24.Bölüm: İntikam Soğuk Yenen Yemektir

16 4 1
                                    

Medya: Aybüke'nin sabah kalktığında giydiği , hastaneye giderken ve okulda da kısacası tüm gün üzerinde olan kıyafetler.

***

Biraz erken yatmıştık ve ben bu yüzden erken kalktım. Elimi yüzümü yıkadım. Üzerimi değiştirdim. Aşağı inip buzdolabının kapağını açtım. Yiyecek bir şeylere bakındım. Dolaptan kaşarı aldım, ekmeklikten tost ekmeğini. Kaşarı doğramaya başladım.

Korkunç bir ses duydum ve nasıl olduğunu anlamadan elimi kestim. Sonra bir çığlık patlattım. Elimin acısından mı yoksa korkudan mı bilmiyordum. Hemen arkamı döndüm ama hiç bir şey göremedim. Elimi çok kötü kesmiştim . Kan bir türlü kesilmiyordu. Ne yapacağımı şaşırdım. Elime pansuman mı yapayım yoksa sesin nerden geldiğine mi bakayım? O an Anıl aklıma geldi.

Elimi unutup hemen elimden yerlere kan damlaya damlaya içeri koştum. Anıl kahkaha atıyordu yerde. Beni görünce gözleri büyüdü. Hemen yanıma koştu. "Eline ne oldu?" dedi ama ben sorusuna soruyla cevap vererek ''O korkunç ses neydi? Sana bir şey oldu sandım, çok korktum.'' dedim. O da beni korkutup intikam almak için yaptığını söyledi. Ardından aynı soruyu tekrar sordu. ''Eline ne oldu?'' dedi korku ve şaşkınlıkla. Bende ağlayarak ''Önce pansuman yapsan da sonra anlatsam.'' dedim.

Pansuman yapacaktı ki çok derin olduğunu fark etti. Hastaneye götürdü beni. Dikiş attılar. Eve döndük. Anıl etrafımda dört dönüyordu. Vicdan azabı çektiği belliydi. İlk dersi kaçırmıştık. Beraber arabaya binip kampüse gittik. Kampüse yaklaşırken birden duraksadım. Ve;

"Bunlar bizimkiler!!" dedim mutlulukla. "Aaa!!! Aybüke de katıldı bize sonunda." dedi Burcu.

"Hiç haber vermiyorsunuz ki. Başıma neler neler geldi bir bilseniz." dedim. Anıl'a imalı imalı bakarak.

"Sanki sen arıyon. Neyse diğerlerini bilmem ama bu seferlik affettim ben." dedi Murat.

"Belki zamanla affederim bende." dedi Barış tripli bir şekilde.

"Ya oğlum ne trip atıyon. Ergen misin! Her şey hızlı gelişti. Biliyorsunuz. Bu ara da sizi arayacaktım da olaylar arka arkaya geldi. Arayamadım. Hem senle ilk gün beraberdik. Ayrıca sanki siz beni aradınız. Her zaman yanımda olan Anıl ve diğerleriydi. Siz beni güya her insan için çok özel olan bir günümde terk ettiniz. Doğum günümden nefret ediyordum. Sayenizde daha da nefret ettim. Çok kırıldım size. Sizden bunu beklemezdim ama Anıllar beni ne olursa olsun yanlız bırakmadı. Her şeyin ve herkesin karşısında durdu." derken ben, Anıl onu savunduğumu görünce mutlu oldu.

Muratların kafasına dank edince her şey bir özür faslı yaşadık ve sonunda barıştık. Evet artık eskisi gibi olmamız çok zor ama en azından arkadaş kalabiliriz. Onlara sabah ki olayları anlattıktan sonra - Anıl, ben ve Barış - fakülteye doğru ilerledik.

***

Dersler bitti. Ders aralarında bizimkilerle hasret giderdik. Tabi Anıl da vardı yanımızda. Çıkışta hep beraber yemeğe gittik. Yolda telefonum çaldı. 'Yakışıklım💋' yazısını görünce hemen açtım.

"Alo, abilerin bitanesi nasılsın?"

"İyiyim, abicim sen nasılsın?" dedi abim gülerek.

"İyiyim, abiş. Naptın? İş nasıl gidiyor?"

"İyi gidiyor abiş de bunları doya doya konuşuruz akşam. Ben sizin yanınıza kalmaya geleceğim akşam."

"Oleyyyy!!! Tamam abim gelince ara arabayla Anıl gelip seni getirir."

"Tamam. Çok öptüm birtanem . Görüşürüz!"

"Görüşürüz abiciğim." dedim ve telefonu kapattık.

Sen Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin