Birlikte uzun bir süre balkonda durduktan sonra içeri girdik. Saat 11.00 olmuştu ben ne yapsak diye düşünüyordum. Eda geldi.
"Aslı pastanı yaptım annem öğle yemeğinden sonra size verecek. Ben hastaneye gidiyorum. Daha sonra görüşürüz."
"Görüşürüz Edacığım kolay gelsin."
Gülümsedi ve gitti çokta heyecanlıydı. Galiba geç kalmaktan korkuyor bu kadar erken gittiğine göre.
"Hakan amca biz ne yapalım? İstediğin birşey varmı? Sana kitap okuya bilirim."
Kafasını olumlu anlamda salladı. Peki kitaplık nerede eliyle aşağıyı gösterdi. Alt kata indim etrafa bakındım. Bulamayacağımı anlayınca mutfağa yöneldim. İçeride bir kadın yemek yapıyordu.
"Merhaba."
"Merhaba kızım hoşgeldin içeri gelsene. Dünden beri Eda senden bahsediyor. Bende seni çok merak etmiştim. Öğle yemeğini getirince tanışacaktım. Gerçektende çok güzelmişsin. Eda'nın söylediği kadar varmışsın maşallah."
"Çok teşekkür ederim efendim. Ben kitaplığın nerede olduğunu sormak için rahatsız ettim sizi."
"Biraz bekle şu yemeğin altını kapatayım. Ben seni götürürüm. Hem rahatsızlık da neymiş bir daha duymayayım. Sen artık benimde kızım sayılırsın. Edama o kadar yardım ediyorsun benden de çekiniyorsun. Olmaz ama ne istersen sen söyle ben hemen yaparım."
"Tamam teyze söylerim."
"Hadi kitaplara bakalım."
Çalışma odasının hemen yanında bir odaya girdik. Ben kitaplık derken kütüphane çıktı karşıma. Ben hangisini alacağım ne yapacağım diye düşünüyorum. Burası tam bir kitap cenneti. Elime bir sürü kitap aldım. Hangisini sever bilmiyorum. En iyisi bunları götüreyim hangisini severse onu okurum.
"Fikret bey kitapları bu kadar çok mu seviyor?"
"Yok kızım Fikret bey buraya hiç girmez. Burası Hakan beyin kütüphanesi kitapların hepsini o almış."
"Siz ne zaman geldiniz buraya?"
"Hakan bey hastalandıktan hemen sonra geldik. Sağlıklı halini ben hiç görmedim. Fikret bey oğlu hastalandıktan sonra tüm çalışanları işten çıkarmış. Hastalanmasından onları sorumlu tutmuş. Eski çalışan kadını gördüm yandaki yalıda çalışıyor. O Hakan beyin sebebi babası dedi. Kimse duymasın kızım sen ona göre tetbir al diye söylüyorum."
"Peki teyze kimseye söylemem. Yardımın için çok teşekkür ederim. Bu arada isminiz nedir henüz tanıştık sayılmaz."
"Ah be kızım bende akılmı kaldı. Bemim adım Elif seni tanıdığıma çok memnun oldum Aslı kızım."
"Bende Elif teyze görüşürüz."
Hakan amcanın yanına gittim. Elimdeki kitapları gösterdim.
"Hangisini seversin hangisini okuyayım. Biliyormusun ben kitapları çok seviyorum. Senin gibi, kütüphanene bayıldım. Hangi kitapları alacağımı bilemedim hepsinide okuyabilirim."
Benim kitaplara yaptığım ilgiyi görünce sevindi.
"Çalıkuşuna nedersin?"
" Oooluurr"
"Hakan amca senin konuşmanı çok istiyorum. Biz seninle ne güzel sohbet ederiz. Bunları düşünmek beni heyecanlandırıyor. Senin tam olarak konuşacağın günü sabırsızlıkla bekliyorum."
Kitabı okumaya başladım. Bir süre okuduktan sonra. Elif teyze öğle yemeğini getirdi. Birlikte yemeğimizi yedik ve Eda'nın yaptığı pastayı getirdi. Gerçektende çok güzel olmuş. Uğurböcüğü canlı gibi birlikte onu iştahla yedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uğurböcüğüm
RomansaAnnelerinin ve babalarının yaşayamadığı mutluluğu, Aslı ve Demir yaşayabilecekmi?