41.Bölüm

16 2 0
                                    

Nazlı ile eve geldik birlikte makarna pişirdik. Yemekten sonra Nazlı ile salona geçtik. Nazlı Doruk'un evlilik teklifini anlatmaya başladı.

"Doruk'la teklifi yaptığı gün öğle yemeğinde görüşemedik. Biliyormusun Doruk'la tanıştığım günden bu güne kadar hiç ayrı öğle yemeği yememiştik. O gün ben yine onun gelmesini bekliyordum. Telefonla aradı işinin çıktığını ve yemeğe gelemeyeceğini söyledi. Ben önce olabilir dedim sonra yoksa başka birisi aklını karıştırıyorsa dedim. Anlayacağın o gün akşamı zor ettim. Akşam üzeri birisi bana üç tane paket getirdi. Benim değildir diye düşündüm. Paketin birini açtım ve içinden ayakkabı çıktı. Siyay çok güzel ve zarif bir ayakkabıydı. İçinde bir not vardı.

Güzel ayaklarına çok yakışacak.

Daha sonra diğerini açtım. Onun içinden de yine siyah ve muhteşem bir elbise çıktı. Onun içinden de bir not çıktı.

Aslında ben bu elbiseyi kıskanıyorum. Benden önce sana o sarılacak diye.

Ben bunlar kesinlikle bana gelmemiştir diye düşünmeye devam ediyorum. Fakat diğer paketi açmam ve içindekini öğrenmem gerekli diye de kendimi alamıyorum. Diğer paketide açtım. Onun içinden de bir çanta çıktı. Onun yanında not yoktu. İçine baktım ve evet burada sonunda onuda buldum.

Aşkım seni çok seviyorum. Benim için bu akşam bunları giyinirmisin?

Eee bu kadarmı yine isim yok galiba bu bana gelmedi. Kesinlikle bunun benimle alakası yok diye üzgün bir şekilde kapıyı açtım. Karşımda birisi duruyordu. Bana yaklaştı elindeki çiçekleri bana uzattı. Nazlı hanım beni buraya Doruk bey gönderdi. Çiçekleri bana verdi. Siz hazır olduğunuzda sizi Doruk beyin yanına götüreceğim efendim. Ben yine bir şey anlamadım. Hazır olduğunuzda ben sizi hastanenin önünde bekliyor olacağım efendim. İçeri girdim çiçeğin üzerindeki notu okudum.

Nazlı seni çok özledim. Seni sabırsızlıkla bekliyorum.
Doruk

Ben yinede telefonumu elime aldım. Olanlara inanamadım en iyisi onu arayıp gerçekleri ondan duymaktı. Fakat telefonu aldığımda bana mesaj atmış olduğunu gördüm.

Nazlı izin ver öğle yemeğini telafi edeyim. Umarım hediyelerimi beğenmişsindir. Sana çok yakışacağını biliyorum. Seni onların içinde görmeyi istiyorum. Tabiki karar senin kapıda ki adam seni benim yanıma getirecek. Seni sabırsızlıkla bekliyorum.

Ben böylelikle hediyelerin sahibi olduğumu öğrenmiş oldum. Hemen giyindim, saçlarımı düzelttim. Anlayamadığım bu benim bedenimi ve ayakkabı numaramı nereden biliyor. Bu kadarı tesadüf değildir. Bakmayla anlayamaz mümkünatı yok. Yanına gidince anlayacağım. Nasıl bu kadar iyi bildiğini anlatır herhalde diyerek dışarı çıktım. Aşağı indim benimle konuşan adam. Hastanenin önünde beni bekliyordu. Arabanın kapısını açtı. Bende bindim ve beni güzel şık bir restoranın önüne getirdi. Kapıda ki adama Doruk beyin misafiri dedi. Adam beni asansörle Doruk'un bulunduğu kata çıkarttı. Restoran muhteşem bir şekilde güzeldi. Neden böyle bir yer düşündüğünü ben yine anlayamadım. Pencerenin önünde Doruk beni bekliyordu. Ona yaklaştım ve oda ayağa kalkıp beni karşıladı. Masaya oturduk manzara çok güzeldi. Tüm İstanbul resmen ayaklarımızın altındaydı. Boğaz tüm ihtişamı ile karşımızda duruyordu. Sonra Doruk benim çok güzel ve büyüleyici göründüğümü söyledi. Garsona baktı ve garson elinde menülerin yazılı olduğu kitapçığı verdi. Ben kapağını açınca çok şaşırdım. Fakat hiç bir şey belli etmeden geri kapattım. İçinde ikimizin resmi, kalpler ve bir yazı vardı.

Seni seviyorum Nazlı benimle evlenirmisin. Seninle sonsuza dek birlikte yaşamak istiyorum.

Ben hiç görmemiş gibi rahat davrandım. Doruk'a senin seçimine güveniyorum. Yemekleri sen seç bende makyajımı tazeleyeyim deyip ayağa kalktım. Bize menüyü getiren garsonun yanına yaklaştım. Çabuk gel seninle konuşmam gerekli dedim. O çok şaşkın bir şekilde yanıma geldi. Arka tarafta onunla konuştuk. Ondan hesabı istediğimiz zaman getireceği kağıda yazması için bir not bıraktım. Doruk'un yanına gittim. Yemek boyunca hiç bir şey olmamış gibi davrandım. O neden bu şekilde davrandığımı anlamaya çalışıyordu. Yemekten sonra tatlı siparişi verecekti onu durdurdum. Hesabı iste iyi değilim gidelim dedim. Mecburen hesabı istedi. Hesabı not yazmasını istediğim garson getirdi. Doruk hemen ödemeyi yapıp kalacağını sanıyordu. Hesabı görünce bana baktı ve seni seviyorum dedi. Ayağa kalktı yanıma geldi. Bende kabul etmeyeceksin diye çok korktum. Diz çökecekti izin vermedim. Yeniden sesli bir şekilde tekrar evlilik teklifini yaptı. Bende evet dedim garson yanımızda bekliyordu. Ona döndüm ve bana hazırlanmış olan menüyü getirmesini rica ettim. Onu saklamak istiyordum. Doruk'ta hesap yazılı olan kağıdı aldı. Bende bu kağıdı saklamak istiyorum dedi. Yüzüğü neredeyse unutacaktı heyecandan. Yüzüğü taktı bana bakıp gülümsedi. Tatlılarımızı yedikten sonra restorandan ayrıldık."

"Sormadın mı bedenini nasıl anlamış?"

"Sordum tatlıyı yerken. Mert ve Asya yardım etmişler. Doruk Mert'le konuşmuş benimle evlenmek istediğini söylemiş. Mert' te bunları duyunca yardım etmeyi kabul etmiş. 3 birlikte alışveriş merkezine gidip birlikte almışlar. Öğle yemeğini birlikte yemişler. Yani benim yanıma bu yüzden gelememiş. Bende neler düşündüm bunun için kendime hâlâ kızıyorum."

"Gerçekten de çok güzelmiş. Peki sen ne yazdın hesaba?"

"Bende seni seviyorum sonsuza dek evet aşkım. Biliyormusun garson o kadar güzel bir şekilde yazmış ki inanamadım. Üstelik bizim resimlerimizi bu kağıdın üzerinede bastırmış. Yani ben çok şaşırdım bu kadar beklemiyordum. Artık sıra Demir'in evlilik teklifine geliyor bakalım o nasıl yapacak."

"Nazlı benim uykum geldi. Hadi uyuyalım dün gece hiç uyumadım."

"Kıyamam canım benim şimdi uyuyalım nasılsa teklifi yapacak o zaman sende bana anlatırsın."

"Tabiki anlatırım iyi geceler."

"Sanada kardeşim. "

UğurböcüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin