23.Bölüm: Üniversite Başlasın

21 3 4
                                    

Medya: Anıl...

***

Otobüs yolculuğu çok güzel geçti ve yolculuk bitti . Bir taksiye binip eve gittik . Anıl valizlerimizi odalarımıza taşıdı . Ben ise her zamanki gibi yattım . Anıl valizleri koyduktan sonra yanıma indi . Çok açtık . Anıl'a bir şeyler hazırlamasını söyledim. Anıl da ''ben çok yorgunum . Olmaz.'' dedi.

Ben de aşırı yorgun , uykulu ve ağlamaklı bir yüz ifadesiyle '' bende yorgunum. Hem sen erkeksin centilmenlik yap . Bir bayan aşırı yorgunken ona iş yaptırmak centilmenlik kurallarına aykırıdır .'' dedim . Oda bu duygu sömürüsüne dayanamayıp kabul etti .

Kendimle gurur duyuyordum. Her seferinde işten yırtabilme yeteneğine sahiptim . Duygu sömürüsü Anıl'a karşı kullandığım en büyük kozum . Anıl şu an mutfakta yiyecek bir şeyler hazırlıyordu. En sevdiğim şey hem uzanmak hemde televizyon izlemekti ve ben de onu yapacaktım ama kumanda yoktu.

İç sesim ''üff şimdi bir de kumanda mı arıyacağım '' diyordu . Fakat aramak zorundayım. Her yere baktım. Hiç bir yerde yoktu . Delirmek üzereydim . Hemen Anıl'ın yanına gidip kumandanın yerini sordum ve kumandanın onda olduğunu öğrendim. Çok pis oyuna getirilmiştim . Tabi ki ona yardım etmek zorunda kaldım.

''Ne yemek yapıyoruz ?'' dedim sıkılmış bir ses tonuyla .

O ise ukala bir sırıtışla ''sen salatayı yap gerisi bende '' dedi.

Bende ona ''Ha ha ha havalara bak . Sanırsın bana Oktay Usta(!)'' dedim.

''Oktay Usta değil , Anıl Usta canım!'' dedi ve çok tatlı bir gülümseme oluştu yüzünde. Çok aç olduğum için lafı uzatmak istemedim .

Ben salatayı hazırlayınca bana kumandayı verdi ve beni mutfaktan kovdu . Şahsen benimde işime geldi . Yarım saat televizyon izledim . Arkasından hemen Anıl geldi . Yemeğin hazır olduğunu söyledi .

''Bakalım ne yemekler yapmışsın? Göreceğiz marifetini . " dedim , çok kötü ve basit bir yemek yaptığından emin bir şekilde . Yemek masasına oturduk. Çok şık bir sofra kurmuştu. İtiraf etmek gerekirse sofrayı görünce biraz tereddüte düştüm ama ukala tavrım devam ediyordu. Sadece kafamda 'acaba gerçekten mutfakta iyi mi ?' gibi sorular oluştu.

Çok centilmen hareketler sergiliyordu . Önce sandalyemi çekti ve oturmama yardımcı oldu . Sonra özel olarak bir şey isteyip istemediğimi sordu. Ben mutlu bir yüz ifadesiyle "Çok teşekkür ederim , Çok kibarsın ! Bir şey istemiyorum ama istersen serviste sana yardım edebilirim. " dedim.

O çok kibar bir şekilde "Lütfen sen otur. Rahatını bozma." dedi. Bende kafa salladım. Tabağımı aldı . Önce pilav , sonra kızartma , daha sonrada schnitzel koydu. O tabağı görünce tereddütüm arttı. Kendine de servis yaptı ve yemeğe başladık. Yemekler çok güzeldi. Yüz ifadem ile de fazlasıyla belli ediyordum.

O da beğendiğimi anlayıp çok tatlı bir şekilde gülmeye başladı . Ve "Ne oldu dalga geçiyordun? Bakıyorum da çok beğendin yemekleri. " dedi , ukala bir sırıtışla . Ben tabi ki de bozuldum . Aslında beni kapak etmiş olsada , güzel hatta aşırı muhteşem yemek yapıyor olması hoşuma gitmişti.

Daha sonra ben cevap veremeyince "Boşver herkesin ilk izlenimi böyle olur bana karşı. Biraz da benim hatam." dedi. "Ben seni hiç mutfakta görmedim. Hayal bile etmedim. Yani sen hiç öyle biri olmadın. E tabi ben de haliyle senin güzel yemek yapabileceğini düşünmedim." "Haklısın!" dedi. Beraber bulaşıkları yıkamayı teklif ettim ancak zaten yıkamıştı. Daha sonra film izlemek için salona geçtim . Bu sırada mutfağa geçmişti Anıl. Elinde , içinde bisküvili pasta olan tabaklarla döndü . Benim ağzım açık kaldı ve "vaaay döktürmüşsün. En sevdiğim. İnşallah abim kadar iyi yapmışsındır çünkü onunkinden başkasını yemem." dedim.

Sen Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin