~3~

2.2K 142 20
                                    

~

"Ne?" dedim anlamamış numarası yaparak. "İkiletme boş anıma denk geldi işte." dedi gözlerini devirerek.

Sonunda cesaretimi toplayıp "Sürekli insanlara gözlerini devirmekten bıkmıyor musun pardon?" diye sordum.

"Sen insan mısın ki?" dediğinde ilk afallasamda cevap vermeyi başardım. "Sürekli aynı şeyi yapmaktan vazgeç. Hep bir laf sokma çabası. Bu üç oldu." dedim bağırarak.

"Kapının önünde bağırttırıyosun çekil şurdan." diyip onu ittirip içeri geçtim. "Meleeeğim." diye bağırdım.

Yukarıdan 'Efendim?' sesini duyunca merdivenlere yöneldim. "Justin. Bu arada önemli değil." diyip odaya girdim.

"Pattie." diyip ona sarıldım. "Şeker nasılsın?" diyip bana karşılık verdi. "Bir gelişme var mı?" diye sordum hemen.

"İlk günkü gibi bağırmıyor bana. Tek fark bu yani." dedi. "Küçük olsa bile sonuçta bir adım. Her şey sırayla." dedim.

"Ne olursa olsun, çocukluğunda ne yaşadığını bana anlatmayacak Selena." dedi.

"Nereden biliyorsun canım? Bak her şey zamanla. Her şey." dedim teselli edercesine.

"Ben kendi çocuğumu tanımaz mıyım kızım, değiştirmez asla fikrini." diyince bir şey demedim.

"Justin bu, sağı solu belli olmaz. Neyse napıcaksın bugün?" dedim. "Justin'e daha fazla yaklaşmak istiyorum ona her şeyi anlatmak istiyorum ama yalan söylediğimi düşünürse? Güvenmiyor bana sonuçta. Kazanmalıyım onu. Hem de bir an önce."

Gülümsedim ve "Savaş, güçlü anne." dedim. "Justin arkadaşlarıyla buluşucakmış galiba. Barlar falan işte."

Esnedim ve "Ne bekliyordun ki?" dedim. "Ben çıkıyorum biyolojik anne görüşürüz." diye pat diye içeri girdi Justin.

Ağzımdan o korkuyla "Ödümü patlattın, geri zekâlı." lafı çıkınca Justin'in öldürücü bakışlarını üzerimde hissettim. Arkasını dönüp kapıdan çıkınca tuttuğum nefesi verdim.

Pattie'yle güldükten sonra aşağı indik. Demi beni arayınca, onu bilerek biraz bekletip sonra açtım.

"Naber kuzucum?" diye açınca "Valla ben iyiyim ama seni sormayacağım." dedim mesafemi koruyarak.

"Daha demin Tay'ide aradım ikinizde bana trip atıyorsunuz. Hem de nedenini bilmediğim bir trip." dedi şikayet edermişçesine.

"Ben sana söyleyeyim nedenini. Kaç gündür ne bir mesaj atıyorsun, ne bir yaptığını söylüyorsun, iletişim kurmuyor ve bizi geri atıyorsun."

"Özür dilerim Sel. Gerçekten." dedi. "Özür dilemekle olmuyor. Senden haber yok biz de üstelemedik resmen şimdi aklına geldim-geldik."

"Ya, kendimi affettirebilmem için akşam bir yerlere götürsem sizi? Hem dedikodu'da yaparız."

"Bilemiyorum, Taylor'a sorarım." dedim ve kulaklığımı takıp ona mesaj attım.

"Anladım, sordun mu?" diyince cevap geldi. "Olabilir yazmış. 7'de sizi alırım." dedi ve güldü.

"Tamam hadi görüşürüz." diyip kapattım. "Pattie, ben gidiyorum." diyip yanaklarına sulu bir öpücük kondurdum.

"E, kalsaydın azıcık daha." dedi. Gülümsedim ve saat zaten Justin'le didişmekten 5 oldu. Akşam kızlarla buluşucağız; hazırlanmam gerek. Affet beni." dedim.

"Tamam, gidin siz. Bende zaten biriyle buluşucağım." dedi. "Tamam hadi görüşürüz." diyip kapıdan çıktım.

Taylor'a Demi'nin bizi kaçta alıcağına dair mesaj atıp eve sürdüm. Ayakkabılarımı çıkarıp anahtarı kapı tokmağında çevirip içeri girdim.

~ Sen ve Ben ~ (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin