Bölüm 19

3.7K 136 1
                                    

ARAF'IN AĞZINDAN

Gece boyunca düşündüm. Adanın gelişi her şeyi felakete sürüklemişti. Belkide geçmişimde ki anılardan dolayı kafam karışmıştı. Ama Hesna'ya yaptığım haksızlığın affedilir yanı yoktu, biliyordum.. Hesna gece eve gitmek istese de izin vermedim. Zar zor yanımda tutmuştum. Tabi ki benimle uyumamıştı. Adanın evden bir an önce gitmesi gerekiyordu, gece gece bir yere yollayamamıştım. Oda da tek olmak yerine, Hesna'nın sıcacık nefesinde uyumak istiyordum. Hesna'nın canını yaktıktan sonra Adayı da hırpalamıştım. Aslında en başında onu bu eve ve odama almamalıydım.  Nereden çıkmıştı Ada, kalbimi karıştırmamıştı belki ama aklımı karıştırıp, Hesna'yı üzmeme sebep olmuştu. Odadan çıkıp Hesna'nın kaldığı odaya girdim. Yine yüzünde izler bırakmıştım. Kendimden nefret ediyordum nasılda kıymıştım yine bu küçük bedene.. 

Yavaşça yaklaştım yine yatakta büzülmüş uyuyordu. Sanırım yeni uykuya dalmıştı, iç çekişleri uykusunda bile devam ediyordu. Gözleri nemliydi eğilip dokunmak istedim. Bu gözleri ne zaman mutluluktan ağlatacaktım ? Yanına uzanıp saçlarını kokladım. Başa çıkamadığım bir öfkeye sahiptim, gerçekten ona zarar vermek istemezdim. Beni hissettiğin de irkilip hızla gözlerini açtı.  Elleriyle beni ittirdi.

"ne yapıyorsun sen dokunma bana!" ona dokunmamı bile istemiyordu. Ne yapacaktım bilmiyorum, ona dokunmadan olmazdı ki..

"Hesna lütfen istemezdim böyle olmasını" canını yaktığım için kendime ne kadar küfür etsem yine azdı. Benden uzak durması canımı yakıyordu. Yataktan hızla kalkıp kapıya doğru gitti. 

"sakın yaklaşma" kapıdan çıkıp gittiğinde bende peşinden gittim. Ada salondaydı, onu görünce sinirlerim bozulmuştu. O gelmeseydi, onu görmeseydim geçmişime geri dönmeyecektim. Hesna'ya haksızlık etmeyecek, üzmeyecektim. Adayla Hesna göz göze geldiğinde Hesna'nın gözleri doldu. Muhtemelen Adanın yanında ona vurduğum için gururu kırıldı. Çok pişman olmuştum gerçekten. 

"Güneş neredesin? çabuk gel gidiyoruz" gitmesini istemiyordum bir şeyler yapmam lazımdı. Yanına gidip kolundan tuttum. Onu daha önce hiç bu kadar nefretle bakarken görmemiştim. 

"bak böyle gitme Hesna konuşalım beni dinle lütfen" Adanın bizi izliyor olması umurumda değildi.  Gitmesine izin veremezdim. Hesna kolunu hızla çekince ne kadar inatçı biri olduğunu anladım. Her gün yeni bir huyunu öğreniyordum. 

"bana dokunmaman gerektiğini daha ne kadar söylemeliyim?" artık bende sinirlenmeye başlamıştım. Haklıda olsam haksız da olsam bu böyleydi. Defalarca bir şeyler anlatmayı sevmiyordum. Kolunu bıraktım gitmesine izin verecektim. Biraz sakinleşmesi lazımdı, eğer ben onu zorlarsam oda beni zorlayacaktı. Ve tekrar öfkeme yenik düşüp ona zarar verecektim. Güneşte geldiğinde bana nefret dolu bakıyordu. Tamam arkadaşına zarar vermiştim ama böyle bakınca, onun boğazına yapışmak istiyordum. Kapıdan öylece çıkıp gittiler. Hesna gitmişti, huzurum,dinginliğim öylece gitmişti. 

"be.. ben özür dilerim" ne için özür diliyordu bu kız. Yıllar önce hayatımı mahvetmişti, ve aynısını yine yapmıştı. 

"özür dileme bu bir şeyi değiştirmez. Bende hata bir an ne yapacağımı bilemedim. Attığın kazık yenilir yutulur olmadığı için."  kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Belki de utanırdı, geçmişte bana açıklama yapmadan git dediğim anda gitmişti. O kadar ki aşkına sahip çıkamayan aciz biriydi. Zaten beni sevmemişti ki, beni en yakınım dediğim insanla aldatmıştı. Gözleri dolduğunda önemsemedim, onun masum olduğuna artık inanmıyordum. Ağlaması bir şeyi değiştirmiyordu.

"Araf hataydı üzerinden çok geçti, ben kıymetini bilemedim güzel günlerimizin" geçmişte tek hatırladığım güzel günler olsaydı keşke.

Psikopat Polis ( Zamansız Gelen)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin