~
Telefonumun çalmasıyla uyandım. Saat gece yarısıydı, zaten eve zor gelmiştim 2 saat uyutmadılar.
Bakmadan açtım "Efendim." diye. Konuşmadı. "Ya beni bu saatte uyandırıyosun madem konuşsana." dedim. "Senle mi uğraşıcam ya?" diye sinirle kapattım.
Sesim kötüydü. Saat gece'nin 3'üydü. Yanımdaki su bardağından su içip uykuma geri döndüm.
Sabah kalktım ve pijamalığımı üzerime geçirdim. Yüzümü yıkayıp aşağı indim. Mutfağa gidip tezgaha bardağımı bıraktım ve su koyup içtim.
Arkadan biri yanağımı öpünce arkamı döndüm. "Günaydın fıstık." dedi Taylor neşeyle. "Sana da canım." dedim normal bir şekilde.
"Hadi spor bir şeyler giy, koşuya çıkalım tam saati." dedi. "Saat kaç ki?" dedim. "8." dedi. "Tamam giyinip geliyim." diyip yukarı çıktım.
Üstümü giyinip aşağı indim ve kulaklığımı taktım. Hızlıca koşmaya başladım. Justin'e ne kadar sinirliysem o kadar hızlı koşmaya çalışıyodum.
Taylor bana yeni yetişmişti. "yavaş kızım ya." diye bağırdı. Önüme bakmadan koşmaya devam ettim.
Sertçe bir bedene çarptığımda kafamı kaldırıp sahibine baktım. 2 dakika öyle bakıştık. "Çekilir misin önümden?" dedim.
"Önüne baksana." dedi Justin. "Justin sen ve bedenin önümden çekil." diyip itip koşmaya devam ettim.
"Mesafe koymuşsun." diye bağırdı Taylor. "Öyle oldu." diye karşılık verdim. Biraz sonra durup bir yerde kahvaltı ettik.
Sonra taksiye binip eve döndük. Üstümü çıkarıp duş aldım ve çıktım. Kot ve tişört geçirip günlük makyajımı yaptım.
Aşağıya indim ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım. Siyah bir araba geldi. "Birine mi baktınız?" dedim tanıdık değildi.
"Evet, size." dedi adam sinirle ve beni çekmeye çalıştı. Siktir. Burnuma eter getirdi ve koklattı. Bayılmadım çünkü bayılma numarası yapıyorum. Bayıldığımı sanıp beni arabaya yerleştirdiler. Arabaya binerken ben arka kapıyı açıp hızla koşmaya başladım.
Justin'in arabasını gördüm. Durdurup hızlıca bindim. "Ne bakıyosun sürsene hızlıca." diye bağırdım.
Hızlıca gaza bastı. "Ne oldu?" dedi panikledi. Olanı anlatmaya çalıştım hızlıca. Hala kalbim çok hızlı atıyodu.
"Sakin ol." tamam diyip arabayı durdurdu. "Nereye geldik biz?" hala nefes alıp verirken. "Dağ evi. Ne yapıcağımı bilemedim." dedi.
"Tamam." dedim ve içeri geçtik. "İyi misin?" dedi Justin beni sakinleştirmeye çalışarak. "Kim ne ister benden anlamadım ki." dedim.
"Ben halledicem, sen burda kal." diyip kapıdan çıkıyodu ki "Justin, hayır. Benim için hiçbir şey yapma, zaten hala korkuyorum burda tek başıma kalırsam kafayı yerim." dedim.
"Tamam sakin ol ve otur. Ben burdayım bir yere gitmeyeceğim." dedi. "Hepsi senin yüzünden." diye bağırdım.
"Senin benden ayrılmanın nedeni olan her kimse o yapıyodur bunları." diye bağırdım. "Ben salak değilim." diye bağırdım tekrardan.
"Selena, sakin olur musun? Ne dediğini bilmiyorsun şuan." dedi öfkesini kontrol etmeye çalışarak.
"Biliyorum gayet iyi biliyorum, senden önce benim sakin bir hayatım vardı sadece 1-2 kişinin tacizleri hariç." dedim.
Sinirle yerimden kalktım ve ona vurmaya başladım. "Senden nefret ediyorum." diye bağırdım ilk önce. Ağlıyordum sinirden. "Orospu."
"Selena yeter." diye sinirle bağırarak elimi tuttu vurmayayım diye. "Ne bok dediğini bilmiyorsun." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ Sen ve Ben ~ (Tamamlandı.)
FanfictionPast~ (16 years ago) İki tane anne. Biri çocuğuyla uğraşmıyor, sürekli işte. Onunla vakit o kadar nadir geçiriyor ki. Bakıcı onu gezdiriyor, besliyordu ve o parkta diğer anneyle tanıştı. Diğeri kocasından boşanmış, kocası beş parasız. Elinde,kişiliğ...