10.BÖLÜM-ÖZEL BİR GECE(1)

14 3 0
                                    

10-BÖLÜM

ÖZEL BİR GECE                                           

Çocuklar  hayretle  Ilgar'a baktılar;

"Dört güneş mi? Hadi canım abartıyorsun. Bir, iki hadi birde benden olsun üç! Ama dört?"

Elsa başını eğerek iki küçüğün yüzlerini görmeye çalıştı;

"Siz neredeydiniz sahi? Yoksa uzaya falan mı çıktınız!"

"Yok ya! Sadece Colossus'un yanındaydık. Gerçi neyi merak ettiğini bilseydim, onu da yapardık hem daha ilginç hem daha eğlenceli olurdu."

Kaşlarıyla Ilgarı işaret etti;

"Sevgili kardeşimizin zihninin matematiksel görselliğe karşı çok hassas olduğunu biliyor muydunuz?"

Ilgar; gülerek kardeşinin dizine vururken "siz onu boşverin" diye bağırdı? Ayağa kalktı, ellerini birbirine vurdu;

"Dört güneşe şaşırdıysanız birde bunu duymalısınız! Üzerinde durduğumuz gezegen "Geoit" değil.-

Arkadaşlarında yükselen itiraz seslerini duyunca başını salladı;

"Biliyorum biliyorum bu bizim dünyamıza özel şeklinden dolayı verilen bir ad ama burası bir küre de değil. Bir tepsi gibi."

Yerinde zıplamaya başladı;

"İnanabiliyor musunuz dümdüz bir tepsi."

Aldığı reaksiyon tıpkı beklediği gibiydi. Büyük bir mutlulukla yerine oturup arkadaşlarının verdiği bilgiyi hazmetmelerini bekledi;

"Hadi Ilgar, birde altında boynuzlarını sallayan kocaman bir öküz var de de burada düşüp bayılalım.

"Yok o kadar da değil ama inanın muhteşem görünüyordu. Size nasıl tarif etsem ki?"

Çaresiz bir tavırla ellerini açtı;

"Eğer bir kez daha uzaya çıkma şansı bulursak mutlaka bakarız."

"Siz uçabiliyorsunuz da bizim öyle bir şansımız yok ki koçum!"

Volante başını omzuna doğru yatırarak bıkkın bir tavırla Ilgar'a baktı. "öf ya Öf" dedi; tam ne güzel anlatıyordum konu nerelere gitti. Tamam çok ilginç de ben lafımı bitirseydim ya!

Erin'in, sakinleştirmek için yanağını öpüp "olur mu bir tanem? Hadi anlat" demesiyle birlikte, başlangıçtaki neşesine kavuşarak yerinde kıpırdandı.

"Gece-gece dememe aldırmayın, ağız alışkanlığı işte- çok özel olacakmış. Esas burasını dinleyin! Çok hoş bir sürprizleri de varmış. Ve sıkı durun canlarım; hepimiz için çok özel giysiler hazırlayıp odalarımıza konulmuş."

BEKLENEN GECE

Murat Can; koltukta oturup meyve suyunu içerken gözleri parmaklarına kaydı. Tırnakları çok uzun olmasa da bu gece dört dörtlük olması gerektiğini düşünüyordu. Konsolun çekmecesinden makası alıp özenle tırnaklarını kesti ve çabucak soyunarak duşun altına girdi.

Gardırobunun açık kanatları önünde dururken ne giymesi gerektiğini düşünüyordu. Diğerlerini ters köşeye yatırma arzusu ile krem renkli bir smokini askıdan aldı. Gabardin takımın pantolonunu bacaklarına geçirirken çoktan dolapta gördüğü lacivert papyonu takmaya karar vermişti bile. Beyaz koton gömleğin yakalarını ilikler iliklemez papyonunu takmıştı ki aynı renkteki kuşağı ve mendili gördü.

On dakika sonra saçlarını fırçalamak için aynanın karşısına geçtiğinde gördüklerinden fazlasıyla memnun olmuştu. Temiz ve şık görünüyordu. Saçlarını sımsıkı bir lastikle ensesinde topladıktan sonra son kez kuşağını ve ceketinin göğüs cebine yerleştirdiği mendilini düzeltti.

Elsa ise; on altı yaşın verdiği heyecanla, odasına girdiğinde hemen yatağın üzerine özenle serilmiş olan elbisenin yanına gitmiş hayranlıkla bir süre seyretmişti. Kat kat kırmızı tülleri okşadıkça sanki canlıymışçasına uçuşuyorlardı. Duşunu alıp, uzun sarı saçlarını kuruyuncaya kadar fırçaladı. Fırça sanki sihirliydi, her bir saç tutamı; altın bir şelale gibi coşuyor bukleleri omuzlarına dökülüveriyordu. Zihni akşamki sürprizlerdeydi. Elbisesini giyip konulmuş olduğunu düşündüğü ayakkabıları aramaya başladı. Gardıroba, kapının yanına, eşyaların sağına soluna baktı ama yoktu.

Tam- uygun olmasa da, spor ayakkabılarını giymeye karar vermişti ki, pencere içindeki kutuyu gördü. Kapağını açınca mutlulukla minik bir çığlık attı. Elbisenin kumaşından yapılmış bir çit ayakkabı fosforlu gibi parlıyordu ve Elsa yaşamında ilk kez minik de olsa topuklu bir ayakkabı giyecekti. Kendini külkedisi gibi hissederek ayakkabıları ayağına geçirdi.

Aynanın önüne gittiğinde konsolun üzerinde kırmızı, gerçek gonca güllerden yapılmış tacı gördü ve saçlarının üzerine yerleştirdi. Çiçek kokulu parfümü kulaklarının arkasına sıktı. Artık hazırdı, son kez elbisesine bakıp kapıyı açtığında kardeşlerinin koridorda sohbet ederek kendisini beklediklerini gördü. Her biri öylesine yakışıklı ve güzeldi ki içi sevgiyle titredi.

Ilgar iki tarafında, kollarına girmiş birbirinden güzel Volante ve Dipti'yle, gururla çevresine bakınırken; diğerleri üçerli guruplar oluşturmuşlardı. Audel; aralarından ayrılarak yürüdü, Elsa' ya kolunu uzattı.

"Çok güzel olmuşsun canım! Bu şerefi bana lütfeder misin?"

Elsa başını kaldırıp Audel'in yüzüne baktı. "Vay canına arkadaşlar" dedi.

"Yarım saat içinde bu yakışıklı kardeşlerimizin boyları mı uzamış yoksa giydikleri elbiseler mi öyle gösteriyor."

İpek beyaz gömleği ve siyah takım elbisesi içinde tıpkı diğerleri gibi çok şık görünen Kadim; kırmızı kravatını düzeltip kendisine eşlik eden, bembeyaz gardenya çiçekleri içindeki Aleda ve patlıcan rengi takım elbisesi içindeki Yafes'e göz kırptı.

"Ben kendi adıma parmak uçlarımda yürümediğimi söyleyebilirim ama başkalarını bilmem!

Birden koridoru diğerlerinden yükselen neşeli, itiraz ve kınama sesleri doldurdu. Murat Can arkasına dönüp Kadim'im kolunu çimcirince, Kadim "hey" diye bağırdı.

"Ne yapıyorsun ceketim buruşacak."

Eliyle üzerine konan tozları silkeler gibi elini salladı.

"Hafif bir kıskançlık mı hissediyorum acaba?"

"Kıskançlık mı? Seni kıskanmayan olabilir mi? Bir gecede Tanrı Zeus'a dönüşüverdin. Zaten parmaklarım etini hissetmedi dostum! Ne yaptın elbisenin altına teneke mi yerleştirdin?

"Eeeee! Ne de olsa öldüm ve devlerin hücrelerime zerkettikleri sıvıyla dirildim.

Kadim neşeyle konuşuyordu ama diğerleri için hiçte zevkle hatırlanacak bir olay değildi. Geçmişte yaşanmış olsa da, çok acı ve yüreklerini burkan bir anıydı yine de Kadim tekrar aralarına döndüğü için dudaklarının kenarında kalan bir tebessümle anımsayabiliyorlardı.--

OY VE YORUMLARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM:))))))))))))))

HU-DE-DİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin