24.BÖLÜM. OLAĞANÜSTÜ YARATICILIK

27 2 2
                                    

24.BÖLÜM

OLAĞANÜSTÜ YARATICILIK

Su bitkin bir şekilde gülümsedi. Elini pençe şeklinde salladı.

"Mütevazı olmayacağım, gerçekten iyiydim. Bir an bağırtım kulaklarımda patladı sanki. İnsan kendini göremiyor ya, ne olduğunu, neye benzediğini bilmiyorsun.

"Merak ettiğin görüntün olsun tatlı Su" diyen Egor,  seri adımlarla yatağın ayak ucuna yaklaştı ve avuçlarını birbirine sürttü. Oluşan minik sonsuz yüzlü elmas'ın ışıkları tüm odayı sarıvermişti. Egor, ışıkları tek tek şekillerdirmeye çizgi çizgi birleştirmeye başlamıştı. Anlamsız şekiller bir araya geldi ve devasa kertenkele kuyruklu, boynuzlu yemyeşil bir tüy yumağı içindeki korkunç gergedanı gördüler. Hayvan iri sarı dişlerle dolu ağzını ardına kadar açtı ve vahşi bir şekilde kükrerken fışkıran salyaları yüzlerine gelmişcesine iğrenerek yüzlerini buruşturdular. Çocuklar üç boyutlu şeklin hologram olduğunu bilmelerine rağmen yinede ürpererek Su'un yatağına doğru sokuldular.

Su, ağzı bir karış açık seyrediyordu. fısıltıyla" Dehşet verici" dedi. Parmağını uzatarak salladı.

"Ama!, ne Miguel'de nede Kisho'da böyle bir şey olmuyordu. Çevremde yemyeşil bir sis perdesi de oluşturmuşum. Ten rengimden dolayı herhalde.

Ai-mu tedirgin havayı yumuşatmak için bir kahkaha attı.

"Onu bunu bilmem ama sanıyorum siz dört ufaklığını yetenekleri bizlerin çok üzerinde."

Su'nun gözlerini kapattığını görünce, dönüp Egor'un değişen hologramını gösterdi.

"Dur! Bekle! asıl diğer dönüştüğün yaratığı görmelisin. Hala daha onun yüzünden boğazım kupkuru.

Gerçekten, akbabanın ilikleri donduran görüntüsü karşısında, hafızalarındaki gergedan silinip gidivermişti. Yatağın kenarına oturmuş olan Maja Su'un kolunu tutmuş sarsıp duruyordu.

"Gözleri! Gözlerine bak! Kanlı sarı! Ne kadar korkutucu olmuştun anlatamam Su. Tabi diğer dev kuşların nasıl kuyruklarını bacakların arasına kıstırıp tık bile diyemeden kaçışlarını da görmüşsündür;

Birden oda kahkahalarla birlikte alkış sesleriyle çınladı. Çocuklar birbirlerinin omuzlarına sarılmış sağa sola doğru sallanarak şarkı söylemeye başlamışlardı.

"En iyisi sensin Su!,en güzeli sensin Su! Hayatlarımızı kurtardın! İyiki varsın Su!"

Su elini kaldırarak kardeşlerini susturdu ve dilini çıkarıp kollarını uzattı.

"Yafes gibi yalancıktan utanıyormuş gibi yapacağımı zannediyorsanız çok beklersiniz ama şarkı falan anlamam ben. Hadi tek tek öpün beni sonrada uyumam için yalnız bırakın olur mu? Gerçekten çok yoruldum."

Gün hiç ummadıkları şekilde sarsıcı görüntülerle başladığı için, Su'nun yanından ayrıldıklarında hiç birinin içinden tekrar odasına dönüp uyumak gelmemişti. Erin eliyle aşağıdaki verandayı işaret etti.

"Hadi gelin! Birer bardak sıcak süt bizi kendimize getirir."

Verandaya indiklerinde çevredeki yoğun faaliyeti fark ettiler. Sağlam robotlar; bahçeyi gündüz gibi aydınlatan spot ışıkları altında; zarar görmüş olanları kucaklarına alarak ahırların yanındaki tek katlı uzun binaya götürüyorlardı. Son hasarlı robot da kaldırılıp götürülürken merakla peşlerine takıldılar.

"Orası robot mezarlığı olabilir mi? Yani hiç kafam almıyor. Beyinleri nasıl bu kadar hassas yapılandırılmış olabilir? İnsana yakın bir bellekleri var. İçerde cenaze töreni falan yaptıklarını görürsem hiç şaşırmayacağım."

HU-DE-DİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin