Arkadaşlar, 25. bölüm final olacak. Bu bölümü çok severek yazdım, umarım siz de seversiniz. Üzerinde pek fazla çalışamadım ama en önemli bölümlerden biriydi. LÜTFEN YORUM YAPIN.
Multimedia'da Melinda'nın gelinliği var. Saçı da o fotoğraftaki gibi. Bölüm parçasını MUTLAKA açın. İyi okumalar.
22. Bölüm
İki haftanın bu kadar çabuk geçtiğine inanamıyordum. Gözlerimi iyice açıp pencereye baktım, gerçekten gün doğmuştu ve bu gün benim düğünüm vardı! Yanımda beni dürtükleyip duran Lisa'ya dönüp bunu kesmesini söyledim ve gözlerimi sıkıca kapattım.
"Tanrım, çok korkuyorum," diye mırıldanırken Lisa sakin olmamı söylüyordu. Gözlerimi açmayınca sert bir sesle konuşmaya başladı.
"Tamam. Kontrolü ele alıyorum. Sana bu fikre alışman için 60 saniye vereceğim ve sonra uyanacaksın. Önce güzel ve az kahvaltı yapacaksın. Bu gün çok yemek yok, karnın şişmemeli. Düğüne hazırlanmak için daha 8 saatimiz var-"
"Tanrı aşkına, saat kaç?"
"Nikah 6'da başlayacak. Saat 10."
"Aman tanrım! Çok uyumuşum!"
"Gözlerinin şişmemesi için uykunu alman gerekiyordu, bu yüzden erken uyandırmadım. Her neyse. Kahvaltıdan sonra iyi bir duş alacaksın ve bilirsin, her ne kadar ilkin olmasa da ağda falan yapacağız. Sonra tertemiz olduğundan emin olduktan sonra saç-makyaja başlayacağız. Arada yemekler filan olacak. En az iki saat önce hazır olmalısın çünkü gelinliğini henüz görmedik. Üstüne uygun olmayan bir yeri olursa hemen yapacak Bayan Tailleur. Haydi, kalk bakalım."
Lisa'nın heyecanı ve kontrolü beni güldürmüş ve biraz rahatlatmıştı. Kalkıp güzel bir kahvaltı yaptım ve karnımı doyurdum. Öğle yemeğini mümkün olduğunca az yiyecektim. Odamda geceliğimle dolanırken Lisa banyoyu hazırladığını söyleyip beni çağırdı. Derin nefesler alarak banyoya gittim ve bilirsiniz, hazırlık yaptık. Lisa beni keseleyip iyice temizledi ve vücuduma yağlar, kremler sürdük. Sanki Miles'la daha önce... Her neyse. Yapmamışım gibi hazırlanmalıydım. Yüzüme de bakım yağları sürdükten sonra temizliğim tamamlanmıştı.
Bu sırada Miles odaya gelip duruyordu ama Lisa onu kesin bir dille kovuyordu, gerçekten bunlar olduğu zamanlar eğleniyordum. Temizliğim tamamlandıktan sonra temiz bir gecelik giyip makyaj masamın sandalyesine oturdum ve cariyeler bana hafif bir makyajla, sevimli -istediğim gibi- bir topuz yaptılar. Bol topuzum ve beyaz tacımla saçlarım çok güzel görünmüştü. Bu görüntünün duvağıma da yakışacağını umuyordum. Saçım ve makyajım tamamlandığında nikaha tam üç saat vardı. Yalnız kalmak istediğimi söyleyip cariyeleri gönderdim ve biraz sakinleşmeye çalıştım. Birazdan gelinliğimi görecektim.
Kapı tıklatıldı. Joys olmamasını umarak "girin," dedim yumuşak bir sesle. Kapı açıldı.
Tıraş olmuş, saçları biraz kesilmişti ve yüzü parlıyordu. Henüz o da damatlığını giymemişti ama bu görüntüsüyle muhteşemdi. Ona doğru yürüyüp rujumun bozulmasını umursamayarak dudaklarımızı birleştirdim. Miles'ı sadece birkaç gündür pek fazla görememiş olmama rağmen çok özlemiştim.
"Çok heyecanlıyım," dedim dudaklarımı geri çektikten sonra.
"Ben de, sevgilim," Elini karnıma koyup bebeğimizin olduğu yeri okşadı. "Her şey çok güzel olacak."
Ben de elimi onun elinin üzerine koyup gülümsedim. Ona olan aşkımı anlatmak imkânsızdı ve bir bebeğimiz olacak olması dünyanın en muhteşem şeyiydi. Bir süre konuşup hasret giderdikten sonra kapı çalındı ve bizi görür görmez çatılan kaşlarıyla Lisa içeri daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kraliçe [WATR Watty'13 En İyi Historical Fiction Hikayesi]
Romansa[WATR Watty 2013 En İyi Historical Fiction Hikayesi.] Herkese zarar verebilecek, acımasız bir kraliçe ve sırılsıklam aşık bir prens karşı karşıya gelirse ne olur? Masumların kötü adam sanıldığı, kötülerin örtbas edildiği, aşkların savunmasız kaldığı...