14.Bölüm

44 2 0
                                    

   Tekrar yalıya döndüğümüzde.  Akşam yemeğini hazırlamışlardı. Akşam yemeğinide birlikte yedik.  Demir Ayşe ve beni eve bıraktı. Ayşe üzerini değiştirdi.

"Uykum geldi Aslı abla ben yatsam olurmu?"

"Olur bitanem sana iyi geceler."

"Sanada ablaların en güzeli."

   Fuat amca geldi.

"Aslı kızım bugün Mert'le konuşmuşsun."

"Konuştuk yarın görüşecekler."

"Bu çok iyi oldu. Yoksa ikisininde okulla ilgisi kalmayacaktı. Ben bugün okul müdürü ile görüştüm. Ayşe sınavlara girecek biliyormusun. Ayşe okul birincisiymiş. Müdür onun gibi başarılı bir öğrenciyi kaybetmek istemeyiz. Hocalar eşliğinde yalnız ikisini ayrı sınav yaparız. Böylelikle onları kimse görmez. Sonra biri ağzından kaçırır Ayşe'nin babası duyar risk alamayız.  Onların güvenliği için herşeyi yapacağız.  Daha öncede bir kaç defa geldi Ayşe'nin babası. Okuldan almayı çok istiyordu. Çok yalvardık hocalarla birlikte zor ikna ettik dedi."

"Her şey yoluna girecek."

Doruk'un babası geldi. Doruk getirmiş aşağıda bekliyormuş.

"Aslı."

"Evet efendim benim siz."

"Ben Doruk'un babası Doğan Öztürk."

"Memnun oldum efendim."

  İçeri girdik Fuat amca ve Doğan bey bütün ğün birliktelermişti. Hastaneden raporları almışlar. Davayı yarın açacaklarmış. Bana bu zaman içerisinde Ayşe ile ilgilenebilecekmisin diye sordular. Seve seve ilgilenirim dedim. Ayşe'nin ismini değiştireceğiz. Babasının onu bulmasını istemiyoruz. Bunun içinde ayrı bir dava açacağız.  Bakanlıktan da onay alırsak Ayşe için muhteşem bir gelecek hazırlayabiliriz dediler. Ben buna çok sevindim. Peki ismi ne olacak dedim. Ayşe karar verirse daha iyi olur dediler. Ayşem deniz gözlüm yarın senin için gerçekten dönüm noktası olacak. Onlar gittiler Fuat amca iki memur sizi sürekli takip edecek haberiniz olsun korkmayın dedi. Sabaha kadarda başka iki memur kapıda bekleyecekmiş. Onlar tutuklanana kadar sizi güvenceye almamız lazımdı. Bir süre böyle olmak zorunda dedi onlar gitti. Demir kapıda bekliyormuş yanına gelmemi istermisin dedi. Çağırdım yukarı çıktı.

"Demir ne zaman geldin?"

"Çok olmadı.  Babamla konuştum yarın gelecekmiş. Sana güveniyormuş. Seni ne kadar gördü ki ben anlam veremedim."

"Neden bakınca ben güvenilir görünmüyormuyum? Sen nasıl güvendin o kadarda cadı olduğum halde?"

"O başka. Babamın bir kişiye bu kadar çabuk güvendiğini hiç görmemiştim. Hem benimki yalnızca güven değildiki."

"Hem seninle daha şu kapının önünde yattığını  konuşmadık. Anlat bakalım neden?"

"Seni ilk gördüğüm gün."

"Benim seni anlamadan bağırdığım gün."

"Evet seni ilk hastanenin girişinde gördüm. Çok etkilendim. Doruk'ta sürekli konuşuyordu bir sus artık dedim. Onu susturup sana tekrar döndüğümde sen gitmiştin. Etrafa bakındım. Seni tekrar görmek için hastanenin içinde bir saat dolaştım. Hayatımın kadınını bulmuştum. Yeniden görmeli ve mutlaka tanışmalıydım. Doruk'a sinirlenmemin sebebi seni tekrar görememe korkumdu. Senin gelip bana kızmaya  başlaman iyi oldu. Sen kendin mesleğini söyledin. Bende bu sayede seni tekrar görmeyi garantilemiş oldum. Tek derdim sana yanlış anladığını anlatmaktı. Ertesi gün öğle arası seni görmeye gelecektim. Saatler bir türlü geçmiyordu. Spor salonundaki işlerimi bitirmek için uğraşırken seni gördüm. Gözlerime inanamadım.  Hemen yanına geliyordum. Bir taraftanda seninle nasıl tanışsam iyi olur diye düşünüyordum. Tam yanına geldiğim sırada. Ayağına kablo takılması ve benim seni korumak için sarılmam bir oldu. Seninle yere yuvarlandığımız zaman kalbim sana birşey oldu korkusu ve heyecan içinde kaldı. Şimdi öleceğim herhalde dedim. Sen bağırmay başladın yine. Ama hakkında vardı.  Seni kollarıma almayı hayal bile edemezken. Sen kollarımdaydın bırakmakta hiç içimden gelmedi doğrusu. Sonra sen gidince hemen toparlanıp arkandan geldim. Kafede oturduğunuz sürece sizi izledim. Yanına gelmek için cesaretimi toplayacaktım. Tam geleceğim sırada sen fenalaşır gibi oldun. Bekledim kalktınız. Bende sizin peşinizden geldim yine belki tekrar fırsatım olur diye. Hastanede senin annenin öldüğü haberini aldığını gördüm. Seninle birlikte bende yıkıldım. Elini tutmayı sana destek olmayı çok istedim. Olmadı tanımadığın bir sapığın sana dokunmasına izin veremezdin. O yüzden senden uzak durdum. Annene veda ettiğini gördüm. Cesur sevgilim benim diye seninle gurur duydum. Sen  bayılınca seni kucağımda acile kadar taşıdım. Nazlı senin telaşından beni tanımadı. Seni tekrar kollarıma aldım.  Bu seferde canın yandığı için benimde canım yandı.  Senin için hiç bir şey yapamadım. Sen kendine gelemedin. Yarı baygın evine getirdiler. Bende kapının önünde arabada seni görmek için bekledim.  Cenazeyede geldim. Sanki benim annem ölmüştü. Senin kadar çok canım yandı. Siz oradan ayrıldıktan sonra annenin yanına gittim. Aslı'yı merak etme bundan sonra ne olursa olsun onun yanından ayrılmayacağım. Sana söz veriyorum.  Sizi tanıma fırsatım olmadı. Fakat bundan sonra bende sizin oğlunuzumdedim. Sonra sizin sokağa geldim. Gündüzleri spor salonuna gidip üzerimi değiştirip. Geceleride senin kapında bekledim. Hergün orada yattım. Seninle tanışmaya gelecektim ki babam bana bir iş verdi. Gelemedim diye çok üzüldüm.  Sonra seni bir anda karşımda görünce çok sevindim. Seninle birlikte çalışma fikri muhteşemdi. Akşam babama senden bahsettim. Oda belliydi geceleri eve gelmeyince anladım dedi. Bende ona herşeyi anlattım.  Yani babam seni tanıyor sayılır. Biliyormusun babam ben gelmeden önce. Seni ilk gördüğünde. Demir inşallah bu kızla mutlu olur demiş. Seni gelini olarak sevmiş. Ben söyleyincede çok sevindi. Sana güveni sonsuz. Gelinim çağırırda ben gitmezmiyim dedi."

"Demir ben şimdi ne yapacağım. Sen böyle şeyleri nasıl söylersin? Biz seninle öyle birşey konuşmadık. Demir ben yarın ne yapacağım.  Babanın yüzüne nasıl bakacağım."

"Meleğim çekinmene gerek yok. Babam şu anda. Hakan amcayla ne konuşacağını düşünüyor. Yani seninle uğraşamaz. Sonra seninle ne olduğumuza gelelim. Biz seninle sevgiliyiz."

"Ne zaman olduk? Ben böyle birşey hatırlamıyorum."

"Sen bana bende sana aşığız konuşmamıza gerek varmıydı?"

"Ben sana aşık mıyım? Onuda nerden çıkardın? Ben böyle birşey söylemedim."

"Ben seni ilk gördüğüm de aşık oldum. Sende spor salonunda kolarımdayken aşık oldun. Bağırırken aşk dolu bakıyordun. Böyle hayran hayran. Beni bırakma der gibiydin."

"Hiçte bile ben sana o gün çok kızdım doğru. Ama aşık olmadım."

"Ne zaman oldun peki sen söyle?"

"Olmadım ki."

"Benim güzelim yalanda söyleyemezmiş. Bak nasıl da kızardı yüzü. Yanaklarıda al al olmuş."

"Demir yine bağırmamı istermisin? Sen çok oldun ama."

"Ne yani sen beni sevmiyormusun?"

"Ben öylemi dedim şimdi?"

"Ne dedin peki seviyormusun?"

"Niye  ben söylüyorum? Anlamadım."

"Seni seviyorum. Aslı deliler gibi seviyorum."

"Sen nereden çıktın benim karşıma."

"Şikayetçimisin?"

"Hayır değilim? Bende seni seviyorum. İyiki girdin hayatıma seninle olmak, seninle konuşmak ve seni tanımak çok güzel."

"İşte bu! İşte bu sonunda söyledin."

"Demir sessiz ol Ayşe! Kıza nasıl anlatırız böyle birşeyi."

"Duysun tüm dünya duysun! Sen benimsin!"

"Hadi sen git artık yoksa apartmandakiler. Buraya toplanacaklar. Benim uykum geldi. Yarın çok işimiz var."

"Tamam gittim. Aslı bir kerecik öpsem?"

"Olmaz! Bugün bu kadar yeter kalbimin durmasını mı istiyorsun?"

"Tamam bende yarın öperim aşkımı. "

"Dah çok beklersin. İyi geceler."

"Sabah görüşürüz.  Elime düştün artık."

Kapıdan iteklemesem gitmeyecek deli. Ben yarın ne yapacağım.  Mert'le Ayşe görüşecek. Mehmet bey Hakan amca konuşacak. Birde bu var benim deli sevgilim...

UğurböcüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin