9.Bölüm

21 4 10
                                    

Telefonumun çalma sesiyle uyandım. Eğer saat çok erkense ve arayan kişinin önemli bir sebebi yoksa onu öldürürüm. Benim uykumu kimse bölemez. Uyku benim için her şeyden önce gelir. Ben niye açıyorsam açmıyorum lan.

Tekrar tekrar ve tekrar çaldı ve hala çalıyor. Telefonu ekrana bakmadan açtım.

"Lan sen kim köpeksin de benim uykumu bölüyorsun . Ne sanıyorsun sen kendini de get. Hayır açmıyorum anla işte ne zorluyon arama."

Karşı tarafı dinleme zahmetine girmeden hemen kapattım telefonu. Tekrar çaldı. Açtım.

"Ne var?!"

"Sana da günaydın! Sağol ben çok iyiyim. Sen nasılsın?"

"İyi geceler diyecektin herhalde Anıl çünkü şu an saat daha 8 ve ben daha uykumun yarısında bile değilim. Gece gece beni uyandırdığına göre önemli bir sebebin var herhalde. İnşallah vardır yoksa bunu sana ödetirim."

"Bir şu an gece değil sabah. İki normal bir insan uykusu sekiz saati geçmez. Geçmemeli. Sekiz saat bile çok. Üç sözleştik ya dün bugünü beraber, benim dediğim yerde, benim istediğim şekilde geçirecektik . Sen benim bir günümü yediğin için."

"Bir şu an bana göre gece. İki ben herkes değilim. Özelim, uykum da öyle olmalı. Üç tamam anlaşmış olabiliriz de ben anlaşma maddeleri arasında erkenden kaldırma olduğunu bilmiyordum."

"Ben de her şey benim istediğim gibi olacak diye biliyordum."

"Ama dün senin isteklerin de olmuştu ki şu an ne olursa olsun benim dediğim olacak. Yani ben uyuyacağım. Hem ben sana niye açıklama yapıyorsam?"

"çünkü kapının önündeyim ve seni bekliyorum. Çabuk olursan sevinirim. Birazdan meyve vercem. "

"Yav he he ben de marstayım."

Telefonu yatağıma yakın olan tekli koltuğa fırlattım. Ne telefonu mu fırlattım? Hemen kafamı kaldırıp telefon yaşıyor mu diye baktım. Telefonumun yaşadığını anladığım an yatakta eski pozisyonumu alıp uykuma devam ettim. Aslında edemedim. Bir hadsiz odama sesli bir giriş yaptı. Yastıktan - yastık olduğunu düşündüğüm şeyden - kafamı kaldırmadan konuşmaya başladım.

"Şu an da evde yokum. Her kimsen şimdi çıkabilirsin."

Çok tatlı bir kahkaha sesi duyuldu. Sonra o sesin sahibi üzerime atladı. Öperek uyandırmaya çalışıyordu. Kokusundan anladım kim olduğunu. Bilerek uyuyor gibi yaptım. Tabi yemedi orası ayrı.

"Bir de abiyi kandırmak ha."

Gıdıklamaya başladı. Yüzümü ona döndüm. Durmasını söylemek için ama gülmekten konuşamadım. O da fark etti ve bıraktı.

"Günaydın uyuyan güzel. Prensin geldi. Uyanamadın."

"Günaydın yakışıklı prensim. Hoşgeldin de belki de gerçek prensim sen değilsindir ha ondan uyanmamışımdır."

"Kim lan o prens? Göster bana ağzıyla, burnunu yer değiştireyim de bakalım prensliği kalıyor mu?"

"Lordum sakin olun! Benim tek prensim sizsiniz. Benim size olan sevgim sonsuz."

Gülüştük beraber. Burnumdan öptü. "Kalk hadi kahvaltıya misafirimizde var."

"Babam iş gezisinden mi döndü?"

"Hayır. Haftaya gelecek. Sürpriz kalk kalk kalk."

"Abim, yakışıklım, tatlım, her şeyim, süper kahramanım sen prensesini kaç senedir tanıyamadın mı? Uyku benim için her şeyden önce gelir."

Sen Benim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin