11.Bölüm

24 4 7
                                    

Sabah bir sesle irkildim. Aslında hiç uyumamıştım. Sadece son beş dakikadır uykuya dalma aşamasındaydım. Tam uyuyacaktım ki bir ses geldi. Yataktan düştüm tabi ki. Bir gün de şu dizilerdeki kızlar gibi havalı uyansam ne var? Allahım var ya bir de böyle saçları yapılı, yüzü makyajlı uyanıyorlar ya tam sinir oluyorum. Şu tipimi gören hırsız bile elindekileri bırakıp kaçar kesin

O o o ben tipinin derdindeyken sesi unuttum. Hemen kalkıp içeriye koştum. Açeydim kollarmı getme deyeydim kendime. Anıl mış içerideki. Rezillik ya büyük rezillik. Gerçi sabah kalktığında görmüştür beni. Sen ne diye gidip çocuğun yanında yatıyorsan.

Elimle yüzümü kapattım. Anıl "çok tatlısın."

"ha bana mı dedin, ne alaka kesin evde biri var? Benim evime kız mı attın lan?"

"sana dedim."

Bana demiş. Ay ben şok! Bu çocuk benim ayarlarımla oynuyor. İyi mi yapıyor kötü mü yapıyor bilmiyorum. Bazen bu düşüncelerin çok güzel olduğunu düşünüyorum ama birden olamaz diyorum. Beni sinir eden şey de bu kararsızlık.

Ay bir de kahvaltı hazırlamış. Bu çocuk beni kalpten götürecek. Hemen banyoya koştum. Aynada kendimi görünce korktum. Korku filminde oyunculuğa başvursam başrol verirler. Hemen saçımı tekrar yaptım. Eğer taramaya kalkarsam 1 saat sürer bu yüzden sadece düzeltmekle yetindim. Sonra odama girdim. Şu kıyafetlerden kurtuldum. Bir kot, bir tişört giydim. Mutfağa gittiğimde 5 dakika önceki kahvaltıdan eser yoktu. Yerinde yeller esiyordu.

Ben şok olmuş bir şekilde masaya bakarken arkamdan sırıtan Anıl geldi. Kesin bir şeyler çeviriyor. Çünkü bu bakış, seni sinir edecek bir şey yaptım bakışı.

"Ne oldu, neye bakıyorsun güzellik?"

Pislik ya bayağı dalga geçmiş benle. 'çok totloson.' pislik, yalancı... Duygularımla oynamış. Hayır bana ne oluyorsa. Sanırsın aşık oldum(!). Acaba oldum mu? Niye bunca şeyden tek takıldığım şey bana 'çok tatlısın.' demesi oldu.

"Her şey mi oyundu, her şey?"

"Ne anlamda sordun? Sen hangisinin gerçek olmasını isterdin?"

İç sesim bana laf sokmakta bir numara: Al Aybüke bu sana az bile. Fazla merak... Ne oluyorsa sanki niye bu kadar taktıysan kafana? Hadi cevap ver! Ne oldu sustun!!!

"Yemeklerin. Ne olacakta?"

"Hiç öyle sordum." elleri cebinde sırıtarak gitti. Kapıyı açtı ve "aşağıda bekliyorum." dedi. Kapıyı kapattı.
Şu an mal gibi kaldım.

Odama gidip okul kıyafetlerimi giydim. Sıcağa dayanamayan biri olduğum için saçımı pek açmam. Bugün de açmadım. At kuyruğu yaptım. Zaten makyajda yapmıyorum. 5 dakikada hazırlandım. Çantamı alıp aşağı indim. Kapıyı açtığımda çığlık attım. Anıl pisliği kapının yanına saklanmış. Sırf beni korkutmak için.

"Ya gelmeseydim. Ya hazırlanmam saatlerce bitmeseydi. Kimi korkutacaktın? Komşumuz olduğunu yeni öğrendiğim o cadı kadın Ayşe teyzeyi mi?"

"Senin çok hızlı hazırlandığını biliyorum. Eğer uzun sürseydi bir şey oldu sanar yukarı çıkardım. Ha bu arada Ayşe teyze telefon sapıklığına başlamış."

Kahkaha attım. Vallahi o kadından beklenir. Bir ara apartmanda yolumu kesiyordu. Ben de yemiyor, içmiyor sırf beni rahatsız etmek için bizim apartmana geliyor sanıyordum. Bizim apartmanda oturuyormuş meğer. Kadın yüzüne maske - bakım maskesi - yapıyor. Sonra sabahları karşıma çıkıyor birden. Böyle bir korku yok. Ben hayatım boyunca böyle korkmadım. Gerçi maske yapmasa da kendisi korkutucu bir insan orası ayrı.

Sen Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin