Ek Bölüm-2

3K 119 30
                                    

Bölüm Parçası: Christiana Perri - Human

Multimedia'da Melinda var...

EK BÖLÜM-2

Hayat insanı hep bir şeylere zorlar. Bir şeylere alıştırır. Bu bazen ailenin baskısı olur, bazen bir savaşın yorgunluğu. Bazen eski bir Kraliçe'nin zulmü. 

Bize asla huzur vermeyen bir Kraliçe...

Joys artık Kraliçe falan olamazdı. Tek ama tek isteği acı çektirmek, mutluluğumu engellemekti. Neden böyle kötü olduğunu hiçbir zaman anlamamıştım. Anlayamazdım. Çünkü hiçbir zaman çıkarlarım için hareket edip insanları yok sayan bir insan olmamıştım. Yaşadığım aile ortamı buna izin vermezdi. Herkesin birbiri için yaşadığı bir ailedeydim. Öyle ki babam istedi diye bir prensin cariyesi olmaya bir saraya gelmiştim. Kendimi düşünmeye iznim yoktu. Zamanla bu bir alışkanlığa dönüştü. Asla bencil olamayan bir karaktere büründürdü beni. Kendim için yaptığım tek şey Eski Kraliçe'ye karşı durarak Miles'la olmaktı ve en ufak bir pişmanlığım olmamıştı. Şimdi Miles'la her şey güzeldi. Arada bazı psikolojik iniş çıkışlarım olsa da aşkımızda bir değişiklik olmadığını biliyordum. Lesinda ve William'la mutluydum. Genç bir anne ve deli bir aşıktım. Bu çelişkiye alışmıştım.

Bir yanda asla anne olamayan arkadaşım varken iki çocuk annesi olmak canımı yakmıyor da değildi. Joys'un zulmünden başka bir sorunum daha vardı. Daha kadınsal bir mesele... Brandon Miles'tan büyüktü. Dük'ün bir çocuğu olmak zorundaydı ve daha fazla beklememesi gerekiyordu. Bunun tek yolu ise kumaydı. Dük bir kuma almak zorundaydı, Lauren'ın üstüne...

Lauren ise bunu kaldıracak kadar güçlü bir kadın değildi. Kıskançtı, güçsüzdü, bastırılabilirdi ama duyguları çok incinirdi. Onu iyi tanımıştım. Elbette duvarlarımı eritmemiştim. Hamileyken Kraliçe'nin beni Stefan'ın götürdüğü evde yakaladığı günleri unutmamıştım. Gerçekler açığa çıkana kadar onun yancısı olduğunu... Asla. Evet, acımasız değildim ama ben de bir insandım. Canım yakıldığında kanıyordum. Etten, kemiktendim. Lauren'a böyle davranmayı istemesem de onu güvenilir bulmamıştım. Onunla bir daha yakınlaşmamıştım. Bunun tabii ki Kraliçe olmanın ağırlığıyla da ilgisi vardı.  

Yine de... Şimdi durumlar başkaydı. Onun yanında olmam gerektiğini biliyordum. Miles bana Kraliçe'nin çıkarmaya çalıştığı isyanları bastıracağının sözünü verip Brandon'la konuşmalarını anlatmıştı. Miles onlara benim olduğum kadar tepkili değildi. Yaşayan o olmadığı için onu suçlamıyordum. Brandon ona bunu yapmak zorunda olduğunu söylemişti. Planı ise bir kadını hamile bırakıp, bebeğini alıp Lauren'la büyütmekti. Bunun oldukça aşağılık bir davranış olduğunu Miles'a haykırsam da evde iki kadın yaşayamazdı. Ya Lauren düşes olmayacaktı ya da halk bir şekilde kandırılacaktı. Böylece kuma olayına da gerek kalmayacaktı. Sabah Miles'la konuştuktan sonra iyice düşünmüştüm. Belki bir günü Düşes'le geçirmem ona iyi gelirdi. 

"Miles." Odasına girdiğimde kafasını kaşıyarak bir şeyler düşünüyordu.

"Hayatım?"

"Biraz Lauren'la vakit geçirmem gerektiğini düşünüyorum. Onunla konuşmalıyım."

"Bu harika bir fikir. En iyisi... Bir araba yollarım oraya."

"Tamam. Sen ne düşünüyorsun?"

"Joys'un yancılarıyla Stefan görüştü. Yobaz adamlar hepsi... Hepsinin derdi senin erken hamileliğin."

"Ah. Hala mı? William 1 yaşında olacak... Lesinda 4 yaşında."

"Zaten bu yalnızca bahane Melinda."

Kraliçe [WATR Watty'13 En İyi Historical Fiction Hikayesi]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin