2 HAFTA SONRA..
Araf'ın Ağzından
"Beklediğimiz gün geldi, şebekeyi çökertirsek işimize çok yarayacak" dediğimde Bora ayağa kalktı.
"aynen öyle inşallah bir aksilik çıkmaz" çıkmaması gerekirdi, son bir aydır takipte olduğumuz çete yurt dışından bugün dönüyordu. Pezevenkler yerli ve yabancı kadınları zorla çalıştırıyorlardı. Hesna'yı özlediğim geldi aklıma. Dışarı çıkıp hemen aradım. Tabi üçüncü çalışta ancak açabilmişti.
"o telefon bir daha ben aradığımda geç açılmayacak" dediğim şey ile kesin yine gözlerini belertmişti.
"işim vardı kusura bakma " ne işi vardı acaba burada çalışan bendim.
"neyse Güneşle akşam bizde olun. Sedefte bize gidecek görevden sonra eve geldiğim de seni göreceğim" zaten insanlarla uğraşmak canımı sıkıyordu. Bari bücürü görüp biraz huzur bulurdum.
"peki geliriz"
"tamam kapatıyorum şimdi dikkat et kendine bücür" ona bücür dememe hala alışamamıştı. Sevgiliyiz dedikten sonra daha özel kelimeler bekliyordu anlaşılan. Ama sevgili olmamız bücür olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
"tamam sende dikkat et kendine odunum" telefonu kapatmıştı. Ne demişti o? bana odun demenin hesabını soracaktım. Yukarı merkeze çıktığım da Bora'nın hala toplantı odasında olduğunu gördüm.
"Bora işi hallettikten sonra bizdeyiz Hesna ve Güneşte gelecekler" şerefsiz Bora adamların dosyasına gömülmüş bakarken, duyduklarıyla gözlerini açıp dosyaları fırlattı. Bu kadar mı Güneş denen kızdan hoşlanıyordu...
"süper bir haber bu" iyi olmuştu, bu gazla akşam adamları yakalamayı bırak anasını bile sikerdi.
"belli ağzın kulaklarına vardı" gülümsüyordu, besbelli yanıyordu işte.
"inkar edemeyeceğim çok hoşuma gidiyor o kız" yanılmamıştım. Güneş iyi kız olabilirdi ama çok cazgırdı, hala Hesna kaçırıldığında bana yaptıklarını unutmamıştım. Bora olmasa şuan o kız ne durumda olurdu bilemem.
"Herkes toplandımı arkadaşlar artık görev dağılımını yapacağım" şu müdüre nasılda uyuz oluyordum. Hayır komiser yardımcısı olmasam kendime toy diyeceğimde.. Tam olduğumuza göre şu zırvalamasını biran önce yapıp bitirmeliydi. Elimde ki kalemi çevirip dinlemeye başladım.
"Asu ve Özge siz merkezde kalıp, araç takibi yapacaksınız. Zaten gidecekleri otel belli ama emin olmalıyız."
"murat ve diğerleri otelin etrafını kontrol edeceksiniz"
"Araf ve Bora sizde içeride olun etrafınız da Cüneytler olacak. Sıkı takip görevi sizin, amacımız tüm kadınları bulmak." herkes başını sallamıştı. Evet yine içeride olan bendim. O kadar sıkılmıştım ki o ortamlardan sinirlerim bozuluyordu. Toplantı odasından çıkıp aşağı indim. Arabaya atlayıp eve doğru sürmüştüm. Eve geldiğimde dolapta ne bulduysam çıkarıp atıştırmaya başladım, sigaramı da içtikten sonra kalkıp duşa girmiştim. Sıcak su iyi gelmişti, üzerime oraya uygun bir şeyler giydim. İnanması zordu ama oraya kadın düzmek için iş adamları bile gidiyordu. Hepsini bugün ben düzecektim. Evden çıktığım da saat sekizdi, ancak giderdim. Böyle bir otelde olacağını beklemezdim, gayet saygın bir yerdi. İstihbaratta bu oteli duyduğum da iyice sinirlenmiştim. Otele yaklaştığım da silahı alıp belime koydum. Arabayı valeye verip içeri girdim. Otelin bar kısmına gittiğimde, iki hafta önceki gece geldi aklıma. Hesna'nın masa üzerinde ki dansı hala aklıma geldikçe beni çıldırtıyordu. Sürekli bunu yüzüne vurup kavga çıkarıyordum nedense.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Psikopat Polis ( Zamansız Gelen)
ChickLitHayatımız da bazen geri dönmek istediğimiz anlar olur o anlardan sonrasını yaşamamak.. Yaşadığımız her şey bir rastlantı olabilirmi ? Sahi insanın hayatı bir kaç günde değişebilirmi, dünü yarında özlermi insan.. Ben çok özledim dünümü, bugünümü...