MULTİYE BAKIP 736926382683682 KERE KALP KRRİZİ GEÇİRDİM.
Gözlerimi sertçe devirdim. Ah sanırım Harry başıma uzun bir süre bela olacaktı. Ama bunu takmamam gerekiyordu. Şu anda uğruna uğraş vermem gereken tek şey Niall dı. Evinin kilitlenmemiş olan kapısından yavaşça içeriye girdim. Heryeri huzurlu bir sessizlik sarmıştı. Üst kata çıktım. Odasında olduğunu düşünüyordum ama onun yerine banyodan gelen su sesleri doldurmuştu kulaklarımı. Duşa girmemiş olması umudu ile vurdum banyonun kapısını.
"Niall?"diye soludum. Beni affettiğini biliyordum. Ama içim hiç rahat değildi. Ona yalan söylemiştim. Hatta kendisinin bana güvenmediği için üzgün hissetmesini sağlamıştım. Ah ne kadar da kötü bir insandım ben böyle! En azından onu mutlu edebilmeliydim. Yani demek istediğim bana aşık olan kişi Niall Horan dı! Niall Horan! Dünyadaki bütün kızların uğruna ölebileceği Niall Horan! Ve ben onun kıymetini bilememiştim. Bunu düzeltecektim. Onu gerçekten mutlu edecektim.
Sonunda kapı açıldığında Niall yalnızca başını uzatıp büyük ihtimalle çıplak olan vücudunu bana göstermedi. Mavi gözleri gözlerime kenetlenip sevgi dolu bir biçimde bakmaya başladı. Sarı saçları yine rampa gibiydi ve dip boyası yine gelmişti. Tabi bu hali, yani masum bakışlı ve kahve-sarı saçlı hali onun en çekici bulduğum haliydi. Nedenini ise bilmiyordum.
"Efendim bebeğim?"diye sordu. Gözlerim hızla dolmuştu. On beş dakika önce bana delicesine kızgın olmasına ramen şimdi çok...ah romantik ve masumdu işte. Ne kadar kötü şeyler olmuş olmasına ramen hala bana iyi davranıyordu. Hala bana 'bebeğim' diye hitap ediyordu ve işte gözlerimi dolduran şey buydu.
Göz yaşlarım yanaklarımdaki yerlerini bulunca hafifçe çattı kaşlarını ve bana merakla baktı. Ne diyeceğimi bilmiyordum. O kadar çok yanlış şey yapmıştım ki. Kalbini o kadar çok kırmıştım ki artık özür dileyecek yüzüm kalmamıştı. Benden bir özür beklemediğini biliyordum gerçi.
"Beraber duş almak ister misin?"diye sordum bu yüzden. Birkaç göz yaşının arasında. Niall bakışlarını yumuşatıp gülümsedi. O kadar güzel bir gülümsemeye sahipti ki o gülümsemeyi bana gösterdiğinde...kendimi kaybetmiştim. İçimdeki o şiddetle ağlama hissi daha da artmıştı. Kolumu ovuşturmaya başladım.
"Y-yani eğer hazır-"
"İçeri gel"dedi kapıyı aralayarak. Oldukça çekingen adımlar ile banyoya girdim. Karşımda tümüyle çıplak olan Niall a bakmamaya özen gösteriyordum. Zaten bakamayacak kadar da utanıyordum. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğundan emindim. Yinede kendime engel olamayarak kusursuz vücudunu hızlıcana süzdüm. Niall bana gülümsedikten sonra duşun cam kapılarını açtı. Oldukça büyüktü. Y-yani duş. Şey değil. Yani onu düşündüğümden değil. Büyük olan şey duştu. Yani o da büyüktü. Hemde çok. duşta büyüktü. Tabi ben onu incelemiyordum sadece büyük olduğunu şeyden fark etmiştim....agh!!!
Kolumu sıvazladım. Kesinlikle herşeyi berbat edecektim! Niall bana döndü.
"Um biliyorsun duşa girmek için giysilerini çıkarmalısın."dedi sırıtarak. "Ah...e-evet"diye saçma sapan bir şeyler kekeledim işte. Öncelikle dar eşofmanımı çıkardığımda...Niall ın bana bakıyor olması beni kesin kalpten götürecekti. Deri. Bir soluk daha aldım. Süveterime geçecektim ki kapının çalması ile duraksadım. Niall anlayamadığım bir şeyler homurdandı. Hızla eşofmanını tekrar giydim. Niall da bir bornoza sarıldı.
Aşağı inip kapının kilitlerini açan Niall ın arkasında durdum. Kapıdaki kişinin kim olduğu konusunda en ufacık bir fikrim yoktu. Uzun boyluydu. Kemik gözlükler takıyordu. En fazla otuz yaşında olmalıydı ama giydiği kalem etek ve saçlarındaki sarı boya onu biraz daha büyük gösteriyprdu.
"Holly"diye soludu Niall. Holly. Her kim ise bakışları benimle Niall ın arasında gidip geliyordu. Niall aramızdan çekildi. Bir yandan da içeri giren Holly e yolu açtı.
"Olivia bu Holly, menajerim. Holly bu da Olivia"diye bizi birbirimize tanıttı Niall. O sırada Holly yüzündeki soğuk ifadeyi yok edip içten bir gülümseme yerleştirdi. Ve elini bana uzattı. "Seninle sonunda tanışabildiğime sevindim"
Elini sıkarak karşılık verdim. "Bende öyle.". Niall koltuğa oturmasını önerdi ve hep beraber koltuklara konçulandık. Dışarıdan yaptığım gözlem kadarıyla Holly gayet iyi birine benziyordu. Ama ona fazla Fransızdım.
"Tatilimin tadını çıkaramayacak mıyım?"diye yakındı Niall. Ah şey buna pek tatil denemezdi. Sürkeli bir yerlerde sahnelere çıkıyorlardı ve biz fanlarada 'evet canım tatildeler çaktırmayın' demek düşüyordu. Belki de bir süre yurt dışına falan gidebilirdi. Mesela Los Angeles a. Tabi onu bırakmaya hiç niyetim yoktu, oda ayrı konu. Holly omuz silkti.
"Aslında Olivia nın da burada olması iyi oldu. James Cordan programınıza katılamadığınız için çok üzgün. Sizinle röportaj yapmak istiyor. Programında yayınlayacak. Fazla yorulmayacaksınız. Skype dan görüntülü bir röportaj olmasını teklif etti." diye açıklamada bulundu Holly. Tebessüm ettim. Bu harika bir şeydi.
Hala yaşadıklarıma ve içinde bulunduğum duruma inanamıyordum. Ben ünlü biriydim ve dünyanın en seksi adamı olan Niall Horan ile mi çıkıyordum?! Bu tıpkı eskiden yazdığım Wattpad hikayelerini benziyordu. Hala inanılmazdı.
"Biz ile kastın ne?"diye sordu Niall. Holly parmakları ile bizi gösterdi. "İkiniz, Liam ve Harry"diye yanıtladı Holly. "Louis in vakti yokmuş"Ah harika.
Eskiden Harry nin takıntılı derecede hayranıydım. Tıpkı Niall gibi. Hala onu sevsem ve taktir etsem bile bu aralar ondan korkuyordum. Yani korkmaktan çok...güvensizlik duyuyordum. Eskiden olsa, böyle bir haber duysam, yani Niall ın sevgilisi onu Harry ile aldattı diye, oldukça klişe olduğunu düşünürdüm. Ama şimdi anlayabiliyordum ki bu tarz olaylar ünlülerin dünyasında olmazsa olmazlardan dı.
"Bizim müsait olduğumuzu nereden çıkardın?"
Holly Niall ın sorusu üzerine gözlerini devirdi. Herhangi bir şey dememeye, karışmamaya özen gösteriyordum ama Holly "Olivia sende bir şeyler söylesene"dediğinde bu kuralımı bozmam gerektiğini anladım. Niall a dönüp bağdaş kurarak oturdum.
"Bak bu son. Daha sonra bir tatile gideriz ha?"
"Kesinlikle!"diye beni destekledi Holly. "Ve ya herkese tatile gittiğini duyururuz böylece kimse seni rahatsız etmez"
Derin bir nefes alarak güzel gözleri ile bana baktı Neil. Onlar için ölmeye hazırdım. Gülümsedim.
"Aslında Los Angeles hiç de fena olmaz"
Evet. Sanırım bu röportajı yapacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OLİVİA//horan {tamamlandı}
Fanfic"Senin için yaşıyorum, sana hasret çekiyorum, Olivia Gözlerindeki ışığı idolleştiriyordum, Olivia Senin için yaşıyorum, sana hasret çekiyorum, Olivia Gitmeme izin verme" OLİVİA SERİSİ #1