19.BÖLÜM-SU, NE ALGILIYOR?

19 2 0
                                    

19.BÖLÜM

SU, NE ALGILIYOR?

İkinci yapmaları gereken ise birincisinden daha zordu. Nitekim yoldaşlarıyla zihinsel bağlantı kurup Yeşil Ülkede beklemelerini söyledikleri an; on dakika boyunca, yapılandırılma nedenlerini ve yanlarında olmadıkları an zarar görebilecekleri endişesi taşıdıklarını dinlemek zorunda kaldılar. Robot koruyucularına emirlerini zorla kabul ettirdikten sonra hangara inip uzay gemisine girdiler. Bu kez her birine nerdeyse ikişer yatak düştüğü için sere serpe odalarına yerleştiler. Kumanda odasına girdiklerinde onları Çipi'nin melodik sesi karşıladı.

"Gördüğünüz gibi kimlik tanımlama hücremiz devreden çıkarıldı efendiler ama yine de bu seyahatte tam olarak kimlere hizmet edeceğimi bilebilmem için bir prosedür var. Kumanda konsolunun sağ üst köşesindeki oyuğa sağ elinizi sokmanız gerekiyor. Genel sıhhi bilgileriniz için kan alınırken duyabileceğiniz minik sızı için şimdiden özür diliyorum."

İşlem kısa sürede tamamlanınca Su; bilgisayara emrini iletti.

"Bizi Işık Gezegenine götür Çipi ve bilgi ver. Bizim samanyolumuzda yer almadığına göre ne kadar zamanda varabiliriz?"

"Efendi Su! Ben tüm uzayı dört boyutlu olarak algılayabilirim. Ve verilen emirle aracın güç ve itme sistemini; istenen koordinatlara yönlendirebilirim. Bu uzay gemisi; uzay-zaman bükülmeleri oluşturarak, bir galaksiden diğerine ışık hızının altında bir hızla ama ışık dalgalarından daha çabuk gidebilir."

Erin; kendini tutamayarak "tamam! Tamam!" dedi. –

"Bunları; seninle tanışmamızdan önce Kral zaten anlatmıştı. Kuantum fiziğini geçip soruya cevap verebilir misin Çipi?

"Çok çok kısa sürede ancak gezegenin bize göre durumu ve diğer etkenler süreyi kısaltır ya da uzatabilir."

"Çok kısa ne demek?"

"Bir hafta da sürebilir birkaç hafta da."

Birden üç günlük gezi farklı bir duruma dönüşüvermişti. Çocuklar birbirlerine baktılar. Fikir sahibi olarak kendini gören Su; "eeeee" dedi;

"Ne diyorsunuz arkadaşlar? İnelim mi devam mı edelim?"

Murat Can gözlerini kısmış ensesini kaşıyordu. "bence" dedi.

"Kararımızı uygulayalım. Geciktiğimiz takdirde ailelerimiz klonlarımızı okula gönderecektir. Sınıflarda cahil görünmekten başka bir şey yaptığımız yok, tek paylaşmamız gereken sosyal hayat. Zaten Çipi'ye emri verdin Su! Yolun dörtte birine yaklaşmıştır bile."

"Ben neden tedirgin oluyorum biliyor musunuz arkadaşlar? Ya orada yaşayan devler varsa? Ya kötüyseler?"

"Korkma! Çipi zeki bir yaşamın olup olmadığını bize söyleyecektir ayrıca bende aşağıdaki zihinleri inceleyebilirim. En ufak bir tehdit algılarsak döneriz."

"Siz devlere ben toza dumana takıldım çünkü orada devlerden ve yarattıklarından küçücük bir iz bile kalmış olabileceğine inanmıyorum."

-Haksızsın demiyorum Can ama disklerde seyrettik. Orada önceden de bir yaşam vardı zaten. Robotlardan bir iz bulamazsak bile, hiç olmazsa bakir tabiatı seyrederiz.

Yeni bir gezegen görme isteği galip gelince gözler parlayıp başlar sallandı. Nasıl olsa bir şekilde o yedi günü de eğlenerek geçirebileceklerini düşündüler. Koltuklarına rahatça yerleşirken Çipi'nin sesini tekrar duydular.

"Ekran için öneriniz?

Çocukların gözleri önünde korku dolu anılar uçuşuverdi. İlk kez uzayı koca bir ekranda gördüklerinde ve içinde bulunduklarını algıladıklarında çok tedirgin olmuşlardı. Birbirlerinin gözlerine baktılar. Karar verilmişti.

"En küçük boyuttan başla Çipi! Her altı saatte bir; bir ölçek üstüne geç."

Koltuklarına yerleşip yıldızların arasına dalıverdiler. Toprağın üzerine basamıyor olmak sadece birkaç saniye yüreklerini hoplattıysa da eski alışkanlıkları kolayca geri döndü. Okuyarak, oyunlar oynayarak vakit geçirmeye çalıştılar ama en büyük zevkleri sonsuz uzayı seyretmekti. Yedinci gün; gemi, bir girdaptan geçercesine ilerlerken birden görüntü duruldu. Karşılarında disk de seyrettikleri masmavi gezegen duruyordu. Çipi; emir beklemeden bilgilendirmeye başlamıştı.

"Bilgilerimi güncelliyorum. Her hangi bir radyo sinyali yok. Atmosferi; Oksijen 19.999, Argon 0,950, Karbondioksit 0,029 oluşturuyor. Miktarları azalıp çoğalan su buharı ve ozon da mevcut. Dünya atmosferine çok yakın."

Bakışlar Arlo'ya dikilmişti. Arlo; başını sallayıp gözlerini kapattı. Kolunu ekrana doğru uzattı.

"Çok huzurlu bir yer. Hiçbir tehlike algılamıyorum. Olağanüstü güzel çocuklar. Zihnimde cıvıl cıvıl sesler oluşup duruyor."

"Diskte seyrettiğin kuşlardan etkilenmişsindir."

Su; kaşlarını çatmış yanında oturan Nan'ın elini tutmuştu.

"Tıpkı seyrettiğimiz disklerdeki gibi açıkça yapay zekayı algılıyorum ve birde hayvanlar var."

OY VE YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM:)))))))))

HU-DE-DİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin