6.Bölüm: Şimdi Neler Olacak?

32 6 10
                                    

***

Hatırlatma:

Telefonumu kenara koydum. "evet. Şimdi bizim sahte sevgili olduğumuzu belli etmeden bu evlilik işini iptal etmemiz lazım." konuya sonunda geldik.

Herkes hep bir ağızdan "evet" dedi. Yurttan sesler korosu mübarek. O sırada telefondan "neeeeee" diye bir ses duyuldu. Telefonum açık kalmıştı ve annem her şeyi öğrenmişti.

----

Herkes anlık bir şok geçirdi. Anıl zekice bir şey yapıp hemen telefonu kapadı. Çünkü annemin bu kadarını duyduğu yeter. Şimdi ne olacak? Ne yapacağız? Off annem beni affetmeyecek. Herkesin de başını yaktım. Benim yüzümden oldular şey.

Ben "her şey benim suçum. Bütün suçu ben üstleneceğim ." doğrusu bu. Onların bir suçu yok. Eğer onlar benim yüzümden bedel öderse vicdan azabından ölürüm. Bedel deyince de Haluk Mertoğlu geldi aklıma. Annem kemer şov yapmadı, yapmaz canım. İnşallah yapmaz.

Anıl "senin suçun yok. Şimdi olmasa sonra olacaktı. Bu böyle nereye kadar gidecekti ki zaten. Bir bakıma iyi bile oldu. İşler sarpa sarmadan her şeyin ortaya çıkması çok daha iyi oldu. Bu yalanı ikimiz uydurduk ve ilerlettik. Sorumluluğunu tek başına alamana izin veremem. " aslında bir bakıma haklı ama ben hala kendimi pişman hissediyorum. Tamam Anıl ile Emre kankimle tanıştım bu iyi bir şey. Ama yalan söyledik.

Burcu "ooo helal olsun be enişte kralsın... En büyük enişte bizim enişte." ayy enişte mi? İçimde bir şeyler kıpırdaştı. Enişteni yesinler senin kız. İç sesim ilk defa mantıklı bir şey söyledi. 'salak Anıl'ı kızlar yiyecek sende izleyecek misin?' didi. Çok mantıklı. Ben o kızları yolarım.

Barış "Burcu senin ağzına 42 numara ayakkabımla çarparım dünyan şaşar. Bir daha konuşamazsın. Ağzın geniş geniş gezersin." off Barış'ın ayaklar da kürek gibi. Ayakkabısının tabanı da çok kalın. Ağzı burnu yamulur Burcu'nun. Bir kere bana fırlatmıştı. Üç gün yanağımda izle dolaştım. Ama haketmiştim.

Burcu "borco sonon oğzono kork oko nomoro oyokkobomlo çorporom donyon şoşor. Bor doho konoşomozson. Oğzon gonoş gonoş gozorson. " işte bunu yapmayacaktın. Evet sevgili seyirciler maratonumuz birazdan başlayacak. İyi seyirler!

Barış "Burcuuuuuuuu!!!" diye bağırırken çoktan Burcu koşmaya başlamıştı. Çünkü bu bağırışın ne anlama geldiğini biliyordu. Barış da tabi hemen peşinden koştu. Biz onlar saçma salak konuşurken ve koşuşurken çoktan toplanmış ve çıkmaya hazırdık . Onlar da önden gitmiş oldu ama ben Barış'ı birazcık tanıyorsam Burcu'yu yakalayana kadar kovalayacaktır. Biz de Murat, ben ve Anıl hastaneden çıktık. Murat beni kucağına almıştı. Aslında bunu yapma sebebi hem benim yorulmam hem de Anıl'ın koluma girmesini engellemekti. Biz arabaya bindiğimizde arabanın içinde Burcu ile karşılaştık.

Murat "lan sen burda ne arıyorsun? Arabaya nasıl bindin? Sırık nerde?" düşüncelerime tercüman oldu.

Ben "Yakışıklım sorunun birini ben cevaplayayım ." dedim ve Murat'ın yanağından bir makas alıp konuşmaya devam ettim. "benim tanıdığım Sırık şu an deli dana gibi ortalıkta koşuşturup Burcu'yu bulmaya çalışıyordur. Tabi bir mucize olmadıysa. O gezer gezer sonra gelir yanımıza." evet. Genelde böyle olur.

Muratım güldü. Burcu da hemen lafa atladı. Zaten nefes nefeseydi . Dediklerini zor anlayabildik.

Burcu "AY vallahi bir daha Barış ile dalga geçmeyeceğim . Taklidini yapmayacağım. Sırık, çita gibi koşuyor maşallah. Ben akıllılık edip arabaya saklanmasam. Şu an elinde kanım olabilirdi. Salak spor yapan bir kızı ben sandı. Şimdi onun peşinden koşuyor." dedi ve piç smile ifadesi yüzünde oluştu.

Sen Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin