davrandığını biliyorum. Hem senin söylediklerin benim umurumda değil."

"Nasıl değil.?"

"Benim için söylediklerinin hiç bir önemi yok. Sen daha önemlesin."

"Konuyu uzatmak istemiyorum. Üstelik Hakan amcanın böyleşeylerle üzülmesi doğru değil. Daha sonra konuşuruz."

"Peki Aslıcığım."

"Aslıcığım mı? "

"Aslı bugün aldığım Aletleri getirecekler. Ben onları yerleştirirken
rahatsız olurmusunuz?"

UğurböcüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin