Araf'ın Ağzından
Paketimde kalan son sigarayı da ağzıma yerleştirdiğim de çakmağımla yaktım. Belki de hiç içmediğim kadar sigara içmiştim. Son yediğim kazığı unutmama imkan yoktu, uyuşmak unutmak için her şeyi yapmıştım. Ne yazık ki içimde ki bu acı dinmiyor aksine körükleniyordu. Ondan hiç haber almamıştım, zaten yüzünü görmek adını duymak istemiyordum. Evde değildim kafamı toplamak için şehir dışın da sakin bir yer seçtim. Telefonum titrediğin de ekranda gördüğüm isime bakıp geri koydum. Yine Güneş arıyordu, sanırım arkadaşının başına gelenleri bilmiyordu. Ne kadar içim acısa da Hesna'ya kıymıştım. Çünkü o iyi niyetten sevgiden anlamıyordu o da diğerleri gibiydi. Güneşin aydınlanmaya başlamasıyla biten sigaramı söndürüp yatağa yüz üstü uzandım gözlerim yanmaya başlıyordu. Kaç gündür uyumuyordum gözlerimi kapadığım da telefonum tekrar titriyordu önemsemedim.
4 saat sonra
Uyandığım da başım çatlıyordu. Çok uyumadığıma eminim zaten sürekli uyanıp durmuştum. Yatağın diğer köşesinde olan telefonuma ulaşıp, tuş kilidini açtım. Siktir! telefonuma bir sürü şey gelmişti. Saat daha 10 du bu saatte kim bu kadar arardı merak etmiştim. Cevapsız aramalara baktığım da 20 kere Güneşin aradığını gördüm. Bu kızın sorunları olmalıydı, sabah sabah ne diye bu kadar ısrarla arardı? Telefonuma birde tanımadığım bir numaradan video gelmişti. Videoyu açtığım da uykulu gözlerimi ovalayıp tekrar bakmıştım. Siyah bir oda vardı, biri benimle dalga geçiyordu kimse kemiklerini kıracaktım. Tam videoyu kapatacakken o karartı da bir kadın görmüştüm. Tam belli olmuyordu, yine görüş açısı daraldığın da ışıklar yanmıştı. kötü görünümlü bir odaydı oda değil bodrum olmalıydı. Kamera odaya yaklaştığın da eski püskü bir yatak gördüm. Kamera yaklaştığın da gördüklerimle şok oldum. Yatakta yatan Hesnaydı, arkası dönüktü ama ben onu saçlarından bile tanırdım. Kamera Hesna'nın yüzüne yaklaştığın da beynimden vurulmuşa döndüm kolları yatağa bağlıydı, yüzü yara bere içinde kalmıştı. Ne oluyordu neydi bu video bittiğin de telefona öylece bakıyordum.
Güneşin numarasını tuşladığımda ikinci çalışta açtı.
"Güneş Hesna nerede!"
"bende onu soracaktım sana deli olacağım dün akşamdan beri yok seninledir sandım" yoktu işte benimle yine neler dönüyordu?
"bak benimle değildi bana bir video gelmiş. Hesna bir yerde tutuluyor" Güneşin çığlıkları kulağımı siktiğinde telefonu kulağımdan uzaklaştırıp bağırmaları bittiğinde tekrar kulağıma koydum.
"Araf sen ne diyorsun? lanet olası telefonu hemen açsaydın bunları daha önce öğrenmiş olacaktım" ben nereden bilebilirdim böyle olacağını.
"kapat Güneş ben geliyorum bulacağım onu" telefonu kapattıktan sonra yatağa attım. O benim için önemsiz olmalıydı ama o yüzünü gördüğümden beri aklımdan çıkmıyordu. Uyuyordu ama hırpalanmıştı belliydi. Üzerimi giyindikten sonra gerekli şeyleri alıp evden çıktım. Arabaya atladığım da son sürat gidiyordum.
"bana ne yapmış olsan da sana bir şey olmasın Hesna!"
2 saat sonra
Kahretsin merkeze gelsem ne olurdu elimde bir videodan başka bir şey yoktu. O şerefsiz kimse numaradan takibini sağlayamamıştım, hattı kırmıştı. Ne kadar arasam da ulaşamamıştım.
"bulacağız onu merak etme" Boraya döndüğüm de elini omzuma koyarak güven verdi. Tüm merkezi ayağa kaldırmıştım. Elim kolum bağlıydı onun iyiliğini düşünmek istemesem de düşünüyordum. Telefonuma yine bir video geldiğin de vakit kaybetmeden açtım farklı bir numaraydı. Videoyu açtığım da Hesna'nın yine kolları yatağa bağlıydı. Üzerin de askılı bir şeyle duruyordu, kamera yüzüne yaklaştığın da içimde bir şeyler koptu. Bitik bir haldeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Polis ( Zamansız Gelen)
Chick-LitHayatımız da bazen geri dönmek istediğimiz anlar olur o anlardan sonrasını yaşamamak.. Yaşadığımız her şey bir rastlantı olabilirmi ? Sahi insanın hayatı bir kaç günde değişebilirmi, dünü yarında özlermi insan.. Ben çok özledim dünümü, bugünümü...