Göz yaşlarım sel olmuş coşuyor
Pişmanlıklarım dağları aşıyor
Evlatlarım nefret edip kaçıyor
Yüreğim yanıyor elimde değil...Koskoca bir ömrü karanlık ettim
Mutluluğu parayla pulla zannettim
Evlatlarıma dünyayı ben zindan ettim
Yüreğim yanıyor elimde değil...Servetimi versem neye yarar ki
Geçti gitti ömür zaman mı var ki
Kötülüklerin bir sonumu var ki
Yüreğim yanıyor elimde değil...Ah etsem ellerimi açsam mevlaya
Affet beni rabbim uydum şeytana
Cezamı verirsin yüce divanda
Yüreğim yanıyor elimde değil...Paramla herşeyi çözerim sandım
Emirler yağdırdım yaparlar sandım
Sevdiklerime çok kötülük yaptım
Yüreğim yanıyor elimde değil...Fikret beyin anlattıkları beni darmadağın etti. Koskoca adam karşımda çocuklar gibi ağlıyordu. Benim içimden bu sözler geçti. Ben bu adam neden bu kadar sert bakıyor diye merak ediyordum. İçerisinde fırtınalar kopuyormuş. Nasıl acısını dindirebilirim diye düşündüm. Sonuçta isteyerek yapmamış. Hakan amcanın bu hale gelmesine sebep olmuş fakat çok pişman. Torunu bu anlattıklarını duysa affederdi herhalde. Ona bir bardak su verdim. Suyu içti biraz rahatlıyor gibiydi. Ellerimi tuttu yanına iyice yaklaştım.
"Beni dinlediğin için çok teşekkür ederim kızım. Senden tek istediğim Hakan'ımı iyileştirmen."
Biz konuşurken bir anda kapı açıldı. İçeri Hakan amca girdi.
"Sakın dokunma ona! Rahat bırak benim sevdiklerimi."
"Hakan oğlum sen konuşuyorsun Allahım sana şükürler olsun. Aslı kızım başardınız oğlum iyileşecek."
Fikret bey sevincinden Hakan amcanın söylediklerini anlamadı. Bana sarılıp teşekkür ediyordu. Hakan amca yerinden kalktı. Beni kolumdan tutup geriye çekti. Babasına nefret ve öfkeyle.
"Sakın bir daha Aslı'ya dukunma!"
"Oğlum sen yürüye biliyormusun?"
"Evet senden sevdiklerimi korumak için yürüyebiliyorum."
"O halde yalvarırım torunumu ve Zehra'mı bul."
"Senin yüzünden ben onları kaybettim. Ne zamandan beri yürüyorum biliyormusun? 15 yıl oldu ben iyileşeli. Seninle yurtdışından geldiğimizde ben sağlığıma kavuşmuştum. Yine beni onlardan ayıracaksın diye senden sakladım. Gelir gelmez Zehra'yla oturacağımız eve gittim. Zehra yoktu iki hafta olmuştu oradan gideli. Nereye gittiklerini sordum. Bana kızımla teyzesinin oradan taşındığını söylediler. Nereye dedim kimse bilmiyordu. Onları çok aradım fakat hiç bir yerde bulamadım. Zehra o nerede biliyormusun. Onun yanına götürdüler beni. Ona dokunamadım Zehra beni bırakıp gitmişti. Bizden umudunu kaybetmişti. Beni bekledi fakat ben gelemedim. Zehra benim yüzümden hastalanıp hayatını kaybetti. Mezarının başına götürüp işte Zehra burada dediler. O anda seni öldürebilirdim beni sevdiğimden ayırdığın için. Zehra'nın mezarına gittikten sonra bir daha konuşmadım. Kızımı bulana kadar senden bunu saklayacaktım. Kızımı bulamadım Zehra'mın emanetine sahip çıkamadım. Her gece Zehra'nın mezarına gittim. Ondan af dileyemedim. 15 yıldır ilk defa Aslı bana konuşmam için sebep oldu. Onu mutsuz etmene asla izin vermeyeceğim. Aslı hadi buradan çıkalım kızım."
"Peki Hakan amca."
Odadan çıktık Hakan amca tekerlekli sandalyesine baktı.
"Bir daha ona ihtiyacım yok siz yanımdasınız. Zehra'nın mezarınada gece gitmeme gerek yok artık. Her gün ona gidip gelemediğim için ondan özür dileyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uğurböcüğüm
RomanceAnnelerinin ve babalarının yaşayamadığı mutluluğu, Aslı ve Demir yaşayabilecekmi?