Hayatmıydı bu kadar zor olan, yoksa insanlarmıydı hayatı zor kılan.. Kendime geldiğimden beri bunu düşünüyordum, ne yaşamıştım ben bu gece nasıl bir insana çatmıştım daha doğrusu, o bana çatmıştı suçum neydi bilmiyorum bunları bana yaşatacak kadar ne yapmıştım?
Yavaşça ayağa kalktığımda her yerimin ağırdığını hissettim hala vücudum titriyordu. Gözyaşlarım kurumuş yüzümün gerginleşmesine neden oluyordu banyonun kapısını açtığımda karşımda duran aynaya baktım sahi bu benmiydim? gözlerim içine çökmüş göz bebeklerim kan çanağına dönmüştü saçlarımdan omuzlarımın üstüne dökülen kopuk teller vardı, solgun yüzüme tek renk katan dudağımdaki kurumuş kan olmalıydı. Ellerimle bileklerimi ovuşturdum dokundukça canım acıyor gözlerim doluyordu bileklerimde ki morluklar dün geceyi nasıl zor atlattığımın kanıtıydı işte..
Saatlerdir oturmuş bu belayı nasıl atlatabilirim diye düşünüyordum polise gitmeyi düşünsem de onun da bir polis olduğu aklıma gelmişti, acaba şikayet etsem beni ciddiye alırlarmıydı? bu dünya adaletsizdi, bunu anneme arabayla çarpıp kaçan adamın yakalandıktan sonra serbest bırakılmasıyla öğrenmiştim zenginsen bir sıfır önde başlıyordun..
Telefonumun çalması ile uykuya yenik düşmüş gözlerim aralanmıştı, ekrana baktığımda beklemeden açtım.
"Hesna dün aramalarıma cevap vermedin iyi misin?" güneşin endişeli sesi gözlerimin tekrar dolmasına neden olmuştu ona çok ihtiyacım vardı, burada tek başıma çok savunmasız hissediyordum sesimde ki ağlamaklı tonu düzeltmeye çalışarak cevap verdim "şey film izlerken uyumuşum " biranda söylediğim yalana inanmasını bekleyerek dudaklarımı kemirmeye başladım.
"Var sende bir şeyler Hesna sesin bile bunu belli ediyor" anlamıştı işte beni iyi tanırdı, ama olanları o uzaktayken söyleyemezdim aklının bende kalmasını huzursuz olmasını hiç istemezdim "evet var bir şeyler seni özledim sadece" gerçekten güneşi de çok özlemiştim yalan değildi.. "bende çok özledim meleğim ama bu Didem yine başına iş almış iki üç gün daha buradayım gibi gözüküyor" ah hayır ben üç gün boyunca bu evde tek kalamazdım tüm bedenim titremeye başlamıştı " tamam haberleşiriz dışarı çıkacağım şarjım azalıyor kapatmam gerek seni seviyorum" bir şey demesine müsade etmeden telefonu hızlıca kapatmıştım.
Telefonu kapattığımdan beri ağlıyordum, üç dört gün içinde sanki hayatım bir zindana dönüşmüştü,keşke o gün o metroya binmeseydim o psikopatla karşılaşmasaydım, durup dururken bela olmuştu canı istediğinde beni tartaklayıp gidiyordu çok zoruma gidiyordu karşısında ağlama dedikçe ağlamak, yapabildiğim buydu işte sadece ağlayıp bitmesini beklemek..
Ani bir kararla birleşen deli damarım evden hızla çıkmama neden olmuştu. Gerçekten üzerime ne bulduysam giymiştim sinirlerim bozuluyordu düşündükçe, zoruma giden şeyler gözümde dağ oluyordu beni götürdüğü evin adresi hayal meyal aklımdaydı gidip benden ne isteyeceğini anlayacaktım..
Taksi yol ayrımına geldiğinde duraksadım hangi yoldan gidecektik hatırlayamıyordum.
"hadi kardeşim bir karar ver başka müşteri almaya gideceğim daha" haklıydı bir karar vermeliydim "sağdan dönebilirsiniz" hızlı bir dönüş yapıp sağdan girmiştik evet şimdi evi hatırlama zamanıydı çalıştır kafanı Hesna!.. Evet oydu işte dış cephesi koyu mavi olan dubleks ev bu tiple nasıl gelmiştim böyle lüks bir semt'e pişman olmuştum.
Acaba evdemiydi saat akşam 10'du bu saatte onun evine gelmek büyük cesaretti, en azından benim gibi cesaretsiz biri için büyüktü. Kapının önünde durdum ellerim titriyordu içimdeki korkuyu en son annem kaza geçirdiğinde bu denli fazla hissetmiştim, ağlama isteğim vardı hıçkıra hıçkıra ağlamak.. Bu olmamalıydı buraya kırk yılda bir açığa çıkmış cesaretimle gelmiştim ağlarsam güçsüz görünürdüm ondan hesap soracaktım. Titreyen ellerimle kapıya vurmaya başladım, ben ne yapıyordum böyle! canıma susamıştım içimden kapıyı açmaması için dualar ederken, elimi kapıdan çekip hemen arkamı dönmüştüm buradan derhal ayrılmalıydım, bir adım atacakken kolumda bir el hissettim işte şimdi yanmıştım ayaklarım titremeye başlamıştı. Arkamı yavaşça döndüm dönmesem biliyordum ki sert bir şekilde döndürecekti, buda neydi karşımda siyah saçlı, uzun boylu, yeşil gözlere sahip çok güzel bir kadın duruyordu. Acaba yanlış kapıyımı çalmıştım diye düşünürken kadının arkasında o belirdi, yine dağılmış saçları ve derin gözleriyle ateş saçıyordu. Gözlerinde ilk defa öfkeden başka bir ifade görmüştüm oda şaşkınlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Polis ( Zamansız Gelen)
Chick-LitHayatımız da bazen geri dönmek istediğimiz anlar olur o anlardan sonrasını yaşamamak.. Yaşadığımız her şey bir rastlantı olabilirmi ? Sahi insanın hayatı bir kaç günde değişebilirmi, dünü yarında özlermi insan.. Ben çok özledim dünümü, bugünümü...