Hepbirlikte sokağın başında toplandık. Asya polis üniforması giyinmişti. Nazlı tanınmasın diye ona makyaj yapmıştı. Saçlarını şapkanın içine saklamışlardı. Annesini göreceği için çok mutluydu. Bir süre bekledik telefonum çaldı. Arayan Asya'nın annesiydi. Geliyoruz dedim. Herkes heyecanlıydı. Arabalara bindik evlerinin önüne geldik. Evleri bahçe içinde küçük bir gecekonduydu. Etrafında ağaçlar olan çok güzel bir evdi. Böylesine güzel bir evde insanlar nasıl stresli ve sinirli olabilir. Hatta katil olacaklardı. Üstelik kendi kızını öldürmek isteyen bir baba yaşıyordu. Başka türlü görsem bu evi içinde çok mutlu aile yaşıyor derdim. Bu evde yaşananları hiç bir insan hak etmiyor. Asya'yı aramıza aldık. Annesi evde hiç kimsenin kalmasına izin vermemiş. Kızını kapının önünde bekliyordu. İlk başta tanımadı. Bizde eve girmek için. Evi aramaya geldik teyze. Bizi içeri almayacakmısın dedik. Buyrun yavrum arayın diye kenara çekildi. Gözleri kızını arayarak. Ben Asya'nın elini tuttum. Fısıltı ile bekle dedim. İçeri girdik kapıyı kapattık. Polisler evin etrafını çevirdiler. Kimsenin girmesine izin vermeyeceklerdi. Biz içeri girince teyze, kızım nerede diye sordu. Asya kafasındaki şapkayı çıkarttı. Annesiyle sarılıp ağlamaya başladılar. Annesi ağlarken baban seni öldürmek isterken. Bu insanlar seni ne kadar çok seviyorlar ki bu kadar koruyorlar. Yavrum affet bizi seni koruyamadık. Babanda ağabeylerinde yanlış yaptık. Senin elinden tutup o pislikten birlikte şikayetçi olmalıydık."
"Sen iyimisin annem?"
"İyiyim."
"Sana birşey yaptılar mı?"
"Yok benden şüphelenmediler. Yalnız Ahmet ağabeyin, benim hemşireden ilacı aldığımı görmüş. Evde seni babanın elinden aldıktan sonra çaylarına ilaç koyduğumu biliyormuş. İçmemiş çiçeğin torağına dökmüş. Uyumamış benim seni kaçırdığımı izlemiş. Bana hiç birşey belli etmeden geri yatmış. Ertesi gün senin okuldan kaçtığında arkandan hastanaye gelmişler. Senin hastanenin arkasında çöplerin yanına saklandığını görmüş. Babanları başka tarafa yönlendirmiş. Babanla Arif ağabeyin karakola kayıp başvurusu yapmaya gitmişler. Ahmet ağabeyin eve geldi. Bana merak etme Ayşe çok iyi dedi. Ben beni ilgilendirmez dedim. O anne ben herşeyi biliyorum benden saklama dedi. Ayşe o gün çayı verirken anladım. O pisliği hemen orada öldürebilirdim. Ayşe ve seni düşündüğüm için yapmadım dedi.
Git kızım ve birdaha sakın gelme. Bizi düşünme biz senin iyi olduğunu bildiğimiz sürece iyi oluruz."Annesi bunları söylerken gözyaşlarını tutamadı. Bir anne için en büyük acı evladını evinden bu şekilde göndermesi. Asya kendini toparladı.
"Söz veriyorum anneciğim okulumu bitireceğim ve birgün mutlaka kavuşacağız. O gün geldiğimde babamlar bana dokunamayacaklar. Yalnızca bir kaç yıl ayrı kalacağız. O zamana kadar kendine iyi bak anneciğim."
Onların ayrılmalarını hiç birimizde istemedik hepimizde gözyaşlarımızı tutamadık.
" Asya gitmeden önce yanına almak istediğin birşey varmı?"
Annesine baktı annesi:
"Hadi git istediğini al ben sobada yaktım derim."
Asya benim elimi tuttu odasına götürdü. Odası küçük çok tatlı bir yerdi. Köşede yatağı duruyordu üzerinde bir oyuncak ayıcık vardı. Eline aldı:
"Biliyormusun ben hergün bununla uyuyordum. İsmi boncuk tüm dertlerimi ona anlatıyordum. Benim hiç arkadaşım olmadı babam izin vermedi. Kimseyle konuşmayan kendi halinde yaşayan bir kız oldum hep. Derdimi anlattığım herşeyimi paylaştığım ilk kişi sen ve Nazlı abla oldu. Bundan sonrada öyle olacak biliyorum."
Hem anlatıyor hem odasıyla vedalaşıyordu. Kitaplarını aldı:
"Bunları götürmek istiyorum."
Ben elinden aldım:
"Ben taşırım başka."
Çekmecesinden bir aile fotoğrafı aldı.
"Onlar ne yaparlarsa yapsınlar benim ailem onlar."
Dolabını açtı içinde bir kaç kıyafet vardı.
"Eskiler almasamda olur."
Geri kapattı:
"Ben senin elbiselerini giyinmeye devam edebilirmiyim."
"Elbette giyinirsin fakat artık sen benim kardeşimsin sana yenilerini alırız."
Ayıcığını yatağın üzerine geri bıraktı.
"Neden onu bıraktın."
" Annem benim yerime ona sarılır."
Yerde bir parça buldu eline aldı.
"Canım annem parçalamış. Babamın beni boğmaya çalıştığı eşarbımın parçası annem kesip atarken bunu düşürmüş olmalı."
Onu cebine koydu:
"Annem görüp tekrar üzülmesin ben atarım."
Odadan çıktık annesine son bir kez daha sarıldı. Arkadaşlar hep birlikte etrafını sardılar kimse tanımasın dediler. Demir benim elimdeki kitapları aldı.
"Ben taşırım sen Asya'nın yanında dur."
Tam kapıdan çıkarken annesi elimi tuttu.
"Beni arayan senmiydin kızım."
"Evet teyze bendim."
" Ayşem önce Allaha sonra sana emanet ona iyi bak kızım."
" O benim kardeşim iyi bakarım merak etme teyzeciğim. Sen o numarayı sakla istediğin zaman beni arayabilirsin."
"Teşekkür ederim kızım."
Arabalara bindik biraz uzaklaştıktan sonra durduk. Biz arabadan indik Mert ve Asya arabada kaldı. Toplanıp neler yapıpta Asya'nın bugün mutlu olmasını sağlarız diye düşünüyorduk. Nazlı:
"Buldum! Aslı sen Demir'le birkikte Asya ve Mert'i alın biryerlerde oyalayın bizde Asya'ya hoşgeldin partisi hazırlayalım."
Aslı:
"O zaman biz Asya'ya kıyafet alalım. Sizde benim eve gidin. Orada daha rahat ederiz."
Eda:
"Bende annemi arayayım. Bize birşeyler yapsın. Bende pastasını yaparım."
Doruk:
"Batu'yla bizde evi süsleriz."
Nazlı:
"Bende yeni öğrendiğim kurabiyeyi yaparım."
Aslı:
"Anlaştık o zaman anahtarları alın."
Nazlı:
"Aslı bende anahtarın var unuttun mu? Sen gelirken mesaj atarsın bizde ışıkları kapatırız. Siz eve girdikten sonra sürpriz deye ortaya çıkarız."
Aslı:
"Anlaştık biz gidelim. Size kolay gelsin."
Arabaya bindik Asya ve Mert konuşuyordu.
"Mert ben bu kadarım ne az ne çok, sevdiğin sürece varım ve sevdiğin sürece yaşarım".....
"Asya ben varım ve seninle varolacağım"....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uğurböcüğüm
RomanceAnnelerinin ve babalarının yaşayamadığı mutluluğu, Aslı ve Demir yaşayabilecekmi?