Bu sabaha karnımın guruldama sesiyle uyanmıştım, akşam yemeğini es geçmiş eve geldiğimde de duş alıp hemen uyumuştum, acilen kalkıp bir şeyler yemeliydim uzun zamandır bu kadar acıktığımı hatırlamıyordum. Rutin şekilde yatağımı toparlayıp odadan çıkmıştım.
"gerçekten ya ben çok uyudum yada siz baya erken kalkmaya alışmışsınız" berkle güneş kahvaltıyı hazırlamışlardı bile "sen fazla uyuyorsun uykucu" berkin söylediklerine güneşte kafasını sallayarak onay vermişti sahi saat kaçtı bakmamıştım kolumdaki kahverengi saate baktım aslında pek geç değildi 10 du saat yine fazla uyumamıştım.
Kahvaltıya oturduğumda büyük bir iştahla yemeye başlamıştım birden aklıma dün akşam geldiğinde duruldum çatalımla tabağımdaki zeytinlere işkence etmeye başlamıştım başımda bir bela vardı ben hiç birşey olmamış gibi yemek yiyordum "hesna iyimisin" diyen güneşe baktım iyimiydim bilmiyorum ama iyiyim oyunu oynayacaktım "dalmışım iyiyim" dediğimde berkin nasıl iştahlı kahvaltı yaptığına bakıyordum bu erkekler çok yiyip kilo almıyordu ama biz kadınlar kilo almak için yaratılmıştık sanki. Gerçi bende çok kilo alabilen biri değildim zaten çok yiyemezdim kendimi bildim bileli çelimsizdim.
Kahvaltıdan sonra dışarı çıkmıştık güzel bir film vardı vizyonda sinemaya gidecektik zaten bu soğukta en güzel aktivite sinema sayılırdı. Allahtan kahverengi taytımın üzerine uzun çizmelerimi giymiştim de bacaklarım üşümüyordu zaten soğuktan donan burnum ve ellerim vardı birde bacaklarımın üşümesini istemezdim.
"bari güzel bir pazar olsaydı pazar dediğin güllük güneşlik olmalı" diyen güneşe baktım içimden geçirdim kasım ayında da hava ne güneşli olurdu ama..
Sinemaya girdiğimizde ortamıza berk'i almıştık yine suratını asarmış gibi yapmıştı güneşle bir araya geldiğimizde onu hiç yalnız bırakmazdık kısmetimi kapatıyorsunuz bayanlar diye her defasında söylenirdi.
"yinemi ortadayım yinemi bakın bayanlar tanışmıyoruz gibi izlesek şu filmi bari iki saatlik yalnız takılayım" ohoo beyefendimiz bizden sıkılmaya başlamış bile
"peki berk kalkıyorum yanından ama iki saatlik değil ömür boyu" güneşin bu lafı beni güldürmüştü ne kadar da alıngandı öyle
"tamam tamam vallahi şaka yaptım ah dilime eşşek arısı soksaydı ömür boyu tribini çekemem şakaydı sizden çok memnunun hele ki sen güneş güneşsin zaten bak günlerimi aydınlatıyorsun" işte şimdi sağlam bir kahkaha atmıştım berk nasılda U dönüşü yapmıştı hızlı hızlı nefes almadan söylediği bu kelimeler güneşi bile güldürmüştü. Artık film başlamıştı susmamız gerekiyordu..
"ne filmdi ama siz iki cadıyı ağlatmayı başardı" nemli gözlerimizle berke dönmüştük tamam güzel film olabilirdi ama güneşle biz zaten duygusaldık öyle ağlayıvermiştik biranda keza yaşadıklarımında etkisi vardı bir yanım gülmek eğlenmek istesede diğer yanım buna müsade etmiyor sürekli derin düşüncelere dalmamı sağlıyordu. Acıktığımızın farkına varınca yemek yemek için yola koyulduk.
"hayır bunu bana yapmayınn" üzüntüyle bizimkilere bakıyordum yemekten çıktıktan sonra yolda güneşe telefon gelmişti acilen izmirde ki kuzeninin yanına gitmesi gerekiyordu ne yapacaktım şimdi bir başıma, berk'in zaten bu gece otobüsü vardı Ankara'ya geri dönecekti.
"geleceğim hesna didemle anlaşabildiğini bilsem sende gel diyeceğim ama son geldiğinde neler olduğunu hatırlıyorum"
"ahh hayır didemmi tabi ki gelmeyeceğim" dideme bir türlü ısınamıyordum o fazla havalıydı güneşte zengindi ama hiç onun gibi insanları hor görmezdi önemli olan zaten kalbin zengin olmasıydı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Polis ( Zamansız Gelen)
ChickLitHayatımız da bazen geri dönmek istediğimiz anlar olur o anlardan sonrasını yaşamamak.. Yaşadığımız her şey bir rastlantı olabilirmi ? Sahi insanın hayatı bir kaç günde değişebilirmi, dünü yarında özlermi insan.. Ben çok özledim dünümü, bugünümü...